2: İlk Gün

136 16 98
                                    

"Oğlum çocuk bakıcılığı yapsak daha az uğraşırdık herhalde, bunlar ne ya?"
"İlk defa bir konuda sana hak veriyorum Woo."
"Sağ ol ya."
"Alınma hemen. Bu aralar San'ı yanında görmüyorum bir sıkıntı mı var?"
"..."
"Ayrılmadınız değil mi?"
"Yok artık o kadar da değil, bulmuşum dünyanın en muhteşem insanını bırakır mıyım?"
"E o zaman sorun ne?"
"Sorun son birkaç gündür şu küçük tilki anlamadığım bir şekilde benden kaçıp duruyor."
"SAN?! Sen senin burada ne işin var, senin işte olman gerekmiyor muydu, patr-"

Evet Woo yine bir şeylerden kaçmak için aklına gelen tüm soruları art arda sıralamaya başlıyordu. Tabii ki cırtlak sesiyle bunları dinleyecek halim yoktu. Elimle ağzını kapattım.

"Offf Woo bi sus ya. Bu arada ben sorunu anladım."
"Neymiş sorun? Lütfen bari sen söyle Yeos, yanlış bir şey yaptım diye kaç gündür kafayı yiyorum."
"Korkulacak bir şey yok sadece sana bir sürprizi var ve ağzından kaçırmamak için senden kaçıyor şapşal, ağh!"
"Sensin şapşal. Bu arada beni bu kadar iyi tanıman utandırdı ve hoşuma gitti öhm neyse konumuz bu değil. Yeos haklı sana bir sürprizim var, seni çok mu üzdüm özür dilerim Saaan."
"Ben gidiyorum senin San'ın yanındaki vıcık hallerine katlanamayacağım. Kendine iyi bak San."

San ve Wooyoung daha bir aydır birliktelerdi ve Wooyoung'u ilk defa bu kadar sevgi pıtırcığı bir şekilde görüyordum. Önceki ilişkisi onu fena şekilde yıpratmıştı ve onu eski haline döndürmem çok zor olmuştu. Çalıştığı yerde San'la karşılaşınca daha çabuk toparlandı tabii. Eğer San'la da ayrılırsa bundan sonra onu hiçbir şey ve hiç kimse toplayamazdı ve her ne olursa olsun San'ın onu bırakmayacağını da gözlerinden okuyabiliyordum.

Staj günümü Cuma günü olarak belirlemiştim. Çünkü dersimin olmadığı bir gündü, o gün ne kadar zorlansam da hafta sonu kendimi toparlama şansım vardı.

İlk işim kırtasiyeye girip altı tane sarı defter ve kalem almak oldu. Yarın bu defter ve kalemleri onlara verecektim çünkü stajda yapacaklarımız arasında en önemli maddelerden biriydi. Sürekli bu defterlere bir şeyler yazacaklarmış ve staj sonu o defterleri toplayıp genel bir değerlendirme yapmamız gerekiyormuş. Aslında güzel bir fikirdi, bu yüzden bir defter ve kalem de kendime aldım.

°°°°

Şu an Incheon Şehir Cezaevi'nin önündeydim. Korkmuyorum desem yalan olurdu fena şekilde korkuyordum.

Derin bir nefes alıp kapıdaki görevliye durumumu belirtince bana bir kart verdi. Geldiğim günler sadece bu kartı göstermem yeterliymiş. Yanımdaki küçük kapı açıldı ve içeri girdim.

Bir görevli yanıma gelip beni altı kişiyle aktiviteler yapacağım sınıfa götürdü. Görevli onları çağırmaya gitmişti ben de elimdeki kişi listesiyle onları bekliyordum. Defterdeki halleri çok eskiydi bu şekilde onları tanımam biraz zordu.

"Sıcacık yatağımdan kalkıp buraya getirildim umarım buna değmi- sen de kimsin ve niye bu kadar bakımlısın? Buradan olmadığın çok belli. Kimsin, bize ne yapacaksın?"
"Öncelikle üçünüz de sandalyelerden birine oturur musunuz, herkes geldiğinde kendimi tanıtacağım ve neden burada olduğunuzu da."

Aradan yarım saat geçmişti ve son bir kişi hâlâ gelmemişti.

"Daha ne kadar bekleyeceğiz?"
"Pekâla öncelikle sizi tanımak için ufak bir yoklama alacağım. Yoo Joon Su?"
"Burada."
"Seok Dong Cheol?"
"Burada."
"Park Su Ho?"
"Burada."
"Ha Yi Chan?"
"Ben ve yakışıklı yüzüm burada."
"Choi Jongho?"

YC: "Nee Choi Jongho mu? Bizim tanıdığımız Choi Jongho mu? Onun burada, bizimle ne işi var? Bizi kesmek için mi burada?"
YS: "Nasıl yani, ne demek istiyorsun Yi Chan?
YC: "Choi Jongho bu hapishenin en korkulan on kişisi arasında. Ne günah işledim de Jongho'yla aynı ortama düştüm. Biri beni kurtarabili- ağh Min Jae n'apıyorsun ya?"
MJ: "Başımı şişirdin bi sus ya."

Min Jae ve Yi Chan, ben ve Wooyoung'a benziyordu. Burada olmalarına rağmen diğerlerine göre neşeli olmaları nedense hoşuma gitmişti.

SH: "Boşuna Jongho'yu bekleme o asla gelmez."
JS: "Aynen öyle Su Ho haklı, o yüzden artık kim olduğunu ve neden burada olduğunu söyler misin?"
JH: "Gelmeyeceğim kanısına nereden vardınız?"

Asla gelmez dedikleri kişi buradaydı. Korkularını iliklerime kadar hissetmiştim, zaten gergindim bunlar sayesinde daha çok gerilmiştim ama sakin olmam lazımdı.

YS: "Pekâla herkes tamamsa artık kendimi tanıtabilirim. Ben Kang Yeosang, Sosyal Hizmetler 2. Sınıf öğrencisiyim ve bu seneki stajım da iki dönem boyunca burada sizlerle haftada bir gün olmak üzere farklı etkinlikler yapmak. Hepimiz aynı yaşta olduğumuz için hem kendi aranızda hem de bana karşı resmiyete gerek olmadığını düşünüyorum. Önünüzdeki defterleri de yaklaşık sekiz dokuz ay boyuca ister günlük olarak isterseniz de belli başlı şeyleri yazabilirsiniz ama yazmak zorundasınız, çok ayrıntıya girip girmemek size kalmış. Söyleyeceklerim bu kadardı aklınıza takılan bir şey varsa sorabilirsiniz."

YC: "Resmiyet olmasın dedin ama şu an kendimi mahkemede gibi hissettim eğer senin resmi olmayan halin bu ise resmi olan halini düşünemiyorum."

DC: "Oğlum bebenin burada ilk günü daha önce hiç böyle bir yerde bulunmadığı bariz belli. Bir anda nasıl rahat davranmasını bekliyorsun? Bu arada bebe dedim de bir sorun olmaz herhalde resmiyete gerek yok demiştin çünkü."

YS: "Ahah sorun değil, nasıl rahat hissediyorsan."

JH: "Kendi işini kolaylaştırmak için araya bir engel koymamaya çalışıyorsun ama yanlış yapıyorsun. Bizim ortamız yoktur, bizim yeni tanıdığımız birine iyi davranmak, onu rahat hissetirmek gibi bir tarafımız da yoktur. Buranın bir cezaevi olduğunun farkına var ve işini ona göre yap. Aynı yaşta olmamız sana her şeyi anlatacağımız ya da istediğin her şeyi yapacağımız anlamına gelmiyor. Biz senin oyuncağın değiliz burada oyuncak olan sensin, biz sana göre şekillenmeyeceğiz sen bize göre şekilleneceksin. Sen dışarıda bizden daha iyi bir hayat yaşadığın için duygularını saklama da ve ifade etmekte zorlanmayabilirsin ama biz öyle değiliz. Biz sinirliysek sinirimizi her türlü belli ederiz, özellikle de o an sinirimizi bozan birini öldüresiye dövene kadar..."

Jongho denen kişinin ağzı iyi laf yapıyordu ve çok haklıydı da. Tıpkı Ye Ji hocamızın da dediği gibi bu altı kişi ya bizim hayatımızı etkileyecekti ya da biz onların hayatını etkileyecektik...



●~●~●~●
Ayh noluyo noluyooo

Jongho'cum ilk günden çocuğu niye korkutuyosun hım?


Yoklamada Min Jae'nin adının geçmemesi de Yi Chan yüzünden anlamışsınızdır zaten ama ben yine de belirteyim dedim jxnxxkx

Şimdi sürekli 6 kişi diyalog halinde olacağı için baş harflerini yanına yazacağım ki karışıklık olmasın🫡

Bir de haftada bir bölüm atıcam demiştim ama staj günü cuma günü olduğundan düzene sokmak için bugün de yeni bölüm atayım didim.

Haftaya görüşmek üzere kendinize cici bakınnn🧚‍♀️✨️

STAJYER {Jongsang}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin