Sindirella'yı 12geçe

11 3 0
                                    

Gözyaşlarını kendi silenlere🖤

MEHİR'den

  Görkemli binaya Hazar'la el ele girecektik. Hedefimiz Esmeralda'nın ilgisini çekip yakınlık kurmaktı.

  Bugün ki plan için Hazar'ın adını bile bilmediğim bir diğer arkadaşı yardım edecekti. Onlar burada dururken gizlice evlerine sızacak ve belgeleri alacaktı. Umarım ona bir şey olmazdı.Tanımasamda bize yardım ettiği için ona minnettardım. 

  Sergiye girmeden önce bulgarca bir yazı gördüm ve türkçe anlamını merak edip telefonumun kamerasından çevirdim. 

  "Любовта се храни с болка."

  "Aşk acıdan beslenir. " yazıyordu telefonumun çeviri kısmında. Serginin konusunun aşk olduğunu düşünmeye başladım. Temastan nefret etmeme rağmen bir yandan da Hazar'ın elini tutuyordum.Oda benim elimde çevirdiğim yazıya karşın acı bir şekilde gülümsüyordu, gülüşü çok güzeldi. Keşke acı bir şekilde gülümsemeseydi. O zaman bende gülüşüne eşlik edebilirdim. 

★İLAHİ BAKIŞ AÇISI

  Genç adam ve genç kadın el ele sergiyi dolaşırlarken gözleri maskeli bir melek tasviri gördüler. hemen yakınlarında küçük bir kız çocuğu duruyordu.Kendi kendine söylediği kelimelerden Türk olduğu anlaşılıyordu. 

  Gözleri maskeli melek resmini görünce korktu ufak kız

Gülümsedi onun bu hallerini gören genç kadın. 

Ve dudakları şu sözleri fısıldadı. 

  "Gözüyle görmeyenlerden değil

Seni kalbine gömmeyenlerden

korkacaksın çocuk

Şayet onlar

seni asıl Görmeyenlerdir." 

  "Bu ne demek" dedi ufak kız.

  "Büyüyünce acıyacaksın. 

Çünkü acıyla harmanlanmamış

Her kelime anlamsızdır..." 

  Genç adam uzunca baktı yanındaki kadına. Kadının bakışlarıyla buluşunca aldı gözlerini onun üzerinden ve sergiyi gezmeye devam ettiler. 

★HAZAR'dan

  Mehir'in küçük çocuğa söylediklerini düşündüm. 

  "Büyüyünce acıyacaksın "demişti küçük kıza. 

  "Çünkü acıyla harmanlanmamış her kelime anlamsızdır. "demişti. 

  Ne kadarda haklıydı söylediklerinde acı çekmeden hiç bir şeyi anlayamamıştım bunca sene. 

  İlerledik ve maskeli meleği gerimizde bıraktık. 

  Karşımda gördüğüm tablo şaşırmama sebep olmuştu. 

  Lavinya şeklinde tasvir edelmiş kız, mezarlıkların yanı başında oturuyordu. Ben her ne kadar Lavinya adını Mehir 'e yakıştıramasamda ona ne çok benziyordu. Resimdeki kız tıpkı o geceki Mehir' in o gece yaptığı gibi ölülerin hemen yanında duruyordu. 

  "Sana ne kadar çok benziyor ölüm çiçeği." 

  Oda kendisinin ne kadar benzediğini fark etmiş olmalı ki şaşırmış bir şekilde tabloya bakıyordu. 

  "O geceyi hatırlattı bana.Bende aynı böyle çaresiz duruyordum onların yanında." Bakışları o kadar masumdu ki içimi ısıtmıştı.

  "Dediğin gibi sen geldiğinde çoktan ölmüşlerdi. Senin yapabileceğin bir şey yoktu." 

CanhıraşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin