iyi geceler canlarım, uzun bir aradan sonra ben geldim ve sizi çok özledim. siz de bizi özlediniz mi? ❤❤
sizi burada fazla tutmak istemiyorum ama bölüm sonunda hasret gidermeye davet ediyorum. keyifli okumalarrr ❣❣
❤
Tüm hafta sonumu Yalın'la geçirmiştim. Yalın Ateş'le nasıl ilgilendiyse benimle de öyle ilgilenmiş, tabiri caizse bana bebek gibi bakmıştı. Onun ilgisi, bolca dinlenme ve zorla yedirdiği meyveler, içirdiği bitki çayları ve tavuk suyu çorbalar işe yaramış ve haftaya eski halimden bile daha sağlıklı bir şekilde başlamıştım.
Bu hafta sonu hem ruhuma hem de vücuduma çok iyi gelmişti.
Yalın sabah erken çıkmıştı. Yanında kıyafet yoktu ve eve gidip üzerini değiştirmesi gerekiyordu. Aldığımız kararda mutabıktık. Şu an için kimseye söylemeyecektik ve çaktırmayacaktık.
Üzerimi değiştirip Ateş'i ve eşyalarını alıp taksiye bindim. Bugün Sevgi anne bakacaktı Ateş'e. Annemler Sıla'nın yanından dönmemişlerdi. Hafta sonu birkaç defa konuşmuştuk. Ateş'i kreşe yazdırma fikrini de askıya almıştım zaten. Biraz daha annelerle durumu idare etmeye çalışacaktım. Ateş'in hayatında bir anda bu kadar fazla değişiklik olması fikri sonradan hoşuma gitmemişti. Zaten Yalın'la boşanmıştık, babasıyla ilişkileri farklı bir boyuta atlamıştı. Yavrum bu duruma alışamadan ben işe başlamıştım ve bir anda hem annesinden hem de babasından olmuş gibi olmuştu. Ona bu durumu ne kadar hissettirmemeye çalışsam da ne kadar başarılı olduğum meçhuldü. Sonra babaannesi bakmış, daha sonra anneannesine geçiş yapmış ve şimdi yeniden babaannesine dönüş yapmıştı. Zaten bu sıralar hayatında yeterince değişiklik olmuştu, onun kafasını daha fazla karıştırmak, güven duygusunu zedelemek istemiyordum.
Sevgi anne bir haftayı geçkin bir süredir Ateş'le sadece ara sıra telefonda konuştuğu için Ateş'i fazlasıyla özlemişti. Bizi kapıda karşılamış, Ateş'i uyandırmamaya çalışarak defalarca öpmüştü. Aklımın kalmamasını söyleyerek içeriye geçtiğinde içim rahattı. Sevgi anneyi seviyordum. Fazla meraklı bir yapısı vardı ve ağzında gerçekten hiçbir şeyi tutamıyordu. Boşanma haberimizi ışık hızından bile daha kısa bir şekilde anneme yetiştirmesinden anlaşılıyordu zaten. Ama onun haricinde gerçekten de iyi bir insandı. Bu zamana kadar bana kendi kızı gibi davranmış, sevmiş, saymıştı. Aramızda diğer kaynana gelin ilişkileri gibi bir ilişki yoktu. Ben de aynı şekilde ona karşı her zaman saygılı olmuş ve onu kırmamaya özen göstermiştim. Şimdi ise ona karşı saygım daha da artmıştı. Özellikle Yalın'la boşanma sürecinde sergilediği asil tavrı ve bana kızdığını bilsem de yanımda oluşu, bunu hissettirişi... Kendi ailemin bile desteğini görmezken ondan gördüğüm o varlık hissi... Benim için çok önemliydi ve bunu asla unutmayacaktım.
Ona gülümseyip teşekkür ederek oradan ayrıldım.
Gözüm sürekli Yalın'ın odasına kayıyordu. Odaklanamıyordum. Ofise geldikten sonra Beril'le biraz laflamış ve odama geçmiştim. Biraz önce ise Çağdaş'la Zilan'ın Yalın'ın odasına girdiğini görmüştüm. Büyük bir ihtimalle Antalya'yı konuşuyorlardı ve ben deli gibi merak ediyordum. Zilan'ın orada ne yaptığını, bir sorun çıkarıp çıkarmadığını, Yalın'ın bundan sonra ne yapacağını... Ama gireli bana saatler geçmiş gibi gelse de odaya ne giren vardı ne çıkan... Saatime baktığımda daha on beş dakika olduğunu fark edince of'layıp önümdeki dosyaya döndüm. Aklım almasa da tekrar baştan okumaya başladım. Aradan biraz daha zaman geçtikten sonra bir kez daha kontrol etmek için başımı çevirmiştim ki Zilan'ın sinirli bir şekilde odadan çıktığını gördüm. Görmeseydim de kapıyı çarpışından çıktığını kesin anlardım. Anlaşılan görüşme pek iyi geçmemişti. Stresten dudaklarımı kemirmeye başlamıştım artık. Beş dakika kadar sonra Çağdaş da, daha sakin bir şekilde, odadan çıktıktan sonra önümdeki ne olduğunu bile hatırlamadığım, sabahtan beri sadece oyalanmak için baktığım dosyayı kapıp ayağa kalktım. Üstümü başımı düzelttikten sonra odamdan çıkıp Yalın'ın odasına ilerledim. Sabahtan beri gözetlemiyormuş gibi "Beril, Yalın Bey odasında mı?" diye sordum. Beril'in ürkek bakışları beni bulurken "Odasında ama acil değilse eğer şu anda girmeni önermem. Zilan Hanım çok sinirli bir şekilde çıktı odadan, sanırım tartıştılar." dediğinde "Yaa ne oldu ki?" diye merakla sorduğumda Beril bilmiyorum, dercesine omzunu silkti. "Tüh, maalesef acil ya. Neyse ben bir bakayım. Belki de o kadar sinirli değildir." deyip Yalın'ın odasının önünde durdum. Kapıyı bir kez tıklatıp gel, demesini beklemeden içeriye geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşansak da Beraberiz! (Tamamlandı)
General FictionAdliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile getirirken kafamı onaylarcasına salladım. Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu. "Evet. Garip hissediyorum."...