15

419 28 19
                                    

Duştan çıkıp üstümü giyindiğimde Beril beni bekliyordu ama hiçbirimizin ayakta duracak mecali kalmamıştı.

"Defne, kusura bakma ama bazen abinden nefret ediyorum."

"Haklı olarak." dedim tebessümümle.

"Hayır bir insan bu kadar acımasız olamaz. Abini dışarda gören biri havuzda böyle olduğuna asla inanmaz. Ama abinle evlenecek kişiyi buraya getirmen lazım önce."

Beril'in yanlışlıkla verdiği fikirle gözlerim parladı. 

"N'oldu?" dedi Beril çatık kaşlarıyla.

Otuz iki diş sırıtıp eşyalarımı aldım ve soyunma odasından çıkarken Beril de arkamdan geliyordu.

"N'oldu Defne!?"

"Yunus'un yanına gidelim anlatacağım." dedim ve sesimin koridorlarda yankı yapacağını bilerek bağırdım. "YUNUS!"

"Efendim?" cevabı çok dibimizden geldiği için arkamızı döndük ve Yunus'la karşılaştık.

"Bizim okuldaki matematik hocası Eda hoca var ya..." dedim aynı zamanda Beril' dönüp olayı anlamasına yardım ediyordum.

"Eee?"

"Onu yarışlarımıza çağıracağız."

"Ne alaka?"

"Abimle shipliyorum ve bence çok yakışırlar. Hem Beril dedi ki, abinle evlenecek kişiyi önce buraya getirmen lazım. Ben de dediğini yapacağım."

Beril gülümseyince ben de gülümsedim.

"Ne boş işlerle uğraşıyorsunuz ya!" dedi Yunus.

"Ne anlarsın sen aşktan meşkten." dedi Beril de.

"Boş işi bırak, sen de benim gibi ikna etmeye çalışırsan kesin gelir." 

Cümlem bittiğinde arkamda abim belirdi.

"Defne, toplantına geç kalacağız. Seni eve bırakayım." dedi abim ve diğerlerine döndü. "Sizi de bırakayım mı?"

"Abi!" dedim heyecanla. "Bizim Yunus'la okulda işimiz var, Beril de bizimle gelecek. Yani özet olarak sen hepimizi al ve okula gidelim."

"Ne işiniz var okulda?"

"Yarınki ödevin kitaplarını okulda bırakmışız, onları almamız lazım."

"Ne zaman sorumluluk sahibi olacaksın çok merak ediyorum. Düşün önüme hadi." 

"Ya hocam havuzun içindeki sertliğinizi anlıyoruz ama dersten sonra da bu kadar kırıcı olmak zorunda mısınız?" dedi Beril dudaklarını büzerek.

"Hala havuzdayız, çıktıktan sonra bir daha konuşalım güzelim."

🍀🍀

Okula geldiğimizde abim arabayı park etti ve bize döndü. 

"Okulda olay çıkarmayın olur mu? Pazar günü ortalığı dağıtmasanız daha iyi."

"Uslu uslu kitabımızı alacağız, hatta sizi beklerken ödevin birazını da yaparız hocam." dedi Yunus gülümseyerek. 

"İyi bakalım, sakatlanmayın." dedi abim de gülerek.

Abim okula girdikten sonra Beril bize döndü.

"Yüzmekten sakatlanacağız, bir de sakatlanmayın diyor." 

"Hadi girip alalım asla ödevimiz olmayan şu kitapları." dedi Yunus ve sınıfa çıkıp dolaplarımızdan aynı kitapları aldık. Boş sıralara oturduktan bir süre sonra canımız gerçekten çok fazla sıkılmıştı.

"Bence konferans salonunun önüne gidelim, belki Eda hocayı tek yakalarız." dedim ve herkes fikrime katıldığı için konferans salonunun kapısının önüne gittik. Kapı açılmış, toplantı bitmişti. Ne kadar geçmişti bilmiyorum ama çok geçmiş olsaydı abim kesin beni arardı. Üçümüz de konferans salonunun kapısından kafamızı uzatınca Eda hoca ve abimi konuşurken gördük. Hızlıca geri çekilip gülümsedim. Tekrar kafamı uzattığımda ikisi de kapıya doğru yürüyorlardı. Bu sefer hepimiz geri çekildik. Onlar konferans salonundan çıktığında hepimiz sırıtarak yüzlerine bakıyorduk.

"Siz bizi mi dinliyordunuz?" dedi Eda hoca yalandan kaşlarını çatarak.

"Yok estağfurullah hocam, abimi dinliyorduk." dedim gülümserken.

"Defne." dedim abim kızar tonuyla. 

"Hocam biz aslında sizinle konuşmak için gelmiştik." dedi Yunus.

"Olur konuşalım." dedi Eda hoca ve abimin yanında milim kıpırdamadan bizim konuşmamızı bekledi. 

Kaşlarımla abimi gösterdiğimde de gülümseyip abimi döndü.

"Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?" 

"Tamamdır hocam, eti sizin kemiği benim."

"Onu Eda hocanın size söylemesi lazımdı hocam." dedi Yunus. 

Abim bizden uzaklaştığında Eda hoca bizi her şeyiyle dinlemeye hazırdı ve sözü ilk ben aldım.

"Hocam, bu Beril. Yüzme kursundan en yakın arkadaşım."

"Memnun oldum Berilciğim, ben de Eda. Defne'yle Yunus'un matematik öğretmeniyim."

"Haberim var hocam, merak etmeyin."

"Biz yarışmalara sizi davet etmek için geldik hocam." dedim gülümseyerek. 

"Daha demin Yunus abine hocam dedi, yüzme kursunun hocası mı yani?"

"Ta kendisi hocam." 

"Şanslısınız, gayet kibar ve eğlenceli bir yüzme hocanız var."

"Dışı sizi içi bizi." dedi Beril içine doğru.

"Di mi, di mi?" dedi Yunus da yakınarak.

Eda hoca mimiklerini çok anlamlandıramasa da önemsemedi.

"Gelirim tabii ki, siz bana yeri ve saati söyleyin. Tam zamanında oradayım."

"ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ HOCAM!" dedim kocaman gülümseyerek.

"Ben teşekkür ederim davetiniz için."

ASLAN AİLESİ (ABİLERİM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin