14

332 44 17
                                    

"Lan ne oluyor, herkes bayılıyor!?" Chris yere yığılan arkadaşının yanına diz çökerken olayın garipliğine karşı tepkisini göstermişti.

"Ay ben bayılmadım!" Sky elini yukarı kaldırıp kendisini gösterdi. Ardından yanındaki Chan'ın kollarına bıraktı bedenini. Chan bayılma numarası yapan villanı son anda tutmuştu.

"Peter!" Minho uzandığı yerden telaşla kalkıp eşinin yanına çökmüştü. Elementinin daha fazla zarar görmüş olabilme düşüncesi beynine akın ederken, endişeli bir şekilde omuzlarından sarstı Peter'ı.

"Bu böyle olmayacak, soğan getirin! Koklatırsak uyanır!" Chris arkasında kalan Yongbok'a seslendi. Yongbok göz devirirken, Minho sabır dilercesine derin bir nefes alıp verdi.

"Saçmaladın iyice sevgilim!" Minho, kendisine katılan Sam'e minnet dolu bakışlar gönderdi.

"Kolanya getirin o zaman!" Chris, Peter'ın bileğini tutarken başka bir teklif sunduğunda, Lewis elini alnına vurdu.

"Eşeğin sikini getireceğim ben şimdi sana bekle." Bob'da Peter'ın yanına eğilirken konuştuğunda, Minho onu duymazdan gelmeyi seçti.

"Siz de hiçbir şeyi beğenmiyorsunuz amına koyim. Ne yapacağız başka? Minho'nun sihirli öpücüğü vermesini mi bekliyeceğiz-" Chris cümlesini tamamlayamadan bir anda uyanarak dikleşen Peter ile, herkesin ağzından ufak çığlıklar çıkmıştı.

"Peter iyi misin?" Minho, kırpıştırdığı gözleriyle yalnızca karşısına bakan Peter'ın yanağını kavradı. Peter'ın bakışları ona dönerken, aydınlanma yaşıyormuş gibi genişçe gülümsedi.

"Hamilesin... Minho sen hamilesin!" Peter eşinin omuzlarından tutup sarstı, Minho gülerek onu durdurmaya çalıştı. Peter kollarını sıkıca eşine sarıp yüzünü boynuna gömdü. Boynunda hissettiği ıslaklıkla onun ağladığını anlayan Minho, sesini çıkarmadan tebessüm ederek sarılmasına karşılık verdi. Peter'ın kimsenin ağladığını görmemesi için boynuna saklandığını biliyordu.

Herkes Peter'ın başına toplandığı için bebeğiyle yalnız bir şekilde Jeongin'in başında oturan Hyunjin, onların bu görüntüsüne gülümsedi. Saçlarını okşadığı bedenin harektlenmesiyle bakışlarını onlardan çekti. Baygın olduğundan beridir Jeongin'in saçlarını okşayan Hyunjin, kucağından kayan bebeğini bir kez zıplatarak sabit kalmasını sağladı.

"Jeongin? İyi misin?" Hyunjin, uyanmaya başlayan Jeongin'in saçlarını okşamaya devam ederken kısık, şefkatli bir ses tonuyla sormuştu.

"Hyunjin?" Jeongin bir anlık uyku sersemliğiyle her şeyi unutarak, kendisine gülümseyerek bakan sevdiği adama karşılık tebessüm etmişti. Çok sürmeden saniyeler içinden aklına gelenlerle gülümsemesini sildi, kaşlarını çatarak doğruldu. Hyunjin'de gülümsemesi silinirken yutkunarak geri çekildi.

"Ne oldu?" Oğlunun sesini duyan Minho, eşinden ayrılarak ayaklandı heyecanla. Oğlunun yanına giderken, Peter kimse görmeden hızlıca sildi göz yaşlarını. Ancak arkadaşlarının gözünden kaçmamıştı.

"Yaa baksana ağlıyor." Sky dudaklarını büzerek, burnunu çekerek ayağa kalkan Peter'a baktı.

"Ağlıyacak tabi. Baba oluyor, kolay mı?" Chris cümlelerini hızlı hızlı söyledikten sonra arkadaşının sırtını pat patlamıştı. "Helal olsun lan sana, bizim yapamadığımızı yaptın." Chris'in iğneleyici kelimelerini anlayan Sam, gözlerini devirip kollarını göğsünde birleştirdi. Sevgilisinin aksine o bir çocuk istemiyordu.

Minho yanına ulaştığı oğlunun önünde diz çöküp yanaklarından kavradı. "İyi misin küçük tilkim? Kendini nasıl hissediyorsun?" Jeongin'in gözleri babasını bulurken dudaklarını birbirine bastırdı. Babasına bakmaya devam ederse ağlayacağını bildiğinden, kaşlarını çatarak gözlerini başka tarafa çevirirken onun ellerini yüzünden çekti.

Power And War 2// HyunınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin