Parka geldiğimde neredeyse bir saattir Keremi bekliyordum. Dalga mı geçiyordu.
On dakika daha geçtiğinde artık yazma kararı aldım tam yazarken arkamdan darbe yemiş yere düşmüştüm. Vakit kaybetmeden ardı ardına yüzüme yumruk geliyordu. Keremin yumrukları ne zamandan beri bu kadar güçlüydü?
Üstüme çıkan beden hiç durmadan yumruklarını geçirirken daha fazla bu duruma katlanamadım ve sert bir tane vurup sağa doğru attım. Zor bela ayağa kalktığımda Keremi gördüm, Abdülkerimle gelmişti.
Sırf dayak yememi görmek için çok sevdiği arkadaşına dövdürtmüştü
Abdülkerimine yaklaşıp bişeyler zırvaladığında, o da kafasını sallamıştı. Gitmeden önce laf sokmayıda ihmal etmedi. "Görüşürüz, piç kurusu." Keremle baş başa kalmak istediğimden sustum.
"Kerem korkaksın biliyorsun dimi?"
"Kes sesini Altay, sence eşit durumda mıyız? Aklını çalıştır biraz." Gergindi. "Sen korkaksın Kerem." Sinirlenerek yanıma doğru geldiğinde göğsümden ittirdi.
"Lan piç Ferdi belli ki hatasını anladı, özür dilemiş neden hala üsteliyorsun, ne diye karışıyorsun lan. Sanane olum kardeşini sen mi yöneteceksin?" Hala Ferdiye takmıştı.
"Kerem sen ne anlarsın aile bağından." Ağzım felç olsaydı da demez olaydım. Tüm kırgınlığıyla bakıyordu. "Hassiktir, Kerem özü-" konuşmama izin vermedi.
"Altay bu sözlere kırılmam, beni bundan vurucaksan vur. Ama sen bunları kullanacak kadar şeref yoksunusun." Yalan söylüyordu, gözlerinden anlaşılıyordu. Kırmıştım üstelik ilk kırışım da değildi.
"Kerem öyle demek istemedim."
"Öyle de Altay ne fark eder, sana kırılacağımı filan sanıyorsan yanılıyorsun."
"O zaman kırılmış gibi bakma."
"Siktir git Altay, git yüzüne pansuman yap aynı sikime benzemişsin." Daha fazla konuşmak istiyordum. "Kerem."
"Ne var Bayındır."
"Ardayı öyle görünce gerçekten dayanamadım bide yüzsüz gibi yazmıştı sinirlendim."
"Tamam Bayındır ödeştik."deyip yanımdan ayrılmıştı. Arkasından öylece gitmesini izledim.
Akşam olduğunda biraz parkta oturup etrafı izledim. Sonra kalkıp biraz yürümeye başladım. Ferdiyi dövmekte hata yaptığımı düşünmüyordum. Kim canımı acıtırsa canını acıtırdım.
Biraz da benim yönümden bakması gerekiyordu. Evet dövmüştüm ama haklıydım. Kim kardeşinin dövülmesine sessiz, sakin kalabilirdi ki?
Geldiğim yere baktığımda ayaklarım beni Keremin yanına getirmişti. Karşıdaki bakkala girdiğimde iki kola alıp çıktım.
Kapıyı tam vurucakken durdum, ne yani birde yüzsüz gibi ben geldim mi diyecektim? İçeri geçmeme izin verir miydi? Hasret kaldığım dudaklarına yapışabilir miydim?
Tam vurucakken vazgeçtim. Gelmek hataydı. Yüzsüzün tekiydim.
Arkamdan Keremin sesini duyduğumda duraksadım. Döndüğümde elinde market poşetleri vardı "Ne arıyorsun burda?" Harbi ne arıyordum burda? Ayaklarım beni buraya getirdi mi diyecektim, anasını satayım. "Bilmiyorum Kerem öyle yürürken yani ne bileyim buraya gelmişim."
Yanıma geldiğinde poşetleri yere bırakıp kapıyı açtı. "Geç içeri." Emir verirmiş gibi konuştuğunda, içeriye geçtim. "Salona geç yüzüne pansuman yapalım." Onu kırmama rağmen bu kadar iyi davranması çok tuhaftı.
Salona geçtiğimde birkaç saniye sonra elinde pansuman poşetiyle geldi. "Altay ne bu tripler ilk defa mı geliyorsun otursana amına koyayım." Üçlü koltuğa oturduğumda yanıma oturdu.
Pamuğu alıp üstüne iyot dökmüştü. "Yakar biraz tamam mı acırsa söyle üfleyeyim." Başımı salladım. Pamuğu kaşıma bastırdığında tekrar sordu. "Acıyor mu Altay?"
"Evet biraz acıyor üfler misin?" Yalan söylemiştim. Nefesini yüzümde hissetmeye ihtiyacım vardı.
Üflediğinde aramızdaki mesafeyi biraz daha kapatmıştı. Kızarmış gözlerine baktım. Sebebi ben miydim?
"Kerem gözlerin... Ağladın mı?" Gülmüştü, gülüşünün ardında kırgınlık olduğunu bilmeme rağmen. "Sen bide beni her gece gör." Her gece mi ağlıyordu?
Pansuman yaptığı elini tuttuğumda aşağıya doğru indirdim. "Kerem be-" Elini çekip ayağa kalktı. "Altay işin bitti mi? Uyuyucam biraz." Beraber uyuyalım.
"İşe gitmeyecek misin?"
"He gidicem, sende git artık." Gitmek istemiyordum. "Yemek yiyor musun? Zayıfladın son günlerde. Yemek yapayım."
"Hadi ya öyle mi Altay, merak etme yerim, performansdan düşmem, istediğin formda olurum." Onu kastetmemiştim bile. "Kerem öyle bişey mi dedim?"
"Altay tamam geç mutfağa yap tamam mı? Sonra uyandırırsın uykum var uyumak istiyorum." Deyip odasına gitmişti.
Mutfağa geldiğimde aldığı poşetin içine baktım. Direk gözüme makarna çarpmıştı. Tencereye su koyup ocağı yaktım. Su kaynadıktan sonra içine makarnayı atıp olmasını bekledim.
Yeterince kaynadığında suyu süzüp tereyağıyla salçayı kavurdum ardından makarnayı attım.
Keremin yanına geldiğimde çoktan uyumuş olduğunu gördüm. Çok sevimli gözüküyordu. Herhalde yanına uzanmakta sorun olmazdı diye düşündüm.
Yanına doğru uzandığımda, bedenini kollarıma doğru çektim. Kokusunu iyice içime çektim. Tarif edilemez derecede güzel kokuyordu. İyice Kereme sokularak biraz gözlerimi kapadım.
Keremin itişmeleriyle uyandığımda yatakta oturarak kafamda dikiliyordu. Biraz yatayım derken uyuya mı kalmıştım, amına koyayım. "Altay yanıma yat diyen mi oldu?"
"Yatmak istedim, yatamaz mıyım?"
"Hayır Altay yatamazsın." Yataktan hızlıca kalkıp ona istediğini verdim. "İyi Kerem sana afiyet olsun, ısıtıp yersin."
Yataktan anında kalktığında hızlıca önüme geçti. "Dur tamam, sinirlendim bir an kusura bakma. Gel yemek yiyelim sonra da gidersin, işe gidicem zaten." Konuşmayarak mutfağa gittik. Yemekleri tabağa döküp verdi.
"Afiyet olsun Aktürkoğlu." Sanki yanında yokmuşum gibi yemeğine odaklanmıştı. Birden bire ne olmuştu anasını satayım.
Yemeğimizi yedikten sonra Kerem giyinip çantasını da alıp gelmişti. Saate baktığımda bire geliyordu "Çıkmam lazım Altay sende git." Gitmek istemiyorken mi gideyim?
"Öyle mi diyorsun Kerem." Yorgun bakıyordu. "Evet Altay."
"Git diyorsan giderim." Kal diyorsan kalırım.
"Git Altay." Sofrayı bıraktığı tabakları musluğun içine koymuş hafif suyla durulamıştım. Ayakta dikilerek izliyordu. Sofrayı da sildiğimde kapıya doğru ilerledim. Arkamdan gelmemişti bile.
Gelmesi için ayakkabılarımı yavaşça giydim. Hala gelmemişti. Daha fazla beklemeyerek çıktım, evimden.
Ne ben zorlayabilirdim ne de o beni.
Biliyorum çok berbat bi bölüm oldu ama azcık idare edin :(
Oy ve yorum atmayı unutmayınız
Öptüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fuckbuddy | Alker +18
Fanfiction"Bana öyle seviyormuş gibi bakma gözlerindeki sahteliği görmek istemiyorum." Yüzüme gelen tokatla birbirimize girdik