HAYATINI ÇAL- TANITIMLAR

1.3K 266 42
                                    

TANITIM 1

Lüks bir mekân, şık bir ortam ve birbirinden korkutucu konuklar... Bu durum, buralara özel davetin bir klasiğiydi. Hemen hemen, her davet böyle olur. İnsanlar davete üşüşürdü. Tıpkı şimdi olduğu gibi... Yine bir davetteydik. Ben de bu insanlardan farksız değildim. Artık öğrenmiştim. Bu dünyada bir ağırlığının olması gerekiyorsa onlar gibi olmalıydın. Yoksa en ufak olayda dışlanırdın. Ben de çareyi onlara ayak uydurmakta bulmuştum. En markalı elbiseleri giyip en güzel makyajı yapmıştım. Sahte sohbetlere girmiş, komik olmayan olaylara gülmüştüm. Ben de onlar gibi sahte olmuştum. Bu hayatta en tahammül edemediğim şey olmuştum. Özümden kopmuştum.

"Biraz da seni konuşalım Şirin. Evlilik nasıl gidiyor?" diyen sesle duraksadım. Anında etrafımı meraklı gözler sararken gülümsemeye çalıştım. Ben bile nasıl gittiğini bilmiyordum ki... Nasıl bir şeyin içine düşmüştüm? Nasıl kurtulacaktım? Hiçbir şey bilmiyordum. Sadece git gide battığımı hissediyordum. Evet batıyordum. Tehlikeye, yasağa ve bir çıkmaza...Ama göz göre göre, bu durumu onlara belli edecek değildim.

"Harika. Her şey yolunda." dedim. Karşımdaki kadın iyice beni köşeye sıkıştırmak istedi. Hiç hoş olmayan sohbetlere girişti.

"Bence bu mükemmel genleri daha fazla bekletmeyin. Hemen bir çocuk yapın." dedi. Sanki bu durum haddineymiş gibi bir de fikir verdi. Yardımıma bir başka kadın koştu.

"Gençlerin işine karışma Tülin. Daha çok gençler."

Sohbetten iyice koptum. Bakışlarımı etrafta gezdirdim. Erkekler bir araya toplanmış , karanlık sohbete girişmişti. Kim bilir? Hangi karanlık planı uygulamaya karar vermişlerdi? Onlardan her şey beklenirdi. Kendi kendime bunu tartarken bakışlarım Dağhan'a takıldı. Bir farklı bir telaşlıydı. Bakışlarıyla kapıyı işaret ediyor. Yanına gitmemi istiyordu. Herkesin içinde bunu nasıl yapacaktım ki? Üstelik dikkatler bu kadar üzerimdeyken... Kesin bir şey olmuştu. Bu tavrını iyiye yoramazdım. Git gide telaşlandım. Çaktırmadan bana bir şeyler anlatmaya çalıştı. Telefonunu gösterdi. Hızla telefonu çantamdan çıkardım. Gelen mesaja baktım.

Gönderen: Pelin

Her şeyi öğrendi Derin. Yolun sonu geldi.

Okuduğum şeye inanamadım. Bu bir şaka olmalıydı. Değil mi? Gerçek olamazdı. Şu an bunu yaşıyor olamazdım. Korkuyla Dağhan'a baktım. Bizzat onda da aynı korkuyu gördüm. En büyük korkumla yüzleştim. Gerçekti. Öğrenmişti. Yolun sonu gelmişti. Şimdi ne yapacaktım? Buradan nasıl kurtulacaktım? Cevap bulamadım. Nefes almakta zorlandım. Sanki bir el boğazıma yapışmış gibi hissettim. Bir de bu yetmiyormuş gibi istemsizce titredim. Bu sırada kapının açılış sesini duydum. Bir el omzuma uzandı.

"Seninki geliyor tatlım." dedi. Seslerin ardı arkası kesilmedi.

"Ama bu ne hâl? Sanki ters tarafından kalkmış gibi..."

"Ne oldu? Neden bu kadar sinirli?"

"Buraya doğru geliyor."

Ona bakmaya cesaret edemedim. Göreceğim tepkiden çekindim. Gözlerimi yere diktim. Ayak sesleri git gide yaklaşırken önümde durduğunu hissettim. İşte gelmişti. Sonum gelmişti.

"Şirin..."

Bu ismi ilk kez ondan bu kadar sert duydum. Zorlukla ona baktım. O koyuluklara baktıkça bugüne kadar görmediğim öfkeyi gördüm. Bu bakışı canımı yaktı.

HAYATINI ÇALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin