Bölüm 2~ Kaderimin Yazıldığı Gün

832 246 251
                                    

Bölüm Tarihi:10.08.2024
Instagram Hesabı: Kalemimdenhayaller

Herkese merhaba. Oldukça uzun bir bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz. Lütfen bölüm sonunda oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Bölüm sonunda görüşmek üzere ♥️🥰





*********

"Ya o gün kaderin yazıldıysa..."

***********

Dergiler, gazeteler ve çeşit çeşit fotoğraflar... Hepsi tam önümde genişçe bir masanın üzerindeydi. Azimli bir öğrenci gibi onlara bakıyor. Dersime çalışıyordum. Her bir bilgi, benim için büyük bir önem arz ediyordu. Bu sınavdan kalma gibi bir lüksüm yoktu. Çünkü bir telafisi yoktu. Öyle ya da böyle geçmek zorundaydım. Başka çarem yoktu. Saçımı at kuyruğu yapıp sıkıca tepeden tutturdum. Arkama yaslanıp elime o kadının fotoğrafını aldım. Adını gülerek fısıldadım.

"Ferda Sancaklı..."

Bugüne kadar bilmediğim duymadığım biriydi. Varlığından dâhi habersizdim. Ama o gün, onun varlığıyla tanışmış bir daha da unutamamıştım. Ferda, artık aklımdan çıkmayan bir isim olmuştu. Beynimde yankılanan ve huzur vermeyen bir isim... Ferda Sancaklı, herkesin bildiği hâliyle, iş adamı Ali Sancaklı'nın eşiydi. Geçmişte mankenlik kariyeri vardı. Araştırıp baktığımda defilelerde boy gösterdiğini görüyordum. Bu da onun ünlü bir manken olduğunu gösteriyordu. Hatta zamanın Türkiye güzeliymiş de... O derece başarılı güzel bir kadınmış. Fakat kocasıyla tanışması, her şeyi değiştirmiş. Onu bambaşka bir Ferda hâline getirmiş. Tüm bunları, o dönemin gazetelerinden öğrenmiştim. Sürekli aynı yazıları okumak... Bunun üzerine düşünmek... Bana o cümleleri birebir ezberletmişti.

"Ali Sancaklı, kendisinden yirmi beş yaş küçük sevgilisiyle evlendi."

"Sosyete dünyasını şoka uğratan evlilik..."

"Aşk mı? Yoksa para mı?"

O dönem, herkesin konuştuğu bir olay hâline gelmiş. Sonraları Ferda Sancaklı, mankenlikten vazgeçmiş. Evinin hanımı, çocuklarının annesi olmuştu. Bir zamanlar, onu yerin dibine sokan medya, bu sefer ondan övgüyle bahsetmeye başlamış. Bir nevi, yalakalık yapmıştı. Koca koca başlıklarla, tükürdüğünü yalamıştı. Tam bir komediydi.

"Annelikte Bir Marka: Ferda Sancaklı..."

"Ferda Sancaklı İle Annelik Sırları..."

"Dört Çocuklu Yaşam..."

"Annelere Öneriler..."

Kadın, hep annelik yolundan ilerlemişti. Toplumun sevgisini, nasıl kazanacağını iyi bilmişti. Ne anneydi ama! Ana gibi anaydı! Alayla gülümsedim. Kesinliği yoktu ama benim de annem olabilirdi. Beni ardında bırakan bir anne... Hangi hayatım daha kötüydü? Büyüdüğüm ev mi? Yoksa Ferda'nın annem olma ihtimali mi? Cevap vermek o kadar zordu ki... Büyüdüğüm ev, sürekli dayak yediğim ve aşağılandığım bir evdi. Sevgi yoktu, saygı yoktu. Yalnızca acı ve keder vardı. Ki eğer annem o kadınsa, bunları yaşadığımı bilmek çok daha acıydı. Dışlanan ve sevilmeyen taraftaydım. Ne biyolojik ailemin kabul ettiği ne de beni büyüten ailemin sevdiği biriydim. Bildiğin bir hiçtim. Koca bir hiç... Bu durumun farkında olmak çok acınasıydı.

"O kadar mı sevilmez bir insanım?" diye fısıldadım. Sevilmenin nasıl bir şey olduğunu merak ettim. Acaba nasıl bir histi? Anlatıldığı kadar güzel miydi? Yaşamak istedim. Sevgiye olan açlığımı gösterdim. Biri de beni sevecek miydi? Dosdoğru sevgisini gösterebilecek miydi? Derin bir iç çektim. İçimi delice bir merak sararken kendime geldim. Hızla başımı iki yana salladım. Boşuna umutlanmaya gerek yoktu. Göreceğimi görmüştüm. Benim dünyamda sevgi yoktu. Bugüne kadar var olmamıştı. Bugünden sonra da olmayacaktı. Görünen köy belliydi. Hayallere aldanmamalıydım. Yalnızca gerçeğe odaklanmalıydım. Kendi gerçeğime... Ferda'nın fotoğrafına uzunca baktım. Özellikle de çocuklarını sarıp sarmaladığı fotoğrafa... Buna bakmak garip hissettirdi. Bir fotoğraf hiç can yakar mıydı? Kalbini kırar mıydı? Benim canımı yakmış, kalbimi kırmıştı. Öyle ki anında damarıma dokunmaya yetmişti. Öfkemi açığa çıkarmıştı.

HAYATINI ÇALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin