Okulun açılmasından tam bir ay geçmişti ve ben bu bir ayın bir haftasını evimde geri kalan haftaları bizimkilerle geçirdim evet doğru duydunuz bizimkilerle en son olanlar aklımıza gelirse Buğra saçımı kurularken odada basılmıştık
"yakalandınız"
Ne diyeceğimi bilemiyorudum çok yanlış şekilde çok yanlış zamanda kapı açılmıştı hem de Arda tarafından gerçekten yerin dibine girmek istiyecek kadar utanmıştım
"kapıyı tıktıklamadan girme demedim mi lan kaç kere"
"sizi gidi fındık kıranlar bu ne hal"
"düşündüğün gibi degil" dedim anında aklımdan ne geçiyordu bilmiyorum ama demez olaydım
"eger şöyle degilse buğra seni eve atıp biz okuldayken başa başa sevişimediyseniz tamam düşündüğüm gibi değildir"
"ne diyon lan hayvan, ben öyle birimiyim, hem de bu kızımı atacam yatagıma"
"Bir defa ben çok güzel kızım tamamı, hem ben senle o işi yapmam "
" neyi yapmasın Defenecigim"
Pislik benle alay ediyordu ama şuan konumuz bu degildi
Bence idare eder bir tipim vardı yani bana göre o kadar kötü sayılamzdım tamam sarışın ve uzun saçlar yerine kısa ve siyah saçlar sahipsem, mavi gözler yerine elaya yakın gözlere sahipsem aslında elaya yakın demem sebebi gözlerimin çok farklı renk olması hiç bir yerde bu rengi adını daha duymadım neyse şuan ki derdim o değil.
aşagıya inerek digerleirne bu evde bir süre kalacağımı açıkladım tamamen arkadaş olamasakta bu duruma çok sevinmişlerdi o günden sonra aynı evde kalmanın da etkisiyle çok fazla kaynaşmıştık hata onların arkadaş grubunun bir parçası bile olmuştum, onlar hakkında o kadar çok bilgiye ulaşmıştı ki neyi severler neyi sevmezler kaç yaşındalar evet yaşları Yagız, Arda 18 Duru 18'e bir kaç ay sonra girecek, Ben ve Pıanr ise 17, en son olarak Alper ve Buğra 19 yaşındalar ailelerin adını ve daha neler neler ama tek öğrenemedigim şey nerde yaşadıkları ve buruya neden geldikleri, buraya benden önce yani geçen sene gelmişlerdi bu konu hakında sadece tek bir şey biliyordum oda hiç birşey bilmemek tek dedikleri " biri, birini alıp gideceğiz"
Ama nereye gidecekler ve aradıkları kim bu konu hakkında hiç bir bilgim yoktu neyse bi süre bu konuyu açmayı planlamıyorum nasıl olsa kokusu çıkar yakında.Şimdi ise okuldayız evet yine okul kantin de oturmuş dedikodu yapıyoruz ben dedikodu ile tamamen bagımsızım ama bu bir ayda Buğrayla da çok yakınlaşmıştık yani yakınlaşmak dedigim çok degil az yada yarım ne biliyim işte eskisi gibi degiliz, okul çıkışı eve gidip bir kaç parça kıyafet almayı planlıyorum ve bu bilgide bize biraz daha arkadaşlarımla kalacagımın göstergesi babama olan sinirim hiç bir şekilde dinmiyor ve dinmesi için ne olacağını ben de bilmiyorum.
***
Sonunda zil çalmış arabayı binmiş eve gidiyorduk , kendi evime gitmeme ragmen içimde bir korku vardı çok stresleniyordum avuçlarımın içi terlemişti
"neden streslisin? "
"bilmiyorum ama içimde kötü bir his var"
Yanımda şoför koltugun da oturan Buğraydı digerlerinin gelmesine gerek görmediğimiz için onlar eve gitmişti uzun zaman sonra kendimi onların yanında çok mutlu hissediyordum sanki ait oldugu yer gibi, bazen insanlar kendi ailelerin yanında onlara ait onların bir parçasıymış gibi hissetmez ama başkalarını yanında onlardan biri gibi hissederler işte bence bana göre onlar gerçek aileleri öz olmasada, bu hayata kimle kimin yanında mutluysan onla kalmalısın.
Eve vardığımızda Buğra arabada kalmıştı bende onu çok bekletmemek
için hızlı adımlarla eve dogru yürümeye başaldım kapıya gelmiştim "sakin ol Defne en fazla ne olabilir ki"
Kapıyı tıktıkladım iki dakika sonra kapıyı Makbuş açtı"kuzum nerelerdeydin senin için endişelendim"
"arkadaşlarımla Makbuş şimdi de eşyalarımı alıp gideceğim"
"ya baban"
" buradamı? "
"oturma odasında"
Eşyalarımı almadan önce babam iki çift laf edip gitmek istemiştim yönümü oturma odasına yönelterek oraya gittim, evet babam koltukta telefonla mesajlaşıyorduk sakin olmaya çalışarak arkasına geçtim "hadi Defne yapabilirsin"
Babamın elindem hızlıca telefonu aldıgım gibi geriye çekildim"Defne ne yaptığını sanıyorsun, ver o telefonu"
"hoş buldum baba"
"telefonu ver"
"neden ne var ki bunda, hadi okuyalım ne varmış"
"ceza almak istemiyorsan küçük bayan şımarmayı kes ve ver o telefonu"
"ben şımarmıyorum baba"
Mesajları okumaya başaladıgım da yine aynı kadınla yazıştığını gördüm
"o telefonu ver Defen, bir daha demiyeceğim"
"neyi baba bu kadınımı zaten bu kadını önceden öğrendim, boş yere saklamaya çalışma"
"nasıl? "
"nasılmı dur anlatıyım"
" eve geldiğin zaman mutfakta biriyle konuşmalarını duydum, seni takip ettim sonra ne oldu bil bakalım odanıza girdim banyodan beraber çıkmıştınız, daha anlatıyım"
"sen beni mi izledin terbiyesiz "
"senden nefret ediyorum"
"düzgün konuş yoksa"
"yoksa ne"
Babam bana karşı ilk defa el kaldırmıştı evet el kaldırmıştı hem de ilk defa kim için peki o kadın içinmi
Elimde ki telefonu hızlıca yere fırlatarak bagırmaya başaldım" or****** kadın için bana el mi kaldırdın, canın cehenneme"
"bundan sonra benim senin gibi kızım yok"
"öyle olsun çünkü bunda sonra benim de senin gibi babam yok"
Eve den çıkarak yürümeye başaldı Bupraya dahi aldırmadan
"Defen ne oldu bir dakika dururmusun"
"niye aplıyorsun? "
"Defne"
Sesiz kalmayı tercih ederek adımlarımı hızlandırdım ama her adımımı hızlandırmada gözümden yaşlar daha hızlı akıyor ve başım dönüyordu ilk defa böyle bir şeyle karşı karşıya kalıyordum, gözlerim neden kararıyor" hayır hayır neden kapanıyotlar açık kalın"
"Defene"
Gözlerim tamamen karanlığa kapandığında en son ki duydugum ses Buğranın adımı yakarışıydı, gerisi sesiz ve karanlıktı bir boşluktu.
Öbür kitaplarım da göz atarsanız sevinirim iyi okumalar oy ve yorumları unutmayın
Oyyyyyy💋🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elementler Akademisi
FantasyDefne herşey den habersiz hayatını sürdürürken şehir değişikligi sayesinde kutsal elementin sahibi olduğunu ögrenir ve elementler akedemisine gitmek zorundadır fakat başına neler geleceğinden habersizdir... Kutsal olarak bilinen kitap ile Defnene'ni...