Karnımda gezinen parmaklarla gözlerimi yavaşça araladım.
" Changbin ? Ne yapıyorsun ? "
Yanağımı öpüp gülümsedi.
" Bebeğimizi seviyordum. Hem biraz da masaj yapıyordum. Gece sürekli ağrın olup kalkıyorsun. Rahat uyu istedim. "
Gülümseyerek elimi yanağına koydum. Diğer elimi ise karnımdaki elinin üzerine yerleştirdim.
" Changbin "
" Efendim bebeğim ? "
" Ben seni çok seviyorum ama ya "
Gülerek dudaklarıma ard arda öpücükler kondurdu.
" Ben de seni çok seviyorum bebeğim"
Kafasını boynuna yaklaştırıp derince nefes aldığın da nefesimi tuttum. Her hareketi delirtiyordu beni. Hamile olduğumu öğrendiğinden beri daha da ilgili olmuştu. Tamamen önceliği olarak bizi koymuştu. Onu seviyordum . O da bizi seviyordu . Beni ve bebeğimizi.
Saçlarını okşarken derin nefes aldım.
" Babam bu akşam yola çıkmamız gerektiğini söyledi. Gitmeden önce ne yapmak istersen yapacağız . Ne yemek istersen yiyeceğiz. "
Ellerim durmuştu. Vampirler durmuyordu. Babamın başına gelenleri nasıl anlatmışlarsa bunu yapanın bir kurt olduğuna inandırmışlardı çoğunu. Hyung buna ne kadar karşı çıksa da onu dinleyen çok az kişi vardı.
Changbin'in babası , yani kayınpederim ise hem bu karmaşadan uzak durmamız , zarar görmememiz hem de bu haberleri duydukça stres yapmamam için bizi yolluyordu. Herşey düzene girdiğinde geri gelecektik.
Hamile olduğumu ona da açıklamıştık ve açıkçası Changbin'den daha güzel tepki vermişti. Hatta sevincinden bir ara üstündekileri çıkartıp elinde sallayarak sarayın bahçesinde koşmuştu. Her saniye dibimde bitip bir isteğim olup olmadığını hep soruyor ve sağlığımdan emin oluyordu.
Bu buradaki son sabahımızdı. Ona daha çok sarıldım. Kokusu tüm odayı kaplıyordu.
" Alfam heyecanlanmış "
" Alfan senin yanında, seni düşünürken, seninle ilgili her şeyde heyecanlanmadan duramıyor ki "
Burnunun ucunu öpüp karnımı tuttum. Yavaşça kalkmayan çalıştığımda bana yardım ederek ayağa kaldırdı .
Üzerimizi değiştirip birlikte herkesin çoktan toplandığı yemek salonuna geçtik.
" Ay benim torunum ve damadım mi gelmiş ! "
Bana sarılan kollara karnımın izin verdiği kadarıyla karşılık verip masaya geçtim. Cidden karnım büyüdükçe her şey daha da zorlaşıyordu. Yürümek , merdivenler , nefes almak , sarılmak....
Jisung'un doğumu benden daha önce olacaktı. Doğumu her geçen gün daha da yaklaştığı için benden daha çok zorlanıyordu.
" Ay benim güzel betam bunu da mı yiyecekmiş ? Oyş yesin tabi . Aç bakalım ağzını "
Jeongin'in kurdu tekrar gelmişti. Hyunjin , Jeongin'den daha çok sevinmişti. Bu yüzden Jeongin'e olan sevgisi ve ilgisi kat kat artmıştı. Zaten her gün daha da artıyordu.
" Ya ama aşkım doydum ki "
Jeongin ne kadar inat etse de en sonunda dayanamayıp Hyunjin'in onu beslemesine izin verdi .
Felix elindeki bardağı kafasına dikleyip başını Chan'in omzuna koydu.
" Gitmeden önce bizim bahçemize gidelim "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Passion / Seungbin
FanfictionGözlerimi tekrar gözlerine çıkarttım. Pekala madem izin vardı eğlenmek benim de hakkımdı öğle değil mi ? Kulağına yaklaştım. " Saat tam 12 ' de arka kapının orada bekle beni alfa . " Kulağına üfleyip tekrar yüzüne döndüm ve hafifçe gülümsedim . "...