İPLERİN KOPTUĞU YER

69 6 0
                                    

Hani bazı anlar vardır yaptığınız şey iyi mi? kötümü? Bilemezsiniz..
İşte şu an öyle bir rüyanın içindeydim.
Tam karşımda bizim karakol vardı. Bora bana el sallıyor gel işareti yapıyordu. Arkasında Hasan komiser ve bizim ekip vardı. Onalara doğru koşmaya başladım. Koşarken birden bir ses geldi. Boynundaki kolye, düşmüştü onu almak için arkamı döndüğümde elinde deniz kapuklu kolye olan ve bana yine o anlamlı bakışlarıyla bakan Demiri ve arkasında durup bana gülümseyen Rüzgar ve Rüya yı gördüm.
Bu sefer onlara doğru koşmaya başladım. Tam onlara ulaşacakken bi ses daha geldi. Polislik rozetim düşmüştü.. almak için arkama baktığımda elinde benim rozetimle bana bakan Bora ve ekibi görünce onalra doğru koştum.. bu rüya uyanana kadar devam etti bu şekilde bi Demire bi polisliğe koşuyordum ki beni bir ses bu kâbus dan uyandırdı.

"DENİZ!"
nefes nefese yataktan fırladım.
Demir yanıma koşup yatağımın yanına çömelmiş elimi tutuyordu.
"Deniz iyi misin?!"
"İ-iyiyim yine berbat bir rüya"
"Artık sen uyurken başında bekliyicem. Bir mızmızlığını duyunca seni sakinleştirmek için"
Ona öyle şefkatle güldüm ki..
Sanki ben seni bırakırsam sen beni bırakma diyordum..
"Kapına çok vurdum,Deniz diye bağırdım ama hiç bir ses gelmedi. Bende sana bir şey oldu sanıp daldım içeri kusura bakma"
"Ne kusuru teşekkür ederim beni o rüyadan uyandırdığın için"
Bana tatlı bir gülümseme hediye edip konuşmaya başladı
"O zaman 15 dakikaya aşağıda ol prenses deniz göz. Çünkü akşam işimiz var gücümüzü toplayıp biraz antreman yapacağız." Diyerek göz kırptı ve ayağa kalktı.
Olumlu bir şekilde kafa sallayıp o muhteşem gülüşüyle odadan çıkışını izledim.
Ellerimle yüzümü ovuşturup ayağa kalktım. Banyoya girip kısa bir duş aldım.
Dolabımın derinliklerinde bulduğum siyah eşofmanı ve lacivert sweet i giyindim. Saçlarımı kurutmayı sevmiyordum ama bu sefer biraz kurutup ıslaklığı giderdim. Son olarak saçımı ensemden topladım ve aşağı ya indim.
Aşağıda güzel bir kahvaltı masası vardı. Demir ve Rüzgar oturmuş beni bekliyorlardı.
"Oo müthiş gözüküyor. Yine sen mi yaptın?" Dedim Demire bakarak.
"Yok, Esin geldi de o yaptı."
Aa Esin! Gerçekten çok tatlı bir kız.
Masada fazladan bir tabak vardı sanırım oda bize katılacaktı.
Bende Demirin tam karşısına oturdum.
Esin içeriye tatlı gülümsemeyiyle girdiğinde bana sıcak bir tebessüm etti. Ona aynı gülüşle cevap verdim ve benim yanıma oturdu.
Havadan sudan konuşarak kahvaltılarımızı ettik.
Kahvaltıdan sonra Demir bizi evin arkasındaki tesise götürdü. Orayı hepsi biliyordu ama ben bilmiyordum. Antrenmanları burada yapıyorlarmış. Burası sadece bize özelmiş. Esin aynı zamanda bizimkilerin yakın arkadaşı olduğu için Demir'in ve Rüzgarın yaptıklarını ve sebeplerini biliyormuş. Tesisi gezdikten sonra
Demir bana bir poşet uzattı
"Eğer üstündekilerle rahat edemezsen bunları al"
"Teşekkürler" dedim ve elindeki poşeti aldım.
"Benim için bir zevkti" dedi ve o çapkın gülüşüyle soyunma odasına yöneldi. Bende aynı şekilde poşetteki kıyafetleri giyimek için bana ayrılan soyunma odasına girdim.
Poşette siyah dar bir tayt ve sıfır kollu siyah bir crop vardı. Tayt veya dar pantalon giymekten nefret ederdim. Ama 1-2 saat dayanabilirdim. Giyindikten sonra saçımı tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım. Sanırım Demir le aynı anda çıkmıştık. Bana uzun uzun baktı. Bende ona. Üzerinde sıfır kollu oversize bir kapşonlu vardı, altında ise siyah bir şort. Saçları dağılmış öylece beni süzüyordu.
Çok yakışıklı
İç ses sus bana itaat et!
Demir kafasını iki yana sallayıp boğazını temizledi.
Esin ve Rüzgar fiziksel bir iş yapmayacakları için sadece bizi izleyip antrenörlük yapacaklardı.

DENİZ KABUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin