Saat oldukça geç olduğunda bara gelmiştim. Soyunma odasına girdiğimde uzunca yakışıklı bi çocuk yanıma geldi. Hafif gülümsemesiyle "Sanırım yeni olan sensin."
"Aynen." Yakın çevrem hariç insanlarla pek iyi iletişim kuramıyordum. Kısa cevaplar verip geçiştiriyordum. Elini uzatıp ismini söyledi. "Zaniola ama herkes zani der." Kafamı tamam anlamında salladım. "Ne yani ismini söylemeyecek misin? Çok mu gizli?" Evet gizli.
"Kerem."
"Biliyordum ki zaten yem attım." Birilerinin şuan şaka yapacak halini kaldıramıyordum.
"İyi, direk başlayım mı, söyleyecek bişeyin var mı?" Birkaç saniye durup aklındakini hatırlamış, dolaptaki isim kartını ve pantolonla gömleği çıkarıp vermişti.
"Buraya ismini yazarsın hmm bide kimseyle mümkün mertebe kavga çıkarma biraz sıkıntılı oraları, tamam mı? Ve eğer bişeyler istersen yanıma gelebilirsin." Ne gibi şeyler isteyebilirdim ki amına koyayım.
"Yok istemez eyvallah." Sırıtıp odadan çıkmıştı. Teker teker verdiği kıyafetleri giyip ismimi isim kartına yazmış, gömleğime takmıştım.
Mutfağa geldiğimde elime tepsi vermiş, sadece masalarda dolaş denmişti.
İçeri geçtiğimde müziğin sesi, kulaklarımı delecek kadar yüksek sesteydi. Nefret ederdim bu durumdan. Geçmişte yaşadıklarımı hatırlatıyordu ama şuan bunlara odaklanmanın sırası değildi, hızlıca bu düşüncelerden kurtulup masalarda dolaşmaya başladım.
Bazıları dans ederken çarpışmamak mümkün değildi. Birisi bilerek koluma çarptığında tüm içki bardakları yere dökülmüştü. Karşımdaki adamın üstüne geldiğinde kabadayı gibi diklenmeye başladı. "Hayırdır lan sen." Hem orospu çocuğu çarpıyordu hem de hesap soruyordu başlarım böyle işe. "İlk sen çarptın lan."
"Müdürünüzü getirin lan, bu takımım senden pahalı." Tövbe estağfurullah, sabır. Gel beni sik diyordu, orospu evladı. Tam yakasına yapışıyordum ki Zaniola gelip kolumdan çekti. "Beyfendi özür dileriz, lütfen bugünlük ikramımız olsun." Adam bu durumdan memnun olmuş tavırıyla "siz her yoldan geçeni alıyor musunuz?" Üstüne yürüyecekken gene kolumu sıkıp geride tutmuştu. Kontrol altına almayı gayet iyi biliyordu.
"Kusura bakmayın efendim." Deyip Hızlıca soyunma odasına geldik. "İlk günden kavga mı çıkarmayı planlıyorsun?"
"İlk o başlattı, bilerek çarptı lan bana." Gene gülmüştü. "Alış bunlara, her tiple karşılaşacaksın, o yüzden relaxla."
Nasıl bu kadar rahattı. Ne yani haklı olduğum halde susacak mıydım? Asla bana göre değildi. Haksız olduğum durumlarda bile kavga çıkartıyordum, anasını satayım. Şimdi susacak mıydım?
"Hakkımı savunurum." Kolunu omzuma atıp dalga geçer gibi konuşmaya başladı. "Aynen tamam geç sonra kovul sen bilirsin canısı." Aslında nereye gidersem gideyim kavga çıkartmadan duramazdım bu sefer birilerini dinlemem gerekiyordu. Fazla uzatmadan tamam demiş, çıkmıştım.
İçeriye geldiğimde gördüğüm kişiyle, sesli küfür ettim. En sağ köşede Mert zibidisi oturuyordu. Bu piçin ne işi vardı lan burda. Çaktırmadan fotoğrafını çekip İcardiye attım. On saniye geçmeden aramıştı serefsiz. "Lan Kerem Mertin ne işi var lan orda?" He, ben zaten anasıydım.
"Ne bileyim oğlum gel, sen sor." Gelir miydi acaba? Tahminimce gelirdi. "Tamam geliyorum birazdan, dikkat eder misin ona?" Gülerek dalga geçtim. "Hmm neden dikkat edeyim sevmiyorsun ki zaten?"
Sinirlenerek bastıra bastıra konuştuğunda gülmeden edemedim, aşıktı işte niye uzatıyordu. "Kerem balım valla kurda kuza yem olur dikkat et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fuckbuddy | Alker +18
Hayran Kurgu"Bana öyle seviyormuş gibi bakma gözlerindeki sahteliği görmek istemiyorum." Yüzüme gelen tokatla birbirimize girdik