(Boruto)
Anneciğim akşam yemeğini bir süreliğine ertelemişti. Sebebi de bendim. 72 saattir aralıksız uyuyordum. En azından babamlar böyle söylemişti.
Gercek anlamda uyanmak biraz vakit aldığı için kendimi sürükleye sürükleye banyoya kadar iteledim.
Aynaya baktığımda gördüğüm ilk şey jouganın aktif olduğuydu.
Gözlerimi kapatıp derin nefes aldım. Yakında varlığını unuturdum. Kafamı çıkarıp yere göğe çarpmışlardı sanki. Bu ağrının sebebi de neydi böyle?
Aynalı dolaptan diş fırçasını aldım. Macunu fırçaya sürerken dişlerimi son güç sıktığımı fark ettim. Elim çeneme gitti. Biraz sağa sola hareket ettirip baskıyı azaltmaya uğraştım. İş işten geçmişti çoktan.
Dişlerimi fırçalamaya koyuldum. Kapıyı yumrukluyorlardı."Çık dışarı."
"Sana çık dışarı dedim. Hemen!"
Dişlerimi fırçalamayı bitirmiştim.
Güzelce elimi yüzümü yıkarken Kawaki'nin sabrını zorlamaktan mutluluk duydum."Onii-chan Kawaki senin dışarı çıkmanı istiyor."
Kapıyı açıp Himawariyi kendime çektim.
"Himayı pis amellerine alet etme" Adeta tıslamıştım.
Ne saçmalıyorsun bakışı atarak yanımdan geçti. Tuvalet kapısını gümbürtüyle kapattı.
Her şey sıradandı. Mutfakta, yıpranmaktan bir hal olmuş yer paspası. Her seferinde insanın ayağını yerden kesecek şekilde ortada durmaktaydı. Dolaplar acı acı gıcırdıyorlar, pencereler.. Evimiz eski olduğundan değildi bu söylemlerim. Herkes kendi başına yaşamaya uğraşır iken aşk kuşlarının gösterisine maruz kalmaktan bahsediyordum. Evin her zerresi buna mahkumdu.
Masaya geçtim. Başımı yasladım elime.
Bir noktaya odaklanıp içim bayılana dek iç çekecektim."Vakit daralıyor, Boruto Uzumaki"
İşte eksikliğini hissettiğim kişi!
"Aileni de arkadaşlarını da kaybedeceksin."
"Hmhm"
Küçük kardeşime bakakaldım. Biraz boy atmıştı ve gözüme daha sevimli geliyordu.
Duyduğum üzere akademiye katılmaya karar vermişti.
Antrenman yapsak nasıl olurdu?
"Hadi antrenman yapalım." Diyerek dürttüğümde var olan enerjisini tüketip esnemeye başladı.
"Nii-san daha çok erken"
Zorlayacak değildim elbette. Evde yemek yiyemiyorsam kendimi dışarı atmalıydım.Ayakkabılarımı geçirip hızla evi terk ettim.
Gözlerim Saradayı arıyordu. Beni kardeşi gibi gören Saradayı. "Ah bu çok aptalca." dedim. Omzuma bir el dokundu.
"Nedir aptalca olan ?" Sasuke yanı başımda bitmişti. "Hava diyordum. Ne soğuk ne de sıcak." Omzumdaki elini çekmesi için hafifçe silkelenmiştim. "Hn" Benden uzağa bir milim ilerlemeyip gözlerime kitlendiğinde, iç sesimle yine ne halt yediğimi tartışıyordum.
"Sarada ile konuştuğunuzu gördüm."
Gòzlerimi ayırmadan cevap verdim.
"Bir önemi yoktu."
Gitmek için kıpırdadığımda tekrar bir soru yöneltti. "Eve geldiğinde gözleri öyle demiyordu ama."--------------
(Sarada)
Göz altlarım morarmış bir halde uyandım. Gece boyunca düşüncelerimi kenara atamamıştım. Uykumu kaçıran vicdanımla sabahlarken Borutoyu düşünüp durmuştum. Onu nasıl sevdiğime hala karar verememiştim. Üstüne üstlük Boruto'nun kendinden emin duruşu ve beni üzmeme çabasına içim nasıl da gitmişti. Ah kalbim acıyor sanki.
Doğrulup aynaya baktım. Dağınık görüntümü seviyordum.
Aklımı kurcalayan Borutodan ancak yemek yerken uzaklaşabilirdim.
Saatin kaç olduğundan habersiz içeri geçtim. Babam yanımdan rüzgar gibi geçip gitmişti. Annem iste sofrayı topluyordu.
Geç kalmıştım. Annemin yanağına bir öpücük kondurup kendimi dışarı attım.
Kahvaltı niyetine burger yiyecektim. Neden mi? Belki Borutoyu da gòrürdüm orada. En sevdiği mekan orası. Sanırım nasıl bir halde olduğunu kontrol etmek için bu yolu tepiyordum.
Hayır. Eski anıları yad etmek amacı güdüyorum. Belki de canım burger çekiyordu sadece. Kendini kandırma Sarada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORUTO "İç Savaş"
Teen FictionUzun bir sessizliğin ardından, Boruto tekrar normal yaşantısına döner. Fakat olaylar istediği gibi gelişmeyecektir.