Hava alanından işlemleri halledip bavullarını aldıktan sonra çıkışa ilerlediler. Çıktıklarında Eylül derin bir nefes aldı ve şu sözleri söyledi;
''Merhaba Almanya''
***
Onları bekleyen otobüsle kalacakları evlere dağıldılar. Eylül iyi bir ailenin yanında kalıyordu. Durumları iyiydi. Eylülü kapıda bekliyordu. Evet bekliyordu, evde sadece evin hanımı Carola vardı. Eşi bir iş seyahatine, kızı ise başka bir proje için Norveçe gitmişti. Carola Eylülü kapıda karşılamıştı. Eylül otobüstekilere el sallayıp hızlı adımlarla Carolanın yanına gitti;
E: Hi, I'm EylülKısaca tanıştıktan sonra eve geçtiler Carola Eylülün anlayabilmesi için cümlelerini kısa ve sade bir dille kurmaya çalışıyordu. Evi tanıtırken sık sık Eylüle bakıyordu Eylülde anladığımı belirtmek için kafasını sallıyor arada "okey" diyerek sessizliğini bozuyordu. Ev turundan sonra Eylül kapıda bıraktığı valizlerini aldı ve kalacağı odaya ilerledi. Odaya girdiğinde buranın misafir odası olmadığını anladı. Oda gerçekten çok büyüktü. O kadar fazla eşya olmasına rağmen hala ortada kocaman bir alan vardı. Kapıdan girildiğinde yan duvarda kocaman bir televizyon etrafında yüzlerce cd/dvd koleksiyonu vardı. Tam karşı Ağzından istemsizce 'vay' kelimesi çıktı. Eylül kapıyı itekleyerek kapattı, valizini açıp içinden rahat bişeyler seçti. Lacivert bir tayt üzerinde beline kadar gelen bol bir tişört. Gayet rahat ve şıktı. Üzerini değiştirip aşağı indi. "Aunt Carola" diye bağırdı, bağırmasının karşılında mutfak olarak tahmin ettiği yerden "Eyluuül, come on honey" cümlesini duydu. Eylül istemeden kıkırdamıştı. Carola ismini biraz komik telaffuz etmişti ve buda onun gülmesine sebep olmuştu. Mutfağa girdiğinde Carola'yı yemek yaparken buldu yanına gidip yardım etmek istediğini söyledi Carola yapması gerekenleri söylerken anlamadığında uygulamalı olarak anlatıyordu. İkisi birlikte akşam yemeğini hazırlayıp masayı kurduktan sonra oturdular. Carola aceleyle masadan kalkıp salona gitti Eylül meraklı gözlerle bakarken Carola elinde şarap şişesiyle döndü. Eylül şaşırmıştı, Carola şişeyi açıp kadehlere doldurdu birini Eylüle verdi birinide kendi aldı ve ardından havaya kaldırıp 'ımm gelmenın şerefıne' dedikten sonra evden kahkaha sesleri yükseldi.
Yemeklerini bitirdikten sonra masayı hızlıca toparladılar, ardından Eylül izin isteyerek odasına çekildi. O kadar yorgundu ki. Yatar yatmaz uykuya dalmıştı. Uyandığında saat gece yarısıydı. Eylül deli gibi susamıştı. Odaya göz gezdirdiğinde su bulunmadığını fark etti. Sessizce mutfağa gidip su almayı düşündü. Odanın kapısından çıktığında içi ürperdi. Ya evde rüzgar esiyordu yada yataktan kalktığı için böyle hissediyordu. Merdivenlerden inip mutfağa ilerlerken salondaki bahçeye çıkan kapının açık olduğunu fark etti. Perdesi dalgalanıyordu. Birden korktu ve odasına gitmek için arkasını döneceği sırada arkasında birinin olduğunu fark etti. Döndüğü anda üzerine biri kapaklandı ve...