7. Bölüm

294 27 4
                                    


"Anne, biz Zeynep'le biraz dolaşacağız. Bunaldık evde otura otura," diyen Buğrayla beraber aile üyyelerinin gözleri bize döndü.

"Tabi ki oğlum, gidin gezin, kaynaşın. Sizin yaşınızdayken ben evde durmuyordum," diyerek gülen Ayla anneciğimle Osman babamın kaşları havalandı.

"Zamanında da deliydin, şimdi de delisin be gül yüzlüm," demesiyle annemin yüzünde içten bir gülümseme belirdi.

Ve bakışma seasları.

"Siz burada aşkınızı yaşayın, biz çıkıyoruz!" diyerek Buğra'nın kolundan çekerken herkese el sallıyordum.

Kapıyı çarpmadan önce Kuzey abimin arkadan, "Dikkat edin!" diye bağırdığını duydum en son.

"Gidelim bakalım, ikizler özlemini gidersin," diyerek yalancı bir gülümseme gönderdiğimde Buğra göz devirdi.

"Ne ikizi Zeynep? O benim değil ikizim, yanında bulunmak istediğim bir insan bile değil. Derdini neymiş onu anlamak için gidiyoruz sadece." diye net bir biçimde konuştuğunda içim burkuldu.

Bu kız bu aileye ne yapmıştı da onun konusu bile hiç açılmıyordu? O kadar mı kötüydü?

"Üzülme Buğra'm, artık ben varım ya," dediğimde gülümseyerek beni kolunun altına aldı ve saçlarımı karıştırdı.

"İyi ki varsın. Hep bizimle ol," dediğinde kıkırdayarak kafamı salladım.

Arel'i de çağırsa mıydık acaba...

Özledim keratayı, hem böyle aksiyonlu işlere onsuz gittiğimi öğrenirse beni gider borusuyla boğar.

Ama olmaz ki, Bu konu Buğra'nın özeli gibi birşeydi.

"Ne düşünüyorsun öyle kara kara?"

"Hiiç, hadi gidelim!" diyerek daha hızlı yürüyecektim ki sokağın başında ki köşeden Spidermanlı pijaması, beyaz tişörtü ve elinde vanilyalı dondurmasıyla çıkan Arel'i görünce olduğum yerde durdum.

YaRabbim sen ne büyüksün!

"Arel!" diye seslenip gülerek onuia doğru koşturduğum da gözlerini kocaman açıp dondurmasına baktı.

"Dondurmam! Dur!"

Ben durdum mu?

Hayır.

Kollarımı sıkıca ona doladığımda çoktan elindeki dondurma sarsıntıyla beraber yere kapaklanmıştı.

Arel de kollarını bana dolarken yalandan ağlıyordu.

"O dondurmaya kaç para verdim ben... Nerelere gidem!" diye sızlanırken omuz silkerek daha sıkı sarıldım.

Sarılmayı biraz severim.

"Kaburgamı kırmaya niyetlendin herhalde sütçük, az yavaş ol lan."

"Ne dırdır yaptın be, al sarılmıyorum," deyip ayrılacakken buna izin vermedi ve gülerek kafamdan tutup göğüsüne çekti.

Sanırım boğuluyorum.

Gider borusuna gerek kalmadı...

"Şaka yapıyorum limonlu sütüm, sen sarılmak istersin de ben seni geri çevirir miyim? İstersen tüm günü kaslı kollarımda geçirebilirsin."

Nefes alamıyorum!

"Zeynep? Cevap versene be!"

"Ulan kızı boğuyorsun geri zekalı," diyerek beni kendine çeken Eren Buğrayla rahat nefesler alabilmiştim.

Abi mi?✔️  -DÜZENLENİYOR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin