Hala Demir beni öpüyordu. Ve bende hala şoktaydım.çünkü bu benim ilk öpücüğümdü.
Demir benden yavaş yavaş ayrıldı ve tepkimi ölçmek için beni izledi ama ben donup kalmıştım resmen. Göz göze geldiğimizde tedirgin bakışlarını gördüm. Korkuyordu, onu terslememden korkuyordu."çok özür dilerim kendimi tutamadım tutmam gerekirdi" dedi Demir cekingen bir ses tonuyla.
Ben ise önüme dönmüş denizi izliyorum, kalbim çok hızlı çarpıyordu, bu ne kadar normaldi?"sorun değil" dedim ne dediğimi bilmeden. Sonra dediğim şeyi idrak edince bir hışımla ona döndüm, o da bana şaşkınca bakıyordu.
"yani tabi ki de sorun, ne de olsa bu benim ilk öpücüğüm!" dedim sesimi yükselterek. Çok kızmıştım ama çokta değil çoktan biraz az off tamam kızmadım ama şaşırdım.Demir de şaşırmış gözüküyordu. Neye şaşırdı bu kadar, ona bağırmama mı? Ay çok mu yükseldim? Ama hakketti! Pat diye olur mu canım Aaa!
" ilk öpücüğünü mü aldın?" dedi Demir. Ağzı açık kalmış bir şekilde.
"evet!" dedim, sinirli çıkmasını umduğum bir ses tonuyla.
"Bidaha beni sakın izinsiz öpme!"
Onun konuşmasına fırsat vermeden
"sana iyi geceler" dedim ve hızla kalktım, odama doğru yürümeye başladım.(Demir'in anlatımıyla)
Deniz gitmişti ve benim yüzümde engel olmadığım bir gülümseme vardı. Onu öpmüştüm, biliyorum ona sormadan yapmamalıydım hem de aramızda daha hiç bir şey yokken yapmamalıydım. Ama ilk öpücüğünü almıştım, ve bu benimde ilk öpücüğümdü...Şimdi ne yapmalıydım, bana çok kızmış mıdır? İlk öpücüğünü aldığım için, onu öptüğüm için pişman mıdır?
Ya bir daha konuşmassa benimle? Gitmek isterse? Hayır onu kaybedemezdim! Olmaz, buna izin vermem!
Ama o gitmek isterse. Onu zorla burda tutamazsın demir...
Ama anlaşmamız böyleydi zaten en fazla yüzüme bakmaz.
NE HAYIRR bu en kötüsüydü zaten. O deniz gözlerinden mahrum mu kalıcaktım? Olmaz bu benim yıkılımışım demekti!Bı hışımla yerimden kalktım ve hızlı adımlarla önce eve sonrada Rüzgar'ın odasına girdim.
Rüzgar kahve içerek bilgisayarda geziniyordu ve ben birden odaya dalınca irkildi.
"Kanka?"
Dedi bana soran gözlerle bakarak.
Benimse yüzümden düşen bin parçaydı resmen.
"Rüzgar" dedim titreyen sesimle
"B-ben Denizi öptüm."
Rüzgar bana şok içinde bakarken
"Biliyordum ama bu kadar erken beklemiyordum." Dedi Rüzgar hayret edercesine. Bende hemen koltuğa oturdum.
"Rüzgar kızın ilk öpücüğünü almışım nesmen. Ne yapıcam ben ya bakmassa bir daha yüzüme!" dedim hic soluklanmadan.
"kanka Bi soluk al yavaş ya, hallederiz" dedi rahat bir şekilde. Bu çocuk herşeyde Bu kadar rahat olmak zorunda mıydı?
"RÜZGAR KIZI ÖPTÜM DİYORUM! İLK ÖPÜCÜĞÜ DİYORUM! AYNI ZAMANDA BENİMDE İLK ÖPÜÇÜĞÜM!" diye yükseldim.
"kardeşim Bir dur şimdi en başından anlat olayı" dedi Rüzgar. Ve bende olayı her şeyi ile anlattım.
"Ooo durum baya kötü gibi" dedi Rüzgar. beni dahada endişelendiren sözleri bittiği gibi kalktı yerimden.
"nereye!" dedi rüzgar.
"Deniz'e" dedim ve kapıya yürümeye başladım.
"abooo bu baya abayı yakmış" dediğini duydum en son arkamdan Rüzgar'ın.Hızlı adımlarla önce mutfağa gittim.
Önce 2 tane kokteyl hazırladım, yanınada meyve tabağı yaptım. Ve hızlıca mutfaktan çıkıp Deniz'in odasına ilerledim.Deniz'in odasına vardığımda tepsiyi tek elimle tutup kapıya üç kere tıklattım. Ve içimden inşallah uyumuyordur diye geçirdiğim sırada kapı açıldı. Önce tepsiyi inceledi sonra bana baktı sorar gibi. Bende hemen
"biraz konuşma şansımız var mı?" dedim. Cevabından korkarken.
Önce biraz beni izledi sonra kapının önünden çekilip bana odaya geçmem için kafasını yana eğdi.
"teşekkürler" dedim 'r' yi uzatarak. Ve ardından odaya geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KABUĞU
Teen Fiction"Bir de, gözlerin.." "Ne olmuş gözlerime?" "Denizi içine hapsetmiş gibi." "Hiç bir denizi hiç bir yere kolay kolay kimse hapsedemez." "Ama sen hapsetmişsin."