Korkusuz (GxG) TeacherxStudent

-4-

Seni anlamsız özlüyorum; korkunç, derinden ve sonsuz.

~Franz Kafka

🌿🌿🌿

Babamda sanki bir gariplik vardı.
Benden bir şeyler saklıyor gibiydi.
Babamla aramızda gizli saklı olmazdı hiç. Ne düşünürsek söyler birbirimiz için en iyisini bulmaya çalışırdık ama durum şimdi biraz farklıydı. Ne kadar ısrar etsem de söylemeyeceğini bildiğim için ısrar edemiyordum. Ama kalbim de biraz kırılıyordu açıkçası. Çok takılmamaya karar verdim. Önemli bir şey olsa bana söylerdi zaten. Yani umarım, heralde söyler ya neyse kısmet... Zaten sabah da erkenden çıkıp gitmiş, ben de oyalanmadan çıktım hemen.

Tam motorumdan inerken zil çalmıştı. Aceleyle koşmaya başladım çünkü fizik hocamız olacak kodumun adamı tam vaktinde gelip geç gelenleri azarlıyordu. Bir taraftan merdiven çıkarken bir taraftan da sövüyordum, çünkü merdiven merdiven değil Ağrı Dağı mübarek. Sınıfa doğru ayaklarım
götüme çarpa çarpa koşacakken canım bebeğim Azra hoca beni durdurdu. Yani tam vaktini buldunuz hocam bravo. "Asena dikkat etsene, sanki bilmiyorsun koşmaman gerektiğini."
Cevap vermeden önce biraz soluklandım ve tabiki karşımdaki şaheseri süzdüm. Yine boğazlı bir kazak giymişti. Nefesimi toplayayım derken iyice nefessiz kalmıştım.

İçimden kendime yüz kere sakin ol dedikten sonra konusmaya başladım.
"Hocam biliyorum biliyorum da az daha geç kalırsam Mehmet hoca derimi yüzecek onu da biliyorum." Dedim yanımızdan geçen fizikçiye bakarken. Bana hafif bir şekilde gülümsedi, bütün kaygılarım uçup gitti, o an bulutların üstünde gibiydim. Gelip sen Abdülhamid'i savundun deseler, tamam kardeş diyecek yumoşluktayım."Peki tamam git ama bir daha böyle koşmak yok düşeceksin sonra." Ya ben seni yerim. Sen beni mi düşünüyorsun. Hafifçe kafa sallayıp hızlı adımlarla fizikçiyi yakaladım. Elimle hocayı buyur edip sonra da ben girdim sınıfa.
Ben yerime geçerken Selin gülerek "Ucundan yırttın." Dedi onu onaylayıp odağımı derse verdim.

Sıradan geçen derslerden sonra sonunda beden dersine gelmiştik. Ben okulun voleybol takımında vardım ve bizim maçlarımız haftaya başlıyordu. O yüzden çok çalışıyordum. Dersler benim için sorun olmadığından odak noktam voleyboldu. Son sınıf olduğundan sınıfın yarısı test çözüyordu bedende. Hoca herkesi serbest bıraktıktan sonra yanıma geldi. Çok sevdiğim nadir öğretmenlerden biriydi. Benimle ayrı ilgilenir, sürekli ihtiyacım olan bir şey var mı diye sorardı. "Hazır mısın bugün ki rahatlama seansına? " dedi topu bana atarken. Yakalayıp konusmaya başladım "Doğuştan hazırım hocam bunun için doğmuşum adeta." Dedim meydan okurcasına bakıp. "Bir pasör için iddialı laflar bunlar Değirmenci." Ona kırılmış gibi bakıp "Aşkolsun ben olmasam havaya mı vuracak bu smaçörler acaba hocam? " Ayşe hoca bana güldü ve hadi başlayalım dercesine bir el hareketi yaptı. Manşet antrenmanından sonra biraz mola verdik. Kendi kendime bankta oturup soluklanırken yanıma gelen bir şaheser farkettim. Bu şaheser tabiki Azra hocaydı. "Voleybolda bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum." Dedi yanıma otururken. "Kendimce bir şeyler yapıyorum hocam, hatta takımda bile varım." Dedim ona bakmadan. Ondan etkilendiğim belli olursa diye çok korkuyorum çünkü. Kısa bir sessizlikten sonra aniden Azra hoca elini çeneme koyup ona bakmamı sağladı. "Benimle konuşurken gözlerime bakmanı tercih ederim." Dedi dominant ama yumuşak bir şekilde. Ben ölmeyeyimde kimler ölsün a dostlar! Sadece yutkunup kafamı sallamakla yetindim çünkü sesimin çıkmayacağına çok emindim. "Sizin dersiniz boş muydu?" Dedim bir süre sonra, oluşan garip ve gerici ortamı dağıtmak için. "Evet boş, ben de biraz hava almak için çıkmıştım tesadüf eseri gördüm seni." anladım dercesine kafa salladım sadece.

Azra hocanın çaprazımıza doğru baktığını görünce ben de bakışlarımı ellerimden alıp o tarafa doğru baktım. Ayşe hoca gülümser bir ifadeyle bize geliyordu. Azra hoca da karşılık olarak gülümsemeye başladı. "Azra hocam yoksa bizim fırlama bir şey mi yaptı gene? İki dakika gözümü ayrımaya gelmiyor." Dedi eğer bir şey yaptıysam ağzıma sıçacakmış gibi bakarken. Ben gözlerimi devirirken benimki konuşmaya başladı "Hayır hocam kendisi gayet "uslu" bir öğrenci ben daha bir şey yaptığını görmedim Asena'nın." Dedi gülmemek için kendini zor tutarken. Ben de Ayşe hocaya kaşlarımı çatıp "Aşkolsun hocam sanki ben terminatörüm, görmüyor musunuz minicik bir kız çocuğuyum ben." Dedim sitemli bir ses tonuyla. Azra hocanın gözünde iyice serseri olacağım bu gidişle ya! Zaten bende şans olsa bu kadar çabalamam gerekmez bir şeyler için. Ama hayat durur mu vursun kırbacı. " Ya bilmez miyim Asenacım ben senin minik bir kız çocuğu olduğunu, neyse daha ilk haftalardan hocanın gözünü korkutmayalım." Dedi Ayşe hoca. Ben ona yuh artık der gibi bakarken selvi boylum kibarca gülerek ayağa kalktı ve müsade istedi. Bak ne kadar kibar kadın benim yanımda böyle bir diyalog geçse ben götümle gülerim. "Hocam ben kalkayım diğer derste fotokopi dağıtacağım onları halledeyim." Ayşe hoca tabiki diyerek ona yol verdi ve kaldık benim belayla baş başa. "Asenacım hayırdır yavrum başına kaç ton taş düştü de sen başka öğretmenlerle sosyalleşmeye başladın?" Dedi kinayeli bir sesle. "Ayıp ettiniz hocam yabani miyim ben, insan mı yiyorum, yamyam mıyım?" Dedim dramatik bir şekilde. Bana şüpheli bir bakış atıp "Çıkar kokusu." Dedi. Ellerimi ben masumum dercesine kaldırıp ayaklandım. "Hocam sohbetinize doyum olmaz ben gidem de test çözem." Dedim ve koşar adım çantama gittim.

Beden dersinin ikinci saatinde aniden aydınlanma yaşadım. Sınıf defterinden Azra hocanın soyadına bakacaktım. Hemen bankta ki deftere yöneldim. Aha buldum seni pikaçu. Azra Akıncı...
Kadının adından bile dominantlık akıyor arkadaş! Eve gidince stalklamayı aklıma yazdım. Yanlız bir şey farkettim ben bu kadının adına bile çok yükseliyorum. "Bu saatten sonra geri dönüşü yok ya benimsin ya benimsin Azra Akıncı!" Diye bağırdım desem de inanmayın nerde bende o göt. Onun yerine bankların birine oturup onu düşünmeye başladım...