Arkamdaki kadın yani demin beni kendince terslemeye çalışan kişi bana büyük bir nefret ve imrenme ile bakıyordu.
Çok saçmaydı,gerçekten de saçmaydı insanların birbirlerini böyle küçük şeyler için terslemeye çalışmaları,normalde bende bu kadar sert konuşmazdım ama kadın cidden abartmıştı.Arkamı dönüp gitmeden son kez kadına baktım.
(Kömür karası,benimkinin yanında hacimli ve uzun olmayan siyah saçlara sahipti.Yüzünde yer yer kırışıklıklar vardı ve kaşları ne zaman baksam çatıktı bundan dolayı da yüzü hep çizgili gibi duruyordu,gözleri saçları gibi koyu tonda degildi daha açıktı ama onlar da en az yüzü kadar bitmiş gibi kısıktı ve bunların hepsi yüzünden yaklaşık 35 yaşlarında gibi duruyordu.)
En sonunda hepimiz insandık ve hepimizin gideceği yer aynıydı ne gerek vardı sanki ekstra bir kibre hele ki bu kibiri haketmiyosa o kişi.Kadından yoğun ama bir o kadar özensiz bakışlarımı çektim ve telefonumu elime alıp otobüsu kaçırmamak için saate baktım.
Saat tam olarak 16.40 tı yani 10 dakika sonra otobüs kalkacaktı.Hızlı adımlarla yürüyen merdivene bindim ve telefonumu elime alıp banka kartımı yani demin alışveriş yaparken kullandığım kartı kontrol etmek için uygulamaya girdim ve evet doğru miktarda para çekilmişti.
Yürüyen merdivenin en üst kata yani çıkış katına çıktığını fark edince elimdeki telefonu geri cebime koydum ve hızlı adımlarla dönen kapılardan geçip binadan çıktım.
Otobüs durağı direk kapının önünde olduğu için (iyiki) yürümeden otobüs gelince binip direk eve gidebilecektim .Otobüs durağındaki boş koltuklardan birine oturdum ve poşetleri de ayağımın yanına düşmeyecek şekilde koyduktan sonra geri elime telefonu aldım ve otobüs saatlerinin olduğu siteyi geri açtım,ve fark ettiğim şey ile ufak çaplı şok geçirdim.
Aslında bugün hiç otobüs seferi yokmuş ben cumartesiye bakmışım ve bugün sanmışım diye düşündüm ve sakarlığımdan bir kere daha nefret ettim.Ayağa kalktım ve poşetleride elime alıp gidecekken aklıma kırtasiyeden 3-4 parça bişey almam gerektiği geldi ve mecbur yeniden alışveriş merkezine doğru yürüdüm.
Alışveriş merkezine yeniden girdim ve bu sefer yürüyen merdivene binmem gerekmiyordu çünkü direkt 1. kattaydı kırtasiye.
Adımlarımı hızlandırdım ve kırtasiyeye doğru yöneldim, kırtasiyenin 2 dükkan gerisinde kuyumcu vardı ve ben de tam olarak onun önündeyim.Gözlerimi vitrinde amaçsızca gezdirdim ve parıldayan takılara bakmaya başladım ve tam o sırada..
Dükkanın hemen içinde olan ve kasada duran Demir beyi gördüm.Buradan gözüktüğü kadarıyla yanında yüzü gözükmeyen ama oldukça iri bir adam vardı ve adam Demir beye göre oldukça uzun duruyordu.
Demir bey kasadaki adam ile çok hararetli olmasa da bir şeyi tartışıyordu ve ellerindeki torbanın içinde duran birşeyi inceliyorlardı, buradan sadece torbanın içindeki şeylerin ışığın altında parladığı gözüküyordu.Kasadaki adam şaşırmış ve mest olmuş bir şekilde Demir beyin elinde tuttuğu torbanın içindeki şeyleri bir alet ile inceliyordu.
Demir beyin yüz ifadesini çok net göremesem de yandan anlaşıldığı kadarıyla o da baya mutluydu ama aynı zamanda yanındaki adama korkak bakışlar atıyordu ve bu da ondan korktuğunu açıkça belli ediyordu.Yanındaki uzun adam çevik bir hareketle elindeki torbayı alıp cebine koydu ve kasadaki adama bağırarak bir şeyler söyledi.Kapı kapalı olduğu için konuşmaları duyulmuyordu ama kasadaki adamın korkak bakışlarından onunda korktuğunu anlamıştım ve zaten anlaşılmayacak gibi de değildi.
Ardından uzun adam Demir beyin kulağına bir şeyler fısıldadı ve hızlı adımlarla kuyumcunun arka kapısından çıkıp gözden kayboldu.O kadar hızlı hareket etmişti ki aynı hayalet gibi ,hayalet gibi bu cümleyi zihnimde istemsizce tekrar etmiştim.
Hayalet gibi..
Hayalet gibi..
Hayalet gibi...Ardından ise meraklı bakışlarımı...
Demir bey ile kasadaki adamın olduğu yere çevirdim ve 2 çift kızgın ve tedirgin gözün bana anlamaz bir şekilde baktığını gördüm.Hızlı bir şekilde arkamı döndüm çünkü deminki bakışlar hiç hayra alamet gibi degildi..
Demir beyin çıkmasını beliyordum.Çünkü onunla konuşmak istiyordum her ne kadar deminki adamı merak etsemde ona, adam hakkında bir şey sormamanın en iyisi olduğunu düşündüm ve kapının açılma sesi ile birlikte arkamı döndüm.Demir bey bana doğru yaklaştı ve hafif yalandan bir sırıtış ile bolcq gülumsemeye çalışarak,
"Eliana hanım burada ne arıyorsunuz böyle?"Sesini normal çıkarmaya çalışmıştı ama demin yaşadığı duygu karmaşasından ötürü sesi hafif kısık çıkmıştı ve bunuda fark etmediğine adım kadar emindim.
Ben ise yalandan olmamasına özen gösterdiğim samimi bir gülüş ile elimdeki alışveriş poşetlerini kafam ile göstererek,
"Bende evin ihtiyaçları için alışverişe çıkmıştım Demir bey, eğer sakıncası yoksa sizin burada ne yaptığınızı sorabilirmiyim?"tekrar güldüm sanki gülersem sahte bir maske takabilirmişim gibi düsünüyordum işte..
Demir bey ise kafasını hafifçe onaylarcasına salladı ve nedenini anlamadığım bir şekilde kafası ile etrafını kontrol ettikten sonra geri bana dönüp yavaş ve kısık bir şekilde fısıldarcasına,
"..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kaldık
ChickLitEliana adında 23 yaşında bir kızın polisiye bürosunda çalışırken ansızın bir gece onu terkeden annesi ona gizemli bir mesaj yazar ve hayatı o dakikadan sonra hayal bile edemeyecegi noktaya gelir,bu zor dakikalarinda onun hayatini kurtaran ve ona des...