Hatıralar...

70 37 48
                                    

Yine hızlı ve heyecanlı bir şekilde kıyafet vitrinlerine doğru yöneldim.

İlk olarak 1 siyah ve 1 koyu yeşil olmak üzere 2 paraşüt pantolonu elime alıp cropların olduğu tarafa yöneldim.Çünkü bu tarz kıyafet parçları da benim olmazsa olmazlarımdı ve gerçekten herşey ile kombinlenecek kadar harika bir moda tasarımına sahiplerdi.

Elimle bir kumaşa büyülenircesine dokundum ve bunun aradığım kumaş olduğunu fark etmemle beğeni dolu bir mırıltı çıkardım ve tabikide bunu anlamam uzun sürmedi,

Yapısı gerçekten yumuşacıktı ve asla rahatsız etmeyeceğini daha giymemiş olsam bile anlamıştım.Kıyafet konusunda kendime o kadar güveniyordum işte belkide ego yapabileceğim konulardan biri bu olabilirdi diye içimden geçirdim ve istemsizce kıkırdadım.

Şimdi ise bu muhteşem kumaşlı croplardan bana uygun renkleri seçmem gerekiyodu reyonu ellerimle sağa sola doğru çevirdim ve şu hayatta beni anlattığını düşündüğüm renkler olan lila,koyu yeşil,krem ve kahverengi cropları tek tek inceleyerek,

Bedenlerini etiketlerinden bakarak vücudumu tam saracağını düşündüğüm cropları diğer kıyafetler gibi elimde tutarak hızlı adımlarla ceketlerin olduğu tarafa yöneldim.Bir diğer tasarım harikuladesi olan şeyler ise kesinlikle ceketlerdi özellikle uzunluklarıyla,renkleriyle,yapılarıyla ve desenleriyle beni resmen büyülüyorlardı.

İlk olarak askılarda duran ceketlerden en çok dikkatimi çeken siyah ve beyaz,diz kapağına kadar uzanan,kalın ve kaliteli kumaşlı ve istendiğinde boyunu kısaltabildiğim ceketleri de elime alıp büyük bir mutlulukla mağazanın ortasına doğru yürüyüp aynı zamanda etrafimda bir tam tur atarak almam gereken başka bir şey varmı diyede kontrol de ettikten sonraa..

Kasaya doğru ilerledim aslında daha birsürü şey bakabilirdim ama ihtiyaçlarim doğrultusunda hareket etmem gerektiği için kendimi frenlemiştim,

Çantamdan cüzdanımı alıp sırada beklemeye başladım.Önümde sekize yakın kişi vardı ve bu da malesef baya bekleyeceğimi gösteriyordu.Sabırsızca bakışlarımı etrafımda gezdirmeye başladım:Benim gibi işi olan ve birsürü acelesi olan insan,etrafta koşturan çocuklar,insanlara gıcık bakışlar atan mağaza görevlileri ve annesiyle küçük çaplı bir tartışmaya giren küçücük bir kız çocuğu vardı karşımda..

Nedenini bilmediğim bir şekilde onca kişi arasında sadece küçük kız ve annesi dikkatimi çekmişti.

Bakışlarımı onların üzerine yoğunlaştırdım ve onları dikkatle izlemeye başladım;(6 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim küçük,tombul yanaklı, siyah uzun ve örgülü şaçlı kız annesinin yüzüne masum bir yalvarış ile bakıyodu ve sanki ona birşey yaptırtmak istercesine gözlerini sevimli bir şekilde kırpıştırıp annesini ikna etmeye çalışıyordu.

Annesi ise kızının boyuna gelebilmek için kızının yanına eğilmiş bir şekilde ona bakıyordu ve o da aynı kız gibi inatçıydı ama bir o kadar da her an kızının istediğini yapabilecek gibi bakıyordu gözleri.

Annesi kızın aksine bu minik tartışmayı çok uzatmamaya karar verdi ve eliyle kızının yumuşacık olduğunu tahmin ettiğim saçlarını okşayıp,ayağa kalktı ve tam arkalarında duran oyuncak reyonundan minik siyah ayıyı alıp ona bakan iki çift kömür karası gözün sahibine verdi oyuncağı, ve ardından ise kızının o minik elini tutup kasaya yöneldiler.

Bu gördüğüm minicik bir tartışma bile bana annemi yani o kadını hatırlatmıştı.Gözlerim o demin baktığım yere odaklanmış ve nemli bir şekilde unutmak istediğim anılara el mecbur yeniden yenik düştüm ve gözlerimin önünde şunlar canlandı;

(5 yaşında olan ve annesine bir ip misali bağlı olan Eliana, annesinin uzun siyah hırkasının eteklerinden masumca çekiştirip ona demin gördüğu oyuncağı aldırmaya çalışıyordu.O demin gördüğü minik at Eliana için olabilecek en güzel hediye olabilirdi çünkü o at' ları oldum olası sevmişti.

Annesi bıkkınlık'la arkasını dönüp küçük Eliana'nın minicik gözlerine baktı ve gülümseyerek ,"Elianaaa anneciğim o at ı da mı istiyorsunnn ama biliyorsun zaten yeterince oyuncak almadıkmıı,

Baksana zaten bu poşetlerdeki tüm oyuncaklar seninn bırakalım da onları başka çocuklar alsın olurmu??" Eliana söz konusu başkaları da olduğu için annesinin elindeki poşetlere baktı ve o at a son kez göz gezdirip,

Annesine tatlı ve düşünceli bir şekilde kafasını sallayıp gülümseyerek ,"Hıhıı ,olur anneciğimm hem benimm çoook oyuncağımmm vay onlay bana yetey dimii.")

Bu anı yine yıllar öncesinde kalmıştı ve hala daha ne kadar da masumdu zihnimde ama gittikçe kayboluyordu aileme dair kalan anılar,sonuçta yıllar geçmişti ve ben daha ne kadar dayabileceğimi bilmiyordum.

Bu belirsizlik bu yakarış,sürekli olarak attığım ama kimsenin gram ilgilenmediği yardım çığlıklarımı artık biri duymalı ve beni bu uçurumdan kurtarmalıydı.Çok adaletsiz geliyordu herşey gözüme o kadar alakasız kişiler vardı ki şu dünyada ,

Onları seven ve onlara bağlı olan masum insanları bir çöp gibi dışarıya bırakıyorlardı hiç düşünmeden, ve malesefki o masum kişilerle hiçbir kimse ilgilenmiyordu.Aslında sırf bu yüzden bir çocuk ve belkide bir hayvana sahip olmayı bu kadar istiyordum,

Ailemden göremediğim bu eksik ilgi,şefkat ve sevgiyi onlara en iyi şekilde göstermeyi istiyordum çünkü kalbimin em derinlerinde bir yerde...Belkide olurdu bir gün...İşte bende böyle bir umut taşıyordum kalbimde , körükörüne inanıyordum olacağına...

Birden arkamdan sinirli bir kadın sesi geldi , bu eski anılarımdan ve düşüncelerimden bir çırpıda uzaklaştım."Yaa çekilsenize hanımefendii görmüyormusunnuz önün bomboş dahaa kaç saat bağıracağımm duymannnız içinnn."Sinirli ve sabırsız bir şekilde bana bakmaya devam etti. Kesinlikle umursamaz ve kadının aksine oldukça sakin olan bakışlarımı kadına yöneltip yine sakin bir ses tonuyla,

"Hanımefendi istediğim kadar burada dikilebilirim ve emin olun bu sizi hiç ilgilendirmez, eğer o kadar rahatsızsanız o koca cüssesinizi de alıp benden önce kasaya ilerleyebilirdiniz,

Kimseyi rahatsız edip böyle bir şey için yaygara çıkarmaya gerek olmadığını düşünüyorum."Ve alaylı bir sırıtış ve kendimden emin dik adımlarım ile kasaya doğru ilerledim.Kıyafetlerin parasını ödedim ve son kez ardıma bakıp sinir küpüne dönen kadına alaylı sırıtışımı tekrar gönderdim.


Yarım KaldıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin