Hyunjin'den
Bugün dersler bitmişti. Malesef dinlenme sürem dolduğu için derslerde eziyet çektim ama çok sıkıntı yoktu.
Odama geldim ve resim malzemelerimi aldım. Changbin yatakta uyuyordu. Çok ses çıkarmamaya dikkat ederek odadan çıktım. Resim stüdyosuna gittim. Tuvalimi karşıma aldım ve hayalimdeki resmin taslağını kafamda canlandırmaya başladım. Ayrıntıları iyice düşündükten sonra kafamdakini kağıda geçirmeye başladım. Müzik açmıştım bir de yanında. Tam terapi. Şarkıyı mırıldanmaya başladım.
Smoking cigarettes on the roof
You look so pretty and I love this view
We fell in love in October
That's why, I love fall
Looking at the stars
Admiring from afar
My girl, my girl, my girl
You will be my girl
My girl, my girl, my girl
You will be my world
My world, my world, my world
You will be my girlBu şarkıyı seviyordum. Havası hoştu. Şarkıyı tekrar söylemeye başladım.
1 saat sonra
Yazar'dan
Resmi şekil alıyordu tabiiki ama hemen olacak iş değildi. Biraz daha hızlı geçsin diye yine şarkı açtı Hyunjin. Yine aynı şarkıydı.
Stüdyoya biri girmişti ama o kadar odaklanmıştı ki umursamıyordu bile uzun saçlı. Sonra sesini duydu.
You look so pretty and I love this view
We fell in love in October
That's why, I love fall
Looking at the stars
Admiring from afarArkasını döndü. Minho'ydu. Gülümsüyordu, o da karşılık verdi. Minho yanına oturdu.
"Ne çizmeye karar verdin?"
"Yani aklıma en güzel olarak bu geldi." Tuvali ona gösterdi. Tam ne olduğu belli olmuyordu ama anlaşılıyordu.
"H-h-hyunjin." Minho'nun gözleri doldu. O anı resmetmesi kabusunu geri getirmişti resmen.
"Minho, istersen çizmem. Sana eğer o anı hatırlatıyorsa."
"Yok, hayır. Çiz Hyunjin. Sorun değil benim için. Sadece senin o anda... neyse. "
Hyunjin çok ses çıkarmadı. Resmine devam etti. Yarışma günü 5 gün sonraydı. O zamana kadar çoktan bitirirdi. Bir iki güne biter diye düşünüyordu Hyunjin.
Tam yarım saat sessizce oturdular. Minho bu sessizlikten rahatsız oluyordu. Hyunjin ise aksine, resim yaparken birileriyle konuşmayı sevmiyordu ama Minho'nunda gitmesini istemiyordu onun için birşey demiyordu.
Hyunjin'in telefonu çalmıştı. Sınıfından Haechan arıyordu.
"Hyunjin, çabuk gel. Unuttun mu ya? Edebiyat hocasının doğum günü ya bugün. Kutlayacaktık ya bugün bizim sınıfta."
Hyunjin'in aklından tamamen çıkmıştı.
"Özür dilerim Haechan, hemen geliyorum."
Hyunjin hızlıca ayağa kalktı ve tuvalinin üstünü bir örtüyle örttü. Minho hemen sordu.
"Acil bir şey mi çıktı?"
"Malesef, edebiyat hocasının doğum günüydü. Kutlayacaktık unutmuşum. Senin için sıkıntı olmaz dimi?" Minho gülümsedi.
"Hayır, sorun değil. İyi eğlenceler."
"Teşekkürler~"
Hyunjin tam gidecekken arkasını döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red pacific/hyunho
Romance"Daha öncesinde hiç böyle olabileceğimizi düşündün mü?" dedi Hyunjin. "Düşünmedim. Ama şuan yaşayınca cazip geliyor."