Kor Tanesi

12 2 0
                                    

Öncelikle uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba sınavlardan dolayı buraya bölüm atamadım.Beklettiğim için üzgünüm umarım bu bölümü seversiniz iyi okumalar...

Bu bölüm arayışta olanlara gelsin

🖤

MEHİR'den

Hazar'ın sırtı kanıyordu. Hazar'ın ceketini nazikçe çıkarmış bir yandan yardım için bağırıyordum. Gece hayatının yoğun olduğunu duyduğum bu ülkede yoldan gelen geçen yoktu. Hızla Hazar'ın telefonunu elime aldım ve parmak izini okuttum. Hakan'ı arayacaktım. Ambulans çağıramazdım bunun kimin yaptığını henüz bilmiyorduk. Sonuçta sahte pasaportlarla gezen iki insandık

  "Alo Hakan yardıma ihtiyacımız var Hazar'ı vurdular." Nefes nefese söylediğim cümleyle Hakan'a zaman tanımamıştım. 

  "Tamam ben sana yardım edecek kişileri yollayacağım onlarla gideceksiniz.Şimdi derin nefes al ve nabzına bak ve yarasına tampon yap sakin ol Mehir onun sana ihtiyacı var." 

  Tekrar konuşmaya başlamıştı. "Size göndereceğim kişiler Hazar'la benim ortak tanıdığımız arkadaşlarımız bir kaç gün önce oraya gittiler. Bende bugün gece yarısı geçecektim sınırdan. Hazar'a söylemeyi unutmuş olmalıyım. Onlara güvenebilirsin güvenilir insanlardırlar. İçlerinde doktorda var sana yardımı dokunacaktır. Onların plakasını veriyorum bir dakika beklemen gerek****** plakaları bu. "

  "Hakan ona bir şey olmaz değil mi? "Nabzı şükürler olsun ki atıyordu ama yavaşlamış olduğu kesindi.bir yandan Hazar'a tampon yapıyor diğer yandan ağlıyordum.Birinin daha ölümünü göremezdim. Lütfen Hazar aç gözlerini diye geçirdim içimden. 

  Allahım onuda yanına alma dedim içimden dualar ederken 

  "Sakin ol Mehir bir şey olmayacaktır." beni sakinleştirmek için elinden geleni yapıyordu. 

  Bir kaç dakika aradan sonra siyah bir araba geldi. Plaka uyuşuyordu. İçerdekiler beni görmüş olmalılar ki hemen yanıma gelip Hazar'ı taşıdılar. Ben kaskatı bir şekilde oturmaya devam ediyordum ki içlerinden bir kız yavaşça yanıma gelip "ona hiç bir şey olamayacak." dedi. 

  Umarım onlar haklıdırlar diye iç geçirerek arabaya bindim. Kendimi yine suçlu hissediyordum. 

  Hazar'ın başını bacaklarımın üstüne koymuştum. Ağlamaya devam ediyordum. Yine her yerim kan olmuştu ve ben bir kez daha kırmızı renkten nefret etmiştim. 

  Bir kaç dakika ilerledikten sonra villa tarzı bir yere gelmiştik. Gözüm hiç bir şeyi görmediğinden boş bakışlarla etrafa bakınıyordum. Bakıyordum lakin göremiyordum hiçbir şeyi. Tekrar o geceye dönmüştü zihnim. 

  Hızlıca Hazar'ı dışarıya çıkarmışlardı. Tekrardan o kız yanımda kalmış yavaşça villanın içine doğru götürüyordu beni. Hazar'ı odalardan birine almış olmalılardı. 

Kurşunun çıkartılması gerekliydi.

  Saatler geçmiş gece yarısı olmuştu artık. Artık düşünmekten kafayı yiyecektim. İçlerinden kim olduğunu bile bilmediğim biri geldi.

  "Kurşunu çıkarttık biraz dinlenmesi gerekiyor." dedi. Diğer yandanda saçına taktığı bonesini ve ayakkabısının üstündeki galoşları çıkarıyordu.

  Burayı kliniğe çevirmiş olmalılardı. Şükürler olsun ki onlar bugün bugaristandaydılar aksi ihtimalleri düşünmek istemiyordum.

  Çevremdeki herkes zarar görüyordu ve ben kendimi çok suçlu hissediyordum.

CanhıraşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin