Merdivenlerden inip mutfağa ilerlerken salondaki bahçeye çıkan kapının açık olduğunu fark etti. Perdesi dalgalanıyordu. Birden korktu ve odasına gitmek için arkasını döneceği sırada arkasında birinin olduğunu fark etti. Döndüğü anda üzerine biri kapaklandı ve...
***
Döndüğü anda üzerine biri kapaklandı ve Eylül sıçrayarak yataktan düştü. Kâbus görmüştü, yine. Son zamanlarda kâbussuz gecesi olmamıştı. Korkuyordu. Terlemiş ve aynı zamanda susamıştı. Ama gördüğü kâbus sebebiyle mutfağa gitmeye korkuyordu. Yavaşça kapıyı açtı ve kafasını uzattı. Koridorda sorun yoktu. Merdivenlere ilerleyip salona bakan asma kattan cama göz attı. Cam kapalıydı. Rahat bir nefes alıp mutfağa ilerledi. Raftan bardak alıp suyunu doldurdu ve içti. Mutfaktan çıkacakken birden baş ağrısı başladı. İlk olarak hafif olan baş ağrısı sanki git gide güçleniyordu. Bir an önce odasına gitmek istedi ama salondan merdivenlere ilerledikçe baş ağrısı artıyor, dayanılmaz bir hal alıyordu. Merdivenlerin başına geldiğinde terlemeye başlamıştı. Kendini kasıyor saçlarını çekiyordu. ilk basamağa adım attığında sendeledi ve yere düşüp bayıldı...
Uyandığında yumuşak bir zemindeydi, başında birilerinin olduğunu görüyor fakat duymuyordu. Zaman geçtikçe sesleri duymaya başlamıştı. Carolanın ağlaması, sağlık görevlerinin almanca konuşmaları ve hocalarının sesleri. Gözünü açtığını gören herkes başına toplanmış bir şeyler soruyor fakat Eylül cevap veremeyecek kadar halsiz hissetiği için soruları cevapsız bırakıyordu. Sağlık görevlerinin gözüne ışık tutmasıyla gözlerini kıstı, kendinde olduğunu anlamak için yapılan bir testti bu. Herkesin konuşması uğultu yaratması Eylülü rahatsız etmişti. Susturmak için ''iyiyim'' dedi. Bir an uğultular dahada yükseldi. Kendinde olduğuna emin olduklarından daha fazla soru sormaya başladılar. En son sağlık görevlileri Eylülün başında duranları uzaklaştırdı, Eylül derin bir nefes aldı. Tansiyonunu ölçen sağlık görevlileri Carola'yla konuştuktan sonra gittiler. Carola Eylülün yanına gelirken Eylül kalkmaya yeltendi. Carola ona engel olarak geri yatırdı ve hocalarını çağırdı. Eylül olanları anlattıktan sonra uyumak istediğini belirtti. Eylülün ısrarlarına rağmen kucaklayıp odasına götürdü ve yatağına yatırdı. Eylül teşekkür ettikten hocası dışarı çıkıp kapıyı kapattı. Eylülün her ne kadar uykusu olsa da uyumak istemiyordu, yine kabus görmekten korkuyordu. Yatakta yattıkça uykusu geliyordu, sonunda daha fazla direnemedi ve kendini uykunun kollarına bıraktı.
Saatler sonra Carola kahvaltı için uyandırmıştı. Fazla özen gösteriyordu, mutfağa gidene kadar koluna girip yavaş yavaş götürmüş, özenle oturmasına yardım ettikten sonra resmen kendi eliyle yedirmişti. Kahvaltı bittikten sonra kalkmasına izin vermemiş, masayı toplarken yaptığı bitki çayını önüne koyup içmesini istemişti. Eylül bitki çayından bir yudum aldı, harika bir tadı vardı. Ama içinde ne olduğunu anlayamamıştı. Carolaya sorduğunda Carola bunun bir aile sırrı olduğunu açıklayamayacağını söylemişti. Eylül ısrar etmeyerek bitki çayını yudumladı. Sanki içtikçe rahatlıyor, gevşiyordu. Çayını bitirdiğinde Carola bardağı aldı ve öğretmenlerinin o uyurken arayıp şehirde gezi olduğunu kendini iyi hissederse Eylülünde gelmesini söylemişlerdi. Eylül yukarı çıkıp hazırlanmaya başladı. Hava ne soğuk nede sıcak olduğundan giyecek bir şeyler seçmek kolay olmuştu. Üstünü giyip hafif bir makyaj yaptıktan sonra aşağı indi ve Carola'ya hazır olduğunu söyledi. Carola arabanın anahtarlarını alarak Eylülü hocalarının olduğu otele bıraktı. Hocaları Eylülü gördüklerinde yanına gelip nasıl olduğunu sordular Eylül hepsine teşekkür edip iyi olduğunu söyledikten sonra otelin lobisine geçerek gelecek olan otobüsü beklemeye başladı. Otelin internetine bağlanıp gelen mesajlarına cevap verirken kendisine bakan birinin olduğunu fark etti. Adamın giyiniş tarzı kapalı bir mekana göre değildi. Sanki gizlenmek gibi bir amacı vardı. Eylül tedirgin olmuştu. Yaklaşık 10 dakikadır adam onu gözetliyordu. Eylül bu durumdan rahatsız olduğu için uzaklaşmak istedi. Kalkıp etrafa bakındıktan sonra onların gruptan birkaç kızın tuvalete gittiğini gördü. Hemen onların peşine takıldı Kızların tuvaletin olduğu koridora dönmüşlerdi, Eylülde hızlanıp aynı koridora döndü. Döndüğünde kızlar yoktu, hemen kızlar tuvaleti kapısını buldu. İlerlerken erkekler tuvaletinden bir adam çıkmıştı, Eylüle bakarak gülümsedi ve koşmaya başladı. Eylül olanlar karşısında hem şaşırıyor, hemde çok korkuyordu. Bi an arkasına döndüğünde diğer adamın geldiğini gördü. İki tarafa gidemeyeceğinden ilk bulduğu kapıyı açarak girdi. Burası yangın merdivenlerinin olduğu bölümdü. Eylül hemen aşağı merdivenlere yöneldi. Daha ilk merdivenden inmişken kapı sesini duydu ve o anlık panikle ayağı kayarak 3-4 merdiven basamağından düştü. Canı yanmıştı ama durup bunu düşünecek hali yoktu. ,Tam kalkıp ilerleyecekken ensesinden buz gibi bir el onu tuttu ve beze döktükleri bayıltıcı maddeyle ağzını kapadı. Kurtulmak için yaptığı her atak boşa çıkıyordu. Almak istemesede her nefes alışında o genzini yakan madde uyuşmasını sağlıyordu. Sonunda olmuştu, Eylül daha fazla karşı koyamamış yenik düşmüştü. Duyduğu son cümleler şu oldu;
-Sonunda bulduk seni Eylül...