Gonca belki başka türlü olsa bu gün çok daha farklı hissederdi. Üstündeki gelinlik ona kefen değil de can olurdu. Kırmızı bindallısı ona çok yakışmıştı ama sevdiği neredeydi?
Hiç tanımadığı bir adam vardı onun yerinde. Tam da yanında imamın karşısında otururdu. Hayalinde hiç de böyle değildi bu sahne. Gözleri bindallısından daha kırmızıydı. Ağlamak için gözyaşı dahi kalmamıştı.
Aladdin'e bitik gönderip gelmesini istemişti. Bir umut son bir umut sevdiği adama yakarmıştı. Günler geçmiş toy zamanı gelmiş tek bir haber tek bir ses dahi gelmemişti. Artık onu sevmezdi yaptıklarından sonra neden sevsindi ki? Umudunu kaybetmiş kaderini kabullenmişti.
"Yakup Bey kızı Gonca Hatun, Süleyman Bey oğlu Hamza Beyi eş olarak kabul ettin mi?"
Derin bir sessizlik kapladı otağı. Gonca nefes dahi alamaz olmuştu. Ölmek böyle bir şey miydi?
"Gonca kızım? "
"Kabul ettim." Çok kısık çıkmıştı sesi ağlamaktan çatallaşmış sesi ne dediğini belli etmemişti.
"Heyecandan sesin çıkmaz kızım biraz net olasın. Utanmayasın." Sadet Hatun olan biten belli olmasın diye uğraşırdı.
"Sadet Hatun doğru der utanmayasın kızım nikahındır bu. Bir daha sorarım. Yakup Bey kızı Gonca Hatun, Süleyman Bey oğlu Hamza Beyi eş olarak kabul ettin mi?"
Gonca gözlerini kapattı. Nefesini tuttu Aladdin Ali'si belirdi gözlerinin önünde at sürdüler uzaklara, özgürlüğe doğru. Son kez mutlu olacağını düşündü Gonca son kez gülümsedi nefes aldı, gözlerini açtı, cevap vermek için ağzını açtığı sırada davullar şiddetle çalmaya başladı.
"Aladdin... Ne olur sen gelmiş ol." Fısıltı gibi çıktı sesi.
Otağdaki herkes ayaklandı çalınan davullar hayra alamet değildi.
"Yakup Bey Tekfur Vasilius, moğol esirlerle uç pazara girdi."
Alpin bilgi vermesi ile herkes birer birer otağdan çıktı imam dahi.
"Sen otağda kalasın hatun." Gonca yerinden kalkıp otağdan çıkmak için adımladığı sırada Hamza Bey onu durdurdu.
"Haddinizi bilesiniz Hamza Bey bana emir veremezsiniz. "
" İyiliğinizi düşünürüm amacım emir vermek değildi. "
"O zaman çekilesiniz önümden."
"Müstakbel zevcemi korumak görevim size burada kalacaksınız dediysem kalacaksınız. Lafımı ikiletmeyesiniz."
Hamza Bey lafını bitirip hızla otağdan çıktı. Gonca ayakta bir müddet sessizce durdu. Gelmemişti, beklediği kişi gelmemişti. Bu kalbine saplanan bir bıçaktı. Nefesini kesen hareketini engelleyen. Ne kadar güçlü durmaya çalışsa da güçlü değildi.
Odasına doğru adımladı. Her türlü yaşayamayacaktı. Her türlü ölüydü artık. Yastığının altındaki mendilini elleri arasına aldı. Bir köşeye çöktü. Son kez kokladı kurumuş papatyayı. Gözünden bir yaş aktı elmacık yanaklarına. Eli karnındaki hançerine gitti. Günahtı büyük günahtı düşündüğü. Aklından dahi geçirmemesi gerekliydi. Hançeri kınından çıkarıp üzerindeki yansımasını izledi.
"Bana sorduydun ya senin de gönlün var mıdır diye? Benim gönlüm sensin medreseli. Yaptığımın izahı affı yoktur belki ama beni sensiz bırakma, beni başkasına bırakma. Sensiz yaşayamam." Bitiğe bunları yazmıştı.
Şimdi de dediğini yapacaktı. Onsuz yaşamayacaktı. Yansımasını izlemeyi bırakıp bileğine götürdü bıçağı. 'Allah'a bunun hesabını veremezsin Gonca, vazgeç!' Kendiyle savaşırdı imdi de. Gözlerinden bir kaç damla daha düştü. Elleri titredi. Küçük bir çizik açtı. Korktu bıçağı kendinden uzaklaştırmak için bir köşeye fırlattı.
"Ne ölebilirim ne yaşayabilirim! Allah'ım sen bana yardım et!"
Kafasını dizlerine gömüp ağlamaya devam etti. Güçlü kadın korkak bir kız çocuğu gibi ne yapacağını bilmez haldeydi.
Dışarıda olanlardan haberi olsa bu hale düşer miydi?
"Gonca!" Duyduğu sesle irkildi. Gerçekliğini sorguladı. Kafasını kaldırıp ondan bir kaç adım uzakta duran siyah pelerinli adama baktı.
"Aladdin!" Oradaydı, sevdiği adam tam da karşısındaydı. Yüzünde acı bir gülümseme oluştu. Ayağa kalktı hızla aralarındaki mesafeyi azalttı.
Aladdin yerdeki bıçağın üzerindeki kanı ardından da Gonca'nın bileğinden azar azar akan kanı gördü.
"Ne ettin sen! " Elleri hemen yaraya gitti. Bez ile sıkıca sardı.
"Ben senin tek saç teline kıyamazken nasıl edersin bunu!" Aladdin'in gözlerinden alev çıkıyordu. Daha hızlı olsaydı en başında planı işe yarasaydı sevdiği hatun bu hale gelmeyecekti.
"Gelmeyeceksin sandım..."
"Geldim, buradayım. Seni benden kimse alamaz." Elleri ile sevdiğinin gözlerinden akan yaşları sildi. Gözleri konuşuyordu şimdi, sessizce. Lakin gitmeleri gerekti. Tekfur onları daha ne kadar oyalardı emin değildi.
"Bunu üstüne giyesin Hileci Hatun. Artık gitmemiz gerek." Aladdin pelerininin altından başka bir pelerin çıkarıp Gonca'ya giymesi için yardımcı oldu. Elinden tutup otağa girmek için açtığı kesiğin yanına götürdü. İlk önce kendi çıktı güvenli olduğundan emin olduğunda Gonca da peşinden geldi. Kimselere görünmeden ormanın içine doğru yönelip karanlıkta Aladdin'in atını görene kadar yürüdüler. Aladdin önce kendi bindi, Gonca'ya elinden tutup önüne binmesi için yardım etti. Ardından atına komut verdi. Hızla bölgeden uzaklaştılar.
"Nereye gideriz Aladdin?"
"Yenişehir'e, saraya gideriz Goncam."
"Ananla, Atan ne der?"
"Haberleri var Goncam. Gelinlerinin gelişini beklerler. Sen heç aklını gönlünü yorma bu sorularla."
Gonca yaşadığı olayların etkisinden yeni yeni çıkmaya başlamıştı. Az önce kendi toyundan sevdiği adam tarafından kaçırılmıştı.
"Neden bana haber etmedin? Geleceğini neden demedin? Ben her gün yolunu gözledim Aladdin. Beni artık sevmediğini dahi düşündüm ki hala affettin mi bilmem."
"Affetmedim...Ama bu seni kaçıramayacağım anlamına gelmez Hileci Hatun, sevmediğim anlamına da gelmez. Seni o kadar çok seviyorum ki yaptıklarını kaldıramıyorum. Başka biri ile toyun olduğunu öğrendiğimde Orhan tuttu beni. Gönlün var sandım sonra bitiğin ulaştı elime. Okuyanda sana ulaşmak için her yolu denedim amma anan Sadet Hatun bana her seferinde engel oldu. Sana haber göndermenin güvenli bir yolu yoktu."
"Tekfurun gelmesi ile ilgin var mıdır? O gelmeseydi çoktan..."
"Artık bitti Goncam kimse seni benden alamaz. Yakında bizim toyumuz olacak inşallah. Tekfura gelince kendisine şifa götürüp hayatını kurtarmıştım. Dikkat dağıtmak için onu kullandım. Böylece bana olan borcunu ödedi." Gonca'sını başka biri ile görme düşüncesi onu sinirlendirmişti, cümlesini dahi duymak istememişti.
"Ben bu kadar uğraştığını bilmezdim... Sana kendimi affettireceğim medreseli. Güvenini tekrar kazanacağım. Bir daha asla sana karşı hata etmeyeceğim güvenini sarsmayacağım."
Aladdin'in eli kementi tutan Gonca'nın bileğini kavradı.
"Neden ettin bunu kendine?"
"Dedim ya gelmezsin sandıydım."
"Kendi canına kıymayı nasıl düşünürsün Gonca!" Sesi titremişti.
"Sensiz yaşamak zaten ölüm bana, beni sevmediğini düşünmek başka birine hatun gitmek ölümden farksızdı ama yapamadım... Bu günahın vebalini üzerime alamadım."
"Allah seni bana bağışladı. Otağa girdiğimde seni öyle bulsaydım..."
"Geçti artık Aladdinim ben buradayım. Hata ettim affet." Gonca bir daha hiç bırakmamak üzere , Aladdin'in bileğindeki elini, tuttu...
🌼 Bölümü nasıl buldunuz?
🌼 Aklınıza gelen yazmamı istediğiniz bir bölüm var mı? Fikirleriniz benim için önemli.☺️
![](https://img.wattpad.com/cover/358987549-288-k689620.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Hikayeler (Algon)
FanfictionHer bölüm birbirinden farklı konuları içermektedir.