yeonjunun, hocaların ardından hızla aşağıya inerek beni görmesiyle sorduğu soruyla ona dönmüştüm.
" Beom bu halin ne, ne oldu, neden ayakta dikiliyorsun? Gel otur" hızla yanıma gelip beni tutarak koltuğa oturunca gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.
" Şşşş ne oldu?" Bana sorduğu soruyla ona dönüp sarılmıştım. Hiç beklemeden yeonjunda bana sarılmıştı.
" Ne oldu, tae hoca nerde beomgyu?" Sorduğu soruyla kendime gelip etrafa bakmıştım.
Birlikte geldiğimiz çoğu kişi buradaydı.
" Şey-" " buradayız " sözümü kesen şey tae hyungun ana kapıdan öbür hocalarla gelmesiydi.
" İyi misin beomgyu?" Minho hocanın dediğiyle kafamı evet anlamında sallamıştım.
" Peki öyleyse kim anlatıyor. Nasıl katille karşılaştınız da bu raddeye geldiniğinizi?" Jay hocanın dediği şey ile tae hyungla göz göze gelmiştik.
" Şey şimdi biz kaybolmuştuk. Bir adam katil işte geldi bizi otelin arkasına gittiğini idda eden bir yere doğru götürdü. İşte sonra biz adamdan ayrıldığımız da beom bana katil hakkında olan yazıyı ve canlı konumu gösterdi. Çaktırmadan dönmeye çalıştık. Otel gözükünce ise arkamızdan seslendi ve işte sonrasını biliyorsunuz. " Olayı az çok anlattıktan sonra merdivenlerden bir ses yükselmişti.
" Ne!" O tarafa baktığımızda ryujin, san ve felixin merdivenlerden bize baktığını fark etmiştik.
" Siz yukarda tam olarak ne yapıyorsunuz?" Changbin hocanın dediğiyle san konuşmuştu.
" Beomun annesi aramıştı, içinde kötü bir his varmış, her şey yolunda mı diye aramış. Sanırım doğruymuş" sanın sözü biter bitmez ryujinin bağırması bir olmuştu.
" Elin nasıl kesildi?!" Dediği şeyle elime bakmıştım. İki sene önce olan olay yüzünden acıyı hissedememiştim.
" İnan bilmiyorum" dediğim şeyle bir el, elimi eline alıp bakmaya başlamıştı.
" Fazla derin değil istersen otelin yakınlarında bir hastane var gidelim " elimi eline alan kişi Minho hocaydı. Lise yıllarında yasa dışı kafes dövüşlerine katıldığı için stajyerlik döneminden beri revir hocası gibi bir şeydi.
" Yarın baktıralım. Hem yarın Kore'ye geri dönücez şimdi herkesin dinlenmesi lazım" Jay hocanın dediğiyle tae hoca önümüzde duran masanın çekmecesini açıp ilk yardım çantasını almıştı.
" Tamam o zaman pansuman yapalım " demiş ve yanıma oturmuştu.
" Minjea olayı gibi amk" sanın bir anda söylediği şeyle gözlerimi kocaman açmış ve hemen ona dönmüştüm.
" Dışımdan mı söyledim pardon" kendini açıklamak için söylediği cümleyle geri pansumana dönmüştüm. Ortada hiçbir neden yokken bunu söylemesi çok saçmaydı.
Zaman kayması öbür gün
Şu an aynada kombinde ki eksiğin ne olduğunu düşünüyordum. Belki bir şapka ama benim şapkam yoktu yanımda.
Yapabileceğim bir şey yoktu. Bu yüzden daha fazla oyalanmadan çıktım banyodan.
Çıktığım an hala yatakta uyuyan taehyun hocayı gördüm. Bizi kaldırıp kendi yatmıştı. Tam gidip kaldıracaken jisung durdurmuştu.
Gülerek " dur Minho hoca ben uyandırcam dedi" dediği şeyle Minho hocayı bekledim.
Otel odasının mutfağından gelen sesle istemsiz kaşlarımı çatmıştım.
" Ehehe uçakta ıslatamadım bu güne nasipmiş" elimde buzlarla dolu üç şişe görünce konuşmaya başlamıştım.
" Hocam yapmayın tae hoca hasta olur. Hem neden bu kadar ıslatmak istiyorsunuz?" Dediğim şeyle gözlerimi devirmiş ve cevap vermişti.
" Of beom o beni ıslatmıştı. Hem hasta olsa sen mi bakıcaksın, yine biz bakıcaz hadi çekil senin üstüne dökülmesin" dediği şey mantıklıydı ama yinede hasta olsun istemiyordum işte.
" Peki" diyip biraz kenara çekilmiştim. O sırada açılan kapıyla o tarafa dönmüştüm. Bu kapılar kartla açılmıyor muydu?
Gelen kişilerin kim olduğunu görünce nasıl açtıklarını anlamıştım. Tae hocanın kartını almışlar.
" Bizsiz olmaz" diyip Minho hocanın elinde ki su şişelerini almaya çalışken çıkan gürültüden tae hoca uyanmıştı.
" Ne oluyor lan?" Demesinden hemen sonra hem ben hemde onun üstüne bardaktan pardon şişeden boşalırcasına buz gibi soğuk su dökülmüştü.
" Hay ama ya gördün mü beomgyu'nun üstüne geldi" Jay hocanın dediğiyle kapalı gözlerimi açmıştım. Sırılsıklam olmuştum.
" Ayy yaa kıyamam. " Yeonjunun gülerek yanıma gelip söylediği şeyle sesli bir nefes almıştım.
" Tamam tamam birşey yok. Gyu sen git tekrar duş al yoksa hasta olucaksın. Sizde çıkın gidin" tae hocanın dediğiyle yüz mimiklerini hiç değişmeden konuşmuştum.
" Gerek yok siz duş alın benden daha çok ıslandınız. Hem o kadar hızlı hasta olmam ben" demiştim. Evet fazla hızlı hasta olmazdım ama hızlı hasta olurdum.
" Peki " demiş ve yataktan kalkmıştı. Bir ıslak yatağa bakmış bir Minho hocalara.
" Sizde gidin öbür öğrencileri kaldırın " dediğiyle odaya gelen herkes gülerek çıkmıştı. Ne kadar ıslanmış dâhi olsam komik bir olaydı.
Onlar gittikten sonra yatağın kuru veya ıslak yerine dikkat etmeden uzanmıştım. Ne de olsa üzerimi değişicektim.
Telefonumu alıp kim ne konuşmuş diye bakmaya başlamıştım.
Kafamı telefondan kaldırmamı sağlayan şey tae hocanın saçlarım arsımda gezen eli ve konuşmasıydı.
" Baya bi' kesilmiş" neyden bahsettiğini anlayınca kafamı evet anlamında sallamıştım.
" Neyse hocam siz şimdi gidin duş alın yoksa hasta olursunuz" ortamın daha kötü olmasını istemediğim için konuyu değiştirmiş tae hocayı banyoya göndermiştim.
"Evet şimdi yeni bir kombin bul Beomgyu" kendi kendime söylendikten sonra valizi açıp kıyafet aramaya başlamıştım.
**************
Evet biraz sohbet edeli mi?Nasıldınız?
Umarım iyisinizdir
Ficin gidişhatı nasıl ?
Hızlı mı, yavaş mı ?
Yani beğeniyor musunuz ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
best hocaaa yaaa
Fanfictiontilki ama seviyorum: gyu niye okula gelmedin piç insan sevdiğine çekermiş( peluş): olm fizik hocası full seni sordu ve övmekten bıkmadı. TAMAMLANDI AMA DEVAM EDİYOR OLARAK GÖZÜKÜYOR SANIRIM