Okula yetişmeye çalışıyordum ve çoktan geç kalmıştım. Saat sabahın sekiziydi ve etraf hâlâ karanlıktı.
Nefes nefese kaldım ve kenarda biraz soluklanmaya karar verdim, zaten geç kaldım.
Hatta belki ilk dersi asabilirdim bile.
Çantamı kenara koydum ve sırtını duvara yaslayarak oturdum. Çantamdan suyu aldım ve bi kaç yudum aldım.Okulu asmam her zaman olan bir şey değildi. Genelde İsagi beni köşede sıkıştırdığı için geç kalırdım ama bir gün devamsızlığım bile yoktur.
İç çektim, sokak bomboştu ve karanlıktı.
Hatta biraz üşümüştüm bile, dizlerimi kendime doğru çektim ve başımı bacaklarıma yasladım.Cidden zaman geçmek bilmiyordu, en azindan birinci ders bitene kadar burda durmak istiyordum.
Telefonu açtım ve saate baktım, saat sekizi on geçiyordu, yarım saat daha beklesem yeterliydi.
Bana seslenen bir ses ile yukarı baktım.
Tanımadığım birisi?"Yalnız mısın, genç?"
İç çektim ve ayaklandım, çantamı omzuma aldım
"Okula gidiyorum amca ben, poşet taşımamı falan isteyecekse-"
"İstediğim şey poşet taşıman değil."
ürkütüçü ve garip bir sırıtışla bana bakıyordu.
Gözlerim hafifçe açıldı ama soğukkanlılığımı korumaya çalıştım.
"Her neyse acelem var işte, eminim torunun seni karşıdan karşıya geçirebilir."
Tam gidecektim ama beni kolumdan çekti, eli ise okul gömleğime gitmişti..
"İstediğim şeyi hâlâ anlayamadın ha?"
Ben tepki vermeden çoktan gömleğimin bi kaç düğmesini açmıştı
"D-dur! napıyorsun be!?"
İtmeye çalıştım, kalbim korkuyla atıyordu. Eğer durumu anlayabilseydim çoktan kaçabilirdim...
Beni yere itmesiyle kafamı yere çarptım ve kalkmamı engelledi.
Ellerini gömleğimin içinde hissettim ve bir çığlık koptu boğazımdan. Gözlerim korkuyla sulanmaya başlamıştı.
Eliyle ağzımı kapattı."Sessiz ol, acımayacak."
Gözlerimden yaşlar akıyordu ve bağırmaya ve hareket etmeye çalışıyordum. Elleri üst vücudumda geziniyor ve kendimden tiksinmeme neden oluyordu.
"Hemen bitecek, büyüyünce unutursun..."
Bu tarz şeyler fısıldamaya devam etti, kalbim göğüs kafesimden fırlayacak sandım. Göz yaşlarım durmuyor, gözlerimden akıp ağzımın üstündeki eli ıslatıyorlardı.
Bağıramıyordum bile, bi an kendimi çok kirli ve tiksindirici hissettim... Midem bulandı ve hâlâ kendimi korumaya çalışıyordum.
Elleri pantalonumun fermuarına doğru gitti.
Gözlerim büyük bir korkuyla açıldı, bacaklarımı hareket ettirmeye çalıştım.
Birden, adam yana doğru savruldu.
Olduğum yerde doğruldum ve adama doğru baktım, İsagi'nin yumruklarıyla yüzü kan içindeydi.
Bekle...
İsagi?
Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve hızlıca gömleğimi duzelttim.
"Ne... İsagi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᎳᎬᎥᏒᎠᎾ | BACHİSAGİ
FanficTW!:Şiddet, Zorbalama, Taciz. Taşa dönüşen ve benliğini unutan acımasız bir kalbi ısıtabilir miydi bir çift sarı göz?