Yazardan
Genç çocuk fena halde gergindi. Sebebi ise aşık olduğu çocuğa çıkma teklifi edecek olmasıydı. Bu cesaret ona Hyunjin ile beraber o resmi beraber yaptıklarından ve birinci olmalarından dolayı gelmiş olmalıydı-ya da o öyle sanıyordu.-
"Chan hyung bu nasıl?"
"Minho farkında mısın bilmiyorum ama liseli kızlar gibi ne giysem diyorsun. Geçir üstüne bir tane. Padişah evine gitmiyorsun ya." diye kıkırdadı Chan.
"Senin tarafından kolay tabi. Felix direk senin üstüne atlamıştı. Hyunjin tarafından dövülme ihtimalim var mı diye düşünüyorum."
Chan onun yanına geldi ve sırtını sıvazladı.
"Merak etme Minho. Hyunjin de seni seviyor. Sana olan sevgisinin kolay kolay biteceğini sanmıyorum."
Minho Chan'a gülümsedi ve dışarı çıktı. Hiç romantik bir çıkma teklifi olacağını düşünmüyordu ama yinede deneyecekti.
Minho&Hyunjin
Minho
Hyunjin
NasılsınHyunjin
İyiyim minho
SenMinho
Bende iyiyim
Şey eğer müsaitsen resim stüdyosunun oraya gelebilir misinHyunjin
Tabiiki minho
GeliyorumMinho
BekliyorumGenç çocuk resim stüdyosuna girdi. Tabloların arasında gezinmeye başladı. Burası tam bir sanat kokuyordu. Heryerde boyanmış havlular, duvarlar, kurumuş boya paletleri... Hyunjin kokuyordu. Burası Hyunjin vibe veriyordu ve zaten öyleydi. Minho yarışma için yaptıkları ve birinci oldukları tablonun önünde durdu. Asansörde yaşadıkları anı resme yansıtmışlardı, biraz daha farklı haliyle. Minho ve Hyunjin'in elleri ayrılıyordu. Ellerini bırakınca sanki düşeceklermiş gibi yana eğikti. Ortalarında solmuş beyaz bir karanfil vardı. Yaşadıkları anın çaresizliğini anlatıyorsu bu tablo. Hyunjin ile yaptıkları içinde onda yeri ayrıydı.
Birkaç dakika sonra kapının açılma sesiyle Minho oraya döndü. Hyunjin resim malzemeleri ve resim defteriyle içeri girdi. Yüzünde kocaman gülümsemesiyle odaya girdi.
"Selam Minho. Beni neden çağırdın? Resim mi yapmak istiyorsun? Eğer istersin diye boya ve defterde getirdim."
Minho onun bu düşünceli haline tebessüm etti.
"İsterdim Hyunjin ama seninle birşey konuşmak istiyorum."
Hyunjin ciddi tavrına büründü ve Minho'nun yanına geldi. Yanındaki masaya yaslandı. Minho ise onun aksine süt dökmüş kedi gibi elleriyle oynuyor, yere bakıyordu. Yüzü fazlasıyla kızarmıştı.
"Dinliyorum."
Minho derin bir nefes aldı. Ve konuşmaya başladı.
"Hyunjin, biliyorum. Geçmişte senle çok kavgalar ettik. Yani aslında ben karşılıksız ettim. Sen beni hep sevdin. Bu sevginin ne denli büyük olduğunu anladım. Şuan seviyor musun bilmiyorum. Ama yaptıklarımdan çok pişman olduğumu bil. Bu yaptıklarımdan dolayı kendimden utanıyorum. Keşke yapmasaydım ama işte. Aptallığım tuttu- ki ben zaten hep aptaldım.-Yani bilmiyorum. Onca şeyden sonra beni affedebilir misin ama?."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red pacific/hyunho
Romance"Daha öncesinde hiç böyle olabileceğimizi düşündün mü?" dedi Hyunjin. "Düşünmedim. Ama şuan yaşayınca cazip geliyor."