Kill Me ~Minsung~

~Every ending is a beginning~(F)

Keyifli okumalarr♡

Anıl Emre Daldal~ B.~ bölüm şarkısı

☆☆☆☆☆

Yazar dan

Kaybettiklerimiz ve kaybedeceklerimiz bizim her zaman bir parçamız olucak. Çünkü bizim parçamız olmayan hiç bir şeyi kaybetmiş olmayız. Eğer bir şeyi kaybettiğinizi hissediyorsunuz o sizin bir parçanızdır.

Minho dan

Gözlerimi bir an bile kırpmadım. Belki de saatler olmuştu...Sadece karşımda gözleri kapalı bir şekilde duran Jisungu izliyordum. Gözlerim bana her ne kadar ihanet etmeye çalışsada direniyordum. Sanki bir saniye dahi olsa gözlerimi üstünden ayırsam uçup gidecek gibiydi.

Soğuk odanın demir kapısı tüm gürültüsü ile açıldı. Ve işte o çok beklediğim kişi gelmişti. Min Yoongi...

Yan bir şekilde sırıtarak gelip karşıma geçti.

"Naber Know? Beklettim demi?"

Damaklarını gösterek gülmeye başladı.

"Hastalıklı herif! Naptın lan ona!"

Eliyle saçlarını geri doğru itledi.

"Hiç, hiç bir şey."

Sinirim tekrar gün yüzüne çıkarken kendimi sakin kalabilmek için zorluyordum.

"Yalan söyleme lan! Kaç saattir öylece yatıyor!?"

"Belki de ölmüştür. Bilemeyiz?"

Bir kaç adım benden uzaklaşarak Jisungun yanına gitti. Parmağının ucuyla hafifçe dürttü. Ses seda çıkmayınca daha sert dürttü.

"Dokunma ona!"

Bakışlarını bana dikip imalı gözleri ile baktı.
O bakışları her zaman ki gibi meydan okuyordu bana. Yine aynı kin,yine aynı kıskançlık vardı kara gözlerinde.

Jisungun baygın olduğu için omzuna düşen kafasını, çenesinden tutarak dikleştirdi.

"Ahh Know ahh~ Ne diye böyle bir güzelliği bırakıp mafyaların peşine düşüyorsun ki?"

Arkadan Jisungun omzuna eğilip yandan yüzüne baktı.

"Değermiydi buna Minho?"

Derin bir nefes aldım. Ona dokundukça yüreğim yanıyordu. Külleri ise gözlerime savrulup orayıda yakıyordu.

"Ona dokunmayı kes."

"O hiç rahatsız oluyormuş gibi durmuyor."

Sesli bir kahkaha atarak geri çekildi. Ardından odada bulunan eski sandalyeyi Jisungla arama çekip oturdu. Lanet herif yüzünden Jisungumu göremiyordum.

"Bak Know, bir anlaşma yapalım hm? Ne dersin?"

Bakışlarımı gözlerine çıkarıp baktım. Gözlerim,içimdeki öfkeyi ayna gibi ona yansıtıyordu.

"Sen bana devletin bilgilerini ver, bende sana sevgilini vereyim ?"

Dişlerimi birbirine bastırmaktan çenem ağırmıştı. Dışarıdan nasıl gözüküyordum bilmiyorum ama içim de patlayan bir volkan vardı. Lavları da akıp içimi mahvediyordu.

"Bunun yapmayacağımı biliyor olman gerekirdi Min?"

Derin bir nefes alıp oturduğu yerden kalktı.

"Sen bilirsin Know. Bende sevgilini öldürürüm."

"Sakın! Sakın böyle bir şey yapayım deme Min! Sana hayatı zehir ederim! Cehennemi dünya da yaşarsın!"