🐡
Aşk şarkısı mı hah aşk şarkısı mı? Ben aşk hakkında ne bilirim ki? Bu müziği daha önce hayatımda hiç duymadım. Ben tam bir sahtekarım. Kendi sesimi bulmalıyım.
🐡
Kimse yoktu. Düşüncelerimle, yaptıklarımla, yaşantımla ve kararlarımla dalga geçecek, beni mutsuzlaştıracak, üçüncümden keyif duyacak kimse.
Bunun için mutluydum. İçimde anlatılamaz bir mutluluk vardı. Kayıptı ruhum şu an bulunmuştum. Hayallerimi gerçeğe dökmüştüm içimdeki cümlelerle. Bu paha biçilemezdi. Onlar yeteri kadar mutlu olmuşlardı, sıra bendeydi. İstediğim her şey yapabilirdim.
Dünya turu, yemek, spor, tüm insanlık yok olmuştu bana gülecek tek bir şahıs bile yoktu. Aşk, sevgi, mutlulukmuş! Bana göre değildi ama şu an hiçkimseye, hiçliğe bile tüm sevgimi verebilirdim. Gülümseyerek okuldan ayrıldım.
"Sen çocuk musun?" Gibi soruların yöneltilmeyeceğinin farkında olduğumdan hoplaya zıplaya okuldan çıktım. Mutlu olmak ne demekti şimdi anlıyordum. Koşmaya başladım.
Öylesine koşuyordum. Ayaklarım yol ayrımında durdu. Bir tanesi alış veriş merkezlerinin olduğu yere diğeri şehrin çıkışına doğruydu. Bir tercih yaptıktan sonra kolmaya devam ettim.
Bir kaç yıl önde bir çocuğa aşık olmuştum. Onun beni sevmeyeceğini bilerek ben bile onu tam olarak sevmeyerek umut bağlamıştım bir gün bana geleceğine dair. Ama o gün hiç gelmedi.
Hep bekledim. Kafamda bir sürü hayal kurdum. Bir tanesi bile gerçekleşmedi. Bir kez bile konuşmadık. Sonra okul değiştirdi. Zaten ben o zamanlar insanların yüzlerine daha fazla katlanamayan başlamıştım. Yüzünü unutmak istiyordum.
Şu an göz rengini dahil unutmuş bulunmaktayım. Alışveriş merkezine yaklaştığımda daha hızlı koşmaya başladım. Bacaklarımda derman kalmamıştı. Ben hep birilerin beni tanımasını, sevmesini istemiştim. Hiç olmadı önemsizliğimle kaldım. Bende kendimi tanımıyorum artık. Biraz daha koşamayacağımı fark ederek durdum. Nefes nefese kalmıştım.
Yolun ortasına oturdum ve nefeslerimin düzene girmesini bekledim. Ha bu arada o çocuk kanserden ölmüş. Neyse umrumda değildi zaten yalan. O çocuğa aşık değildim zaten doğru.
Alışveriş merkezine vardığımda buz pateni yerine doğru yürüdüm. Hayatım boyunca hep bunu yapmak istemiştim. Saatlerce kaydım. Beni engelleyen, gözlerini üzerime diken aptal insanlar yoktu. Yaratıklar bana burada zarar veremezdi. Düştüm, ayağa kalktım.
Yüz yoktu. Gözler yargılayamıyordu. Gülebildiğim fark ettim. Benim kurtuluşum diğerlerin ölümü demekti. Ben ise ilk defa onlar gibi bencil olmayı seçmiştim. İnsanlar beni nefret dolu çekimser ve utangaç zannediyorlardı. Bir bakıma evet öyleydim ama halbuki esasında eğlenmeyi biliyordum. Hayat beni diğerlerinden farklı yapmıştı.
Gülme eylemini unutmam benim değil onların suçuydu. Başta böyle olaylar hiç yaşanmasa acaba hayatım nasıl olurdu. Bunu düşünmeme gerek yoktu gerçi. Artık insanlardan çok uzaktaydım. Pistten çıkıp yürümeye devam ettim. Alış veriş merkezlerine gitmeye hep çekinirdim.
Bu çok fazla insan demekti. Anın heyecanıyla kahkaha atmaya başladım. Hiç yükseltmesinin tonda. Duvarlar sayesinde yankı yaparak ses bana daha gürültü biçimde tekrar geliyordu.
İlkokuldaki, ortaokuldaki, lisedeki, hiçbiryerdeki çocukların benim yaşadığımı yaşamaya gücü yetmezdi. Ayakta durmuştum. Ben BM'yle güçlüydüm. Kimse karışmadan.
🐡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
★ Ruhu Kayıpların Melodisi ★
Teen FictionBir yabancı hayatının anlamıdır ve sen hayatının anlamını bulduktan sonra bile o hep yabancı kalır. O yabancı hayatına girdiğindeyse senden eser kalmaz. Parçalanır durursun. Oysa hep yabancıdır. Onu tanımadan dünyan yaparsın o gittiğindeyse fark ede...