Üzerime siyah, uzun kollu ve vücudumu saran kısa bir elbise giymiştim. Modeli günlük gibi görünen bir o kadar da şık bir elbiseydi. Onun üzerine yenilerde aldığım deri ceketimi ve siyah botlarımı giymiştim.
Normalde bu kadar abartmazdım ama uzun zaman sonra ilk defa eğlenmek için dışarı çıkacaktım. Bir diğer sebepte Cerenin giyeceklerini atıp 'Lütfen sen de abart ki deli gibi gözükmeyeyim' diye mesaj atmasıydı.
Saçlarımı düzleştirmiş ve açık bırakmıştım. Hafif ama gözlerimi öne çıkaran bir makyaj yaptım. Parfümümü de sıktıktan sonra çantamı alarak odamdan ayrıldım.
"Aryasıı, kurban olurum sana." Oğuz yeni uyanan Aryayı severken odaya girdiğimi gördüğünde kafasını kaldırdı.
Bir kaç saniye beni süzdükten sonra ıslık çaldı. "Benim tanıdığım Yağmur İzem mi bu?" Göz devirdim ama aynı zamanda gülüyordum.
"Abartma istersen."
"Anne çok güzel olmuşsun!" Ayaz da mutlulukta ellerini çırpıyordu. Eğilip sıkıca yanağından öptüm. "Teşekkür ederim."
"Ben çıkıyorum. Ayaz sen de çok geç olmadan uyuyorsun." Ayaz anında kafa salladığında emin olamasam da Oğuza baktım. "Ayazın ilaçlarını içirmeyi unutma. Aryayı uyutabilir misin bilmiyorum keşke ben gelene kadar uyusaydı."
"Sen hiç endişelenme. Bu bebekler bana emanet." Ona teşekkür ederek dışarı çıktım. Cerene çocuklara kardeşimin bakacağını söylemiştim. Kardeşim olayını ise manevi olarak açıklamıştım.
Bahçeye giren araba kaşlarımı çatmamı sağlamıştı. Dikkatle baktığımda içindekinin Turan abi olduğunu fark ettim. Arabadan inip bana baktı.
"Selam." Dediğinde başımla selam verdim. "Neden geldin? Burayı nerden buldun?"
"Seni almamın daha doğru olacağını düşündüm. Evini de Ceren tarif etti." Kafa salladım. Arabayı gösterdiğinde ön koltuğa geçtim. O da geldiğinde bahçeden ayrılmıştık.
"Güzel olmuşsun." Gülümseyerek teşekkür ettim.
Onun da üzerinde siyah vücudunu saran bir tişört ve siyah bir pantolon vardı. Arka koltukta ise aynadan gördüğüm kadarıyla deri ceket. Vücudu asker olduğundan olsa gerek yapılı ve güzeldi. Zaten birbirimize benzerken böyle giyinmemiz ikiz gibi göstermişti. Bu duruma kendi kendime gülümsedim.
"Hayırdır?" Dedi göz kırpıp gülümseyerek.
"Birbirimize benziyoruz." Turan abi bunu bekliyormuş gibi heyecanla gülümsedi. "Değil mi? Ben de aynı şeyi düşünüyordum yemekten beri. Uyumlu da giyinmişiz bugün."
Heyecanlı haline ayak uydurdum. "Evet, ikiz gibi olmuşuz." Bu onu mutlu ederken yol boyunca sohbet etmiştik. Sohbeti saran biriydi.
Kırk dakikanın sonunda geldiğimiz mekana baktım. Oldukça güzel bir yere benziyordu. Turan abi ceketini giyerken ben inmiştim. O da geldiğinde biraz çekinerek de olsa elini belime atıp ilerletmişti.
Girdiğimiz mekan oldukça kalabalıktı. Turan abi bizi localardan birine ilerletirken etrafı inceliyordum. Sonunda geldiğimizde masadakilere bakarak gülümsedim. "Hoşgeldiniz."
Onlara karşılık verdikten sonra Cerenin yanına oturdum. Diğer yanımda da Turan abi vardı. Cerenin yanındaki Alparslanla göz göze geldiğimizde başımı eğip selam verdim.
"Ne güzel olmuşsun kız." Diyen Cerene baktım. O da kırmızı giyinmeyi tercih etmişti ve çok yakışmış görünüyordu. "Sen de çok güzel olmuşsun."
"Çocukları ne yaptın Yağmur?" Belgin ablaya baktım. Elindeki içeceği yudumlarken merakla sormuştu.
"Bir yakınım bakıyor." Şimdi kardeş olayına girip açıklama yapmak istememiştim. Arkadaş demeye de gönlüm el vermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neler oluyor hayatta
Teen FictionKarışan bebek, gerçek aile kitabıdır. Yağmur İzem Akça boşanmış iki çocuğuna bakan bir kadındı. Geçmişte yaşanan bir karışıklık yüzünden 27 yaşında ilk defa ailesiyle tanışacak ve hayatı yeniden şekillenecekti.