2. Bölüm

1K 80 111
                                    

Ortamın saçmalığını umursamadan son lokmamı da ağızıma tıkıp ayranı kafaya diktim.

Oh be, dünya varmış...

Evet, şu anda çiğ köftecideydik..

Ne diyebilirim ki? Beni ciddiye alacaklarını düşünmemiştim ama biyolojik bey baba söylediğim lafın ardından babamı da zar zor ikna edip hepimizi buraya getirmiş, aile boyu masalardan açtırmıştı.

"Elhamdülillah" dememle heykel beylerden birinin şükür çektiğini duymuştum.

Ne yapayım? Doymuyorum ben.

"Gelelim asıl konumuza.."

Aha...

Sıyrılmam lazım sıyrılmam lazım!

Çişim geldi mi desem?

En iyi seçenek.

Tam ağızımı açıp konuşacağım sırada yanımda oturan Arel dizime tekmeyi çakıp rahat durmamı söyleyen bakışlarından attı.

Evet, özel güçleri var onun. Bakışlarıyla konuşabiliyor.

"Durum ortada. Ne kadar hayret etsek de yapabileceğimiz bir durum yok, hastaneye dava çoktan açıldı. Biliyorum sizin için de çok zor bir durum bu fakat bizi de anlayın, kızımızı tanımak istiyoruz."

Babam derin bir nefes alarak konuşmaya dahil oldu, "Ben daha bir şey demiyorum. Zaten dinleyen de yok, tanımak istiyorsanız buyurun karşınızda tanıyın. Ama sonrasında aynı şekilde getirin kapımıza bırakın. Diyeceklerim bu kadar." deyip kalktı ve dükkandan çıktı.

Mehmet reis kötü adamı oynuyordu...

Ee sorun bakayım sizinle ben tanışmak istiyor muyum?

Kesinlikle evet!

Hep kalabalık ailenin tek kızı olmak istemişimdir.

Annem adının Ayla olduğunu öğrendiğim biyolojik anneme dönerek konuştu,

"Peki, biz Damla'yı görebilecek miyiz?"

...

Kıskandım lan..

"İnanın bunu bizde çok isterdik fakat Damla.. Bazı rahatsızlıkları var. Kimseyle doğru düzgün konuşmuyor. Herşeyden nefret ediyormuş gibi, bizden de uzak kalmak istediği için onu yurt dışında bir okula gönderdik. 4 gün önce gelmişti fakat bu olayı öğrenince de sabah gördünüz zaten, apar topar ilk uçağa bindi ve gitti. Reşit olduğu için de birşey diyemiyoruz. Hiçbir zaman onunla aramızda ailevi bir bağ oluşamadı malesef. Hep kendini soyutladı bizden, şimdi sizinle de konuşmak istemiyor. Ben yine onunla konuşurum fakat sizinle görüşmek isteyeceğini zannetmiyorum."

Vaz geçtim kıskanmadım.

Bu ne oğlum, hayattan nasıl zevk alıyor bu kız?

Ben onun yerinde olsam günah olmasa çoktan kendimi biryerlerden atmıştım.

Haram haram.

Puh cehennem.

Annem üzgün bir şekilde başını salladı ve bana bakıp gülümseyerek aceleyle dükkandan çıktı. Büyük ihtimalle babamın peşinden gidecekti.

Eee..

Ben ne yapacağım şimdi?

Ankastre..

Dur durduğun yerde yavrum. Heyheylenme hemen.

İnsan 18 yaşında ilk defa 4 tane abi, 1 ikiz ve ana babasıyla karşılaşınca kalıyor tabi biraz dımdızlak.

Ayla hanım anne gülümseyerek gözleri dolu dolu konuştu.

Abi mi?✔️  -DÜZENLENİYOR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin