2

348 56 60
                                    

İnsanların düşünceleriyle kirlenmiş kalpleri kadar zifiri karanlık olan yer altını aydınlatan tek şey, baş şeytanın alevleriydi. Şeytanın sadece gözlerinden değil, avuç içlerinden de alevler çıkıyordu. Ordusunun bütünlüğünü oluşturan iblislerinin teker teker, bazen de gruplar halinde öldürülüyor olmanın sinirini yaşıyordu.

"Nasıl olur da siktiğimin bütün iblisleri ölebiliyor!?" Genç şeytan sinirle ellerini, kıpkırmızı olan uzun saçlarından geçirdi. Arkasında dikilen arkadaşı ise milim olduğu yerden kıpırdamıyor, onun sinirli halinin korkunçluğunden etkilenmiyordu.

"Sakin ol-" Sadık dostunun konuşmasıyla ona döndü anında. Kan çanağına dönen irileşmiş gözleriyle fazlasıyla ürkütücü görünüyordu.

Başarısızlık kanının kaynamasına neden oluyordu.

"Böyle bir durumda nasıl sakin olunabilir Seungmin!?" Seungmin göz devirdi arkadaşına, fevri davranıyordu. Acelesi, hatalara sürüklüyordu.

"Sinirlenerek hiçbir yola varamazsın, onu çok hafife aldık Hyunjin. O sandığımızdan daha güçlü." Hyunjin, Seungmin'in kimden bahsettiğini anlarken siniri dinmişti bile. Çatık kaşları yerli yerinde dursa da, sinirle parıldayan gözleri sönmüştü.

O günden sonra Jeongin'in peşine taktığı iblislerinin gizemli birisi tarafından öldürülmesinden dolayı öfkeliydi. Kimliğini gizlemek de kesinlike profesyonel olan birisi, Jeongin'e her hangi bir zarar gelmesine veya takip edilmesine izin vermeden iblisleri yok ediyordu.

Aylardır kimliğini tespit edemediği kişiyle sinirleri alt üst olmuştu Hyunjin'in.

Hyunjin derin derin nefesler alıp vererek sakinleşmeye çalıştı. Düzgün bir plan kurarak, yarım bıraktığı işini tamamlamak istiyorsa sakinleşmeliydi. Biraz da olsa sakinleşebildiğinde arkadaşına döndü.

"Changbin nerede?" Ses tonu bir bıçak kadar keskin, buzullar kadar soğuktu.

"Haerin ve Valeriy ile ilgileniyordu." Hyunjin duyduğu isimlerle gülümsemesini tutamadı. Şuanda ona iyi gelecek tek ilacın Haerin'in ve Valeriy'nin olduğundan hiç şüphesi yoktu.

"Aklında bir plan var mı?" Seungmin arkadaşının sorusu karşısında hayır anlamında salladı başını iki yana.

"Anlaşıldı," Hyunjin aklına gelen planla sinsice sırıttı. "İş başa düştü demek ki..." Büyük kanatlarını yerde sürüklüyerek yer altından çıkmadan önce son söyledikleri olmuştu...

.......

"Hoşgeldiniz Peter Bey." Jeongin, üst komşusuna gülümsedikten sonra eliyle muayene masasını gösterdi. "Şöyle buyurun lütfen." Kıvırcık saçlı adam elindeki kedi kafesiyle, veterinerinin gösterdiği yere geçti.

Jeongin arkasını dönmüş, masasının çarprazında ki duvara montelenmiş beyaz dolabından gerekli malzemeleri çıkartırken Peter, kedi kafesini muayene masasının üzerine koydu. Kafesin demirli kapağını açarken turuncu ve beyaz karışımı renkli kedisine uyarıda bulunmayı unutmadı.

"Uslu dur kediciğim tamam mı?" Kedi kafesinden çıkarken ona cevap olarak oldukça ters bir bakış attı. Kafesten çıkmanın mutluluğunu yaşarken başının, kıvırcık saçlı adam tarafından tebessüm edilerek okşanmasıyla ufak bir tıslama çıkarttı.

Power And War 2// HyunınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin