MELEK

2 BÖLÜM: BEŞ YAŞINDAKİ ÇOCUK

Öylece evimin tavanına bakıyordum. Sabah olmuştu, pencereden gelen ışık tavana yansıdığı için belli oluyordu.

Saati bilmiyordum ama birazdan Kıvılcım gilin geleceği.

Gece eve saat dört gibi vardım ama uyumadım. Hâlâ uyanmadım.

En sonunda telefonu elime aldım. Ekranda gelen bildirimleri gördüm.

Kızılım 34 cevapsız çağrı.
Kızılım 4 yeni masaj.

Yatakda doğruldum.

Kıvılcım'ın mesajlarına tıkladım.

Kıvılcım:
Uyandın m? Daha doğrusu uyudun mu? (07.35)
Bak güzel giyin ;)
(07.40)
Anladın mı? Artık hayatına yeni erkolar olma zamanı :D
(07:45)
Mesajlarıma bakmadın ama umarım hazırlanmışsındır çünkü birazdan evinin önündeyiz.
(08.55)

Mesajları okuduktan sonra saate baktım. Saat 08.57'yi gösteriyordu. Hızla doğruldum. Altıma siyah etek üstüme siyah, sade bir crop son olarak da beyaz gömlek giydim.

Yatağımın yanımdaki komidinden maskara ve ruj olıp sürdüm. Ruju sürerken tahminen Kıvılcım, zile tüm gücüyle basıyordu. Başka kim olabilir ki.

Kapıyı açmadan önce aynaya baktım saçımı düzeltim. Fark ettim ki uzun zaman sonra böyle hazırlanmıştım. Gülümsedim.

Kapıyı açtım.

"Oo hanımefendi burda ağaç olduk." Kıkırdadım. "Bir dakika sen gülümsüyorsun, sen gülüyorsun!" Kocaman sarıldı, bende ona.

"Hadi çıkamayacak mıyız," diye sordum.

Baştan aşağı beni yüzdü, kaşlarını çattı.
"Çıkacağızda çorap giymeyecek misin? Sen çorapsız dolaşmazsın ki."

"Ah doğru unuttum."

"Her zamanki gibi şekilli çoraplarından mı giyeceksin?"

"Ne alaka?" Güldüm. Komadinin ikici çekmesinden Pikachu desenli çorap aldım, ayağıma geçirdim.

"Evet evet belli."

Ayağımada beyaz spor ayakkabı giydim ve çıktık.

Mete bizi gri renkli arabada beklediğini gördüm.

Kıvılcım Mete'nın yanına oturdu. Benede arka koltukta yerimi aldım.

"Bu araba kimin?" Biner binmez bunu söyledim.

Mete gülümsedi. "Kıvılcım bahsetmiştir, Ahmet'in arabası."

"Ah o da geliyordu dimi."

"Ufkunu açma zamanı," diye lafa girdi Kıvılcım.

Ondan sonra pek konuşmadık. Mete arabayı durdu.

"Geldik mi," dedim.

"Geldik," dedi.

Mete hızlıca arabadan indi ve Kıvılcım'ın kapısını açtı. Kıvılcım gülümsedi. Mete ona doğru elini uzattı, gülüşü otuz iki dişe döndü.

"Ben biraz daha izleyemeyeceğim," diye araban dindim. Arkamdan da onlar geldi.

Küçük bir mekana girdik. Etrafa bir bakındım, tek tük insan vardı. Bir masadan bize el sallyan birini gördüm, galiba Ahmet'i. Mete onu fark edince.

"Gelin," dedi ve Ahmet'in yanına gitti, selamlaştıktan sonra karşısına oturdu. Ardından Kıvılcım ile yanlarına gittik. Kıvılcı Mete'nin yanına oturdu.