*3 Gün sonra*
(Denizin anlatımıyla)Demir'in bana uzattığı elini tutup yavaşça arabadan indim. Demir'le birbirimize bakıp güldüğümüz sırada arka koltuktan inen Rüzgar ve Rüya'nın kıkırdamalarını duyduk.
"Sonra bu salak da geldi bana ağlıyor, 'ben ne yapacağım öptüm kızı!' diye."
Rüya ve Rüzgar büyük bir kahkaha patlattıkları sırada biz anlamaz bakışlarla onları izliyorduk.
Şuan Demir'lerin evine gelmiştik.
Evet, doktor yorulmamak şartıyla beni taburcu etmişti. Aslında Rüya "Ben Deniz'e bakarım." falan dedi. Ama ben ne Demir'den ne de Rüya'dan ayrılmak istemediğim için Rüya'nın bir süre burada kalmasını tercih etmiştik."Rüzgar, ne yapıyosun kardeşim?"diye sordu Demir. "Kanka hani siz Deniz'le öpüşmüştünüz ya onu anlatıyorum!"
Rüzgar ve Rüya gülmeye devam ediyordu. Oysa ben çok utanmıştım şuan yüzümün kıpkırmızı olduğuna eminim.
Göz ucuyla Demir'e baktığımda onun da boynunun ve yanaklarının kızardığını gördüm."Tamam yeter. Hadi gidelim yoksa burada donacağız!" diyerek hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başlayan Demir'in peşinden ilerlemeye başladım.
Rüya ve Rüzgar'da aynı şekilde peşimizden gelirken Rüya yanıma gelip alaycı bir gülümsemeyle konuşmaya başladı.
"Siz öpüştünüz mü?"
"Rüya sus!"
"Ve sen bana söylemedin."
"Siz şuan baya baya sevgilisiniz yani?"Sevgili miydik?
Gerçekten Demir benim neyimdi?"Değiliz sanırım."
"Ha?"
"Yani değiliz sanırım. Hiç bu konuyu konuşmadık." Rüya gözlerini devirdi.
Bu Rüya dilinde "yav he he." demekti.Evin önüne geldiğimizde Rüya hayretle
"Oha, burası sizin mi?"diye sordu.
"Evet" Demir soruyu yanıtladığında Rüya hâlâ şaşkındı. "Ee? siz kazancınızı nereden sağlıyorsunuz?" Harbiden ben bunu hiç sormamıştım."Öldürdüğüm insanların çalışan organlarını satıyoruz."
Rüya ve ben donuk bir ifadeyle onlara bakıyorduk. İkimizin de tüyleri diken diken olmuştu. Sorun Demir'in bunu çok normal bir şey gibi anlatmasıydı.
"Mafyasınız yani?" dedi Rüya. Demir Rüzgar'a döndü. "Rüzgar biz mafya mıyız?"
"Yok abi biz iş adamıyız."
Gülmemek için alt dudağımı ısırıyordum. Rüya ya döndüğümde onun da aynı şekilde olduğunu gördüm. Demir elini Rüzgar'ın omuza attı. "Kardeşim, sen bu aralar fazla kolpaçino izliyor olabilir misin?"
Rüzgar "Ehehe" gibi bir ses çıkarınca Rüya ve ben kendimizi tutamayıp kahkahalarla gülmeye başladık.
Sonunda Demir'de bize katıldı.
Rüzgar gözlerini devirip kapıya yönenelirken bizde peşinden kapıya doğru ilerlemeye başladık.
Eve adım attığım an telefonuma gelen bir bildirim sesiyle elimi cebime atıp telefonon ekranıma baktım.Bora kişisinden bir mesajınız var.
"O kim?" Demir'in sorusuyla Demir'e dönüp. "Bora." diye yanıtladım.
Demir'in yumuşak bakışları sertleşti.Kıskandı kıskandı
Bora'yı mı? Yok canım.
Bora'yı tanımıyor bile.Kendimi yavaşça koltuğa bıraktığımda
Rüzgar Rüya'ya odasını göstermek için Rüya ile birlikte yukarı çıkıyordu.Demir ise şömineyi yakmaya çalışıyordu.
"İçerisi gayet sıcak şömineyi neden yakıyorsun ki?" diye sordum Demir'e."Ateşi izleriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KABUĞU
Ficção Adolescente"Bir de, gözlerin.." "Ne olmuş gözlerime?" "Denizi içine hapsetmiş gibi." "Hiç bir denizi hiç bir yere kolay kolay kimse hapsedemez." "Ama sen hapsetmişsin."