Yatağımda yüz üstü uzanmış, yastığı sıkı sıkı kavramış halde dünü düşünüyordum.
Gözlerimi açmasam da uyanıktım. Hayal etmeye zorluyordum kendimi. O savaşı, ardından verdiğim zoraki kararı.. Ve Sarada'yı.Üstümde kan lekeleri vardı. Kıyafetlerim parçalanmış, Momoshiki sayesinde büyük çoğunluğu iyileşen vücudumun küçük sıyrıkları gözle görülür biçimde ortadaydı. Buna karşılık ne yapmıştı? Beni görünce, ne yapmıştı? O kadar özrümün ardından verdiği cevap ne olmuştu?
Gerçi hata payım oldukça büyüktü. Fakat her zaman doğru olanı yapmak mıdır bu hayattaki amacımız? Bazen doğruları, önem verdiklerimiz için hiçe sayamaz mıyız?
Sayamazmışız demek ki. Sarada.Nihayetinde gözlerimi açtım. Güneş çoktan doğmuştu. Gün ışığı odama vurmuyordu. Masamda bandanamı gördüm. Demir plakaya dokundum. Kenarındaki küçük girintileri parmak ucumda hissetmeyeli uzun zaman olmuştu.
Babam benim için saklamış olmalıydı. Hile yaptığım ilk sınavdan bu yana..
Hatırlaması utanç verici. Bir o kadar da hatrımın sayılması hoşuma gitmişti.
Babamlar yeni kıyafet almış, sandalyemin üstüne düzgünce bırakmışlardı. Tek tek üstüme tutup baktım. Yeşil olanı giymeye karar verdim.Koridorun aşağısına zıpladım. Mutfak girişine temiz bir atlayıştan sonra babamın anneme yardım ettiğini gördüm. Beraber yemek hazırlıyorlardı. Arada sırada annemin yanına sokulup öpücüklere boğuyordu. Annemle ne zamandır bu kadar samimiydi? Zorunluluktan evlenmiş gibi bir hali vardı oysa.
Aralarının düzelmesi bugün için keyfimi ikiye katlamıştı. Anneme değer veriyordu artık. Kardeşim salondan koşup annemlerin yanına geldi. Yeni jutsu hareketini göstermek için sabırsızlanıyordu. Babam Himaya, rasengan mı öğretiyordu yoksa?
Yok artık.Gel gelelim Kawakiye. Artık bizimle yaşamıyordu. Hep olmasını istediğim gibi evi terk etmişti. Laboratuvarda ki birimle yeni buluşlara kucak açacaklarmış. Sumire'nin dediği üzere. Düşündükçe midemde bir hareketlenme oluyor. Bulantı misali.
Sarada.. Sarada..
-Boruto?
Babamlar bana dönmüş bakışları ile yargılıyorlardı.
Ne? İçimden söyledim. İmkanı yok duymasının.-Efendim..
Annem elindeki bıçağı bırakmadan yanıma geldi.
-Oğlum.. Dün olanlar hakkında babanla konuştuk. Kawaki seni çok hırpalamış olmalı. Ve bir karar verdik, eğitimine baban ile ben devam edeceğiz. Kimse bizim oğlumuzu yersizce ezemeyecektir böylelikle.
Ne.. diyorsun?
-Damarlarında Uzumaki ve Hyuga klanının, kanı akıyor. Bu ne demek biliyorsun değil mi?
Oh.. Anlıyorum. Tamam. Babam tamamıyla konuyu saptırmıştı. Birkaç kaçamak bakış atmakla yetinmişti uzaktan.
-Uzumakilerin muazzam çakrası ile Hyuga klanının eşsiz yetenekleri. Bunların toplamı sizsiniz. Himawari ve sen.
-Beni pohpohluyorsun anne..
Elindeki bıçağı ileri geri oynatıyordu.
-Byakugan açmanı bekledim bunca zaman. Hayal kırıklığı yaşasam bile.. Himawari senin yerine Hyuga klanını gururlandıracaktır.
-Of.. Anne ya..
-Sana 64 vuruş tekniğini öğretmekle başlayacağım Boruto. Neji gibi çakra kalkanı edinebilirsin belki de.
Byagukanın olmadığı için görüşün oldukça kısıtlı olacaktır. Eğitimin çok zorlu geçecek.-Jouganım var.
-Artı olarak henüz bir jutsu yeteneğini özelleştirebildin. Senelerce kage bunshin yaparak nereye varmaya çalıştığını anlamıyorum bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORUTO "İç Savaş"
Teen FictionUzun bir sessizliğin ardından, Boruto tekrar normal yaşantısına döner. Fakat olaylar istediği gibi gelişmeyecektir.