(Yorum yazmayı ve oylama yapmayı unutmayın... iyi okumalar ♡♡♡)
Şarkılar;
All The Things She Said
My Demons- Starset
Can you feel my heart-Bring Me the Horizon(Yer-mekan isimleri ve olaylar hayal ürünüdür. Gerçeklikle bir alakası yoktur. Kısacası tamamen sallamadır.)
'İçinde bir şeylerin kırıldığını hissetsen bile gülümse. Çünkü başkalarının değil ama senin iyi olmaya ihtiyacın var.'
Işıkla dans eden gölgelerin ardında, yalnızlığın soğuk nefesi hissedilir bazen. Bir ailenin ellerinden kaybolma korkusu, yürekleri buz kesen bir sessizlik gibi yayılır etrafa. Hayatın ıssız bucaksız yollarında kaybolur gibi hisseder insan, sevdiklerini kaybetme endişesiyle titreyen elleriyle kavrardı geçici anların değerini.
Zamanın acımasız oyununda, aile bağları incelir, yıpranırdı; tıpkı kırılgan bir cam gibi. Gözlerindeki ışık, kaybolan bir yıldızın izi gibidir; sonsuza kadar kaybolmuş gibi görünse de her zaman bir yerlerde parlar.
Kimi zaman hayatın karmaşık ve zorlu labirentinde dolaşırken, yolun sonunda bir çıkmazla karşılaşırız. Bu durumda, tıpkı bir ressamın tuvalindeki boşluğa bakar gibi içimizdeki karmaşayı seyre dalabiliriz.
Duygularımızın karmaşasıyla baş etmeye çalışırken, içsel yolculuğumuzun kıyısında dolaşırız, arayışlarımızın sonu gelmez bir döngüye dönüşür. Hayatın inişli çıkışlı yollarında, bazen durup düşünmek gerekir; çünkü çıkmazlar, aslında yeni bir bakış açısının kapısını aralar. Bu bakış açısını görebilmek için yapmanız gereken tek şey size neyin güç verdiğini bulmaktır. O gelen güç sizi büyütecek, geliştirecek dahası güçlendirecektir.
Pes eder gibi olursun; başını duvara yaslayıp dizlerini kendine çeker ağlamak istersin. Sessizlik olmasını, herkesin susmasını istersin ama nafile. Ne kadar sessiz bir yerde olursan ol geçmişin travmaları kulağına fısıldar.
Odanın içinde yankılanan sessiz çığlıklarla baş başa kalırız, boğuluruz ve içsel pusulamızı yeniden doğru yöne çevirmeye çalışırız. Bazıları rotayı ayarlayamayıp kaza yaparken bazıları yelkeni başka karalara çeker. Ben de umut adı verilen yelkeni başka karaya çekebilmek için gece gündüz durmadan çalışan tayfadandım.
Korku... Tanıdık geliyor mu kulağa? En büyük korku kimisine göre fobi demektir. Anlam veremeden korktuğun herhangi saçma veya anlamsız bir şey. Korkuların derinleşip fobiye dönüşmesi, zihinsel karmaşaya ve kontrolsüz duygulara işaret edebilir. Fobi, korkuların aşırı büyüyüp yönetilemez hale gelmesiyle ortaya çıkardı. İnsan karanlıktan korkardı, yalnızlıktan korkardı, boğulmaktan veya yükseklikten korkardı.
Benim akla gelir herhangi bir fobim yoktu ama herkesin zayıf bir noktası kısacası bir zaafı olurdu. Birçok insanın her şeyden çok sevdiği ve zarar gelmemesini istediği en az bir zaafı vardır. Ne kadar istemesem bile benim de bir korkum, bir zaafım vardı.
Ailem...
En büyük korkum aileme zarar gelmesi veya ölmeleriydi. Onlar benim kırmızı çizgimdi, beni yıkabilecek veya güçlendirebilecek tek şeydi. Kimileri çok iyi bir aile ortamında büyüdüğümü sanabilirdi, lakin aynanın yüzü hiç de öyle değildi. Güzel bir aile ortamında büyüyememiştim. Ben travmalarımı bu ortam sayesinde yaşamıştım.
Ailem yalnız üç kişiden ibaretti. Annem Gönül, kız kardeşim Eslem ve ağabeyim Mahlas. Bu üçü için kendi kalbimi kendi ellerimle deşerdim. Onlar için yapamayacağım hiçbir şey yoktu. Yeri gelir kavga eder, saç bile yolardım. Onları savunur, arkalarında gölge gibi bulunurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLLERİNDEN DOĞAN ATEŞ +18
Teen FictionAdalet ve intikam uğruna yangın çıkartıp düşmanlarının gözünü korkutan suikastçı Şirin Alev Asena namı diğer Anka, SMA tip 2 hastası kardeşinin ilaç parasını toplayabilmek için 5 ay boyunca barda solist olur. Lakin onun üniversiteye gitmesine bile k...