Annem ve babam gözümün önünde öldürülüyordu aylaklar tarafından,bağırışları kulağımda yankılanıyordu ağlıyordum aynı zamanda çaresizdim ne yapacağımı bilmiyordum.Bir aylağın beni fark etmesiyle irkildim ve kapıyı kapatmaya çalıştım ki üzerime doğru geldi işe yaramadı oyalanmadan hızlıca elime ilk gelen şeyi aldım bu bir sandalyeydi.Direkt aylağa fırlattım biraz uzağa gitmesini sağlamak amacıyla.Daha sonra çekmeceyi açıp bir bıçak aldım ve hızla kafasına sapladım ancak diğer aylaklara karşı koyabilirmiydim bilmiyordum şu an bunu düşünecek vaktim de yoktu sadece kendimi korumalıydım.Hızlıca arka kapıya koştum elimde sadece bir bıçak vardı dışarıya çıktım ve kapıyı kapattım burada neyseki aylak yoktu fakat sesimi duyduklarından emindim,direkt ormana doğru koşmaya başladım,koşuyordum ama nereye bilmiyordum ayaklarım ileri gidiyordu fakat nereye gittiğimi bilmiyordum sadece koşuyordum..Aylakların peşimden gelmediğini anlayınca yavaşça duraksadım ve derin derin nefes almaya başladım tabiki burası da güvenli değildi ama gerçekten çok yorulmuştum üstelik yanımda ne su vardı ne de yemek,evimi ailemi kaybetmiştim ne yapacaktım bilmiyordum.Bir ağacın arkasına geçip yavaşca ve olabildiğince ses çıkarmadan oturdum ve soluklandım,sessizce ağlamaya başladım annemin ve babamın ölümü her an gözlerimin önüne geliyor,acı dolu çığlıkları kulağıma vuruyordu.Annemden en son duyduğum cümle "Kaç ve canını kurtar güzel kızım seni çok seviyorum!" diyişiydi.Onlardan kalan tek bir fotoğrafları bile yoktu ancak bunları düşünmeye de vaktim yoktu.Aniden çalılıklardan bir ses gelmesiyle direkt ayağa kalktım telaşla,aklıma ilk gelen şey bir aylak olduğuydu ve iyice korkmaya başladım fakat beklemediğim bir şekilde karşıma 2 tane adam çıkmıştı ikisi de silahlarını bana doğru doğrultmuşlardı bir süre öylece kalmıştık,sessizliği önümdeki adamlardan biri bozdu ve "iyi görünmüyorsun" dedi,cevap vermedim tedirgindim hâlâ, "kampınız var mı?" ardından diye sordu, "hayır yok,sizin var mı" dedim ürkek bir tavırla."evet var" dedi ve kaç aylak öldürdüğümü sordu tam cevap verecekken arbaletli adam "hadi ama rick" dedi,Anlamsızca onlara baktım,onlara henüz güvenmiyordum zarar verebilirlerdi.Hala silahlarını indirmemişlerdi
İsminin rick olduğunu öğrendiği adam "sana yardım edebiliriz bunun için sorduğum sorulara cevap vermen gerekiyor dedi."bana zarar vermeyeceğinizi nereden bileceğim?" diye sordum,Rick "benim ailem var ayrıca senin yaşlarında bir oğlum bana güvenebilirsin bundan şüphen olmasın." bir süre sessiz kalmıştı ortalık ardından Rick denen adam tekrardan kaç aylak öldürdüğümü sordu, "saymadım ama bir düzine olmuştur diye yanıt verdim.Rick kafasını olumlu anlamda salladı ve bu sefer kaç insan öldürdüğümü sordu,biraz düşündüm ve 3 diye yanıt verdim,hemen ardından nedenini sordu "ısırılmışlardı dönüşmelerini engellemek için vurmak zorunda kalmıştım" dedim net bir tavırla.Rick "pekala kaç yaşındasın ismin ne?"
"Diana,Diana Dean 15 yaşındayım yani daha dün 15'e girdim diyerek yanıt verdim."Pekala ben Rick Grimes buda Daryl",dedi arbaletli adamı eliyle göstererek.Rick "Annen baban nerede?" dediğinde adeta beyninimden vurulmuşa döndüm gözlerim anında dolmuştu başımı aşağıya eğdim ve avucumun içiyle akan göz yaşlarımı sildim.Rick denen adam anladığını belli ederek "Üzüldüm.." dedi.
Rick"Sen bize zarar vermediğin sürece biz de sana zarar vermeyeceğiz dedi.". Demesiyle biraz olsun güvenmeye başlamıştım bile neden bilmiyorum,tabi henüz tam olarak değil ne olur ne olmaz.
Rick"pekala bizi takip et bakalım"dedi.Daryl ve Rick etrafı kontrol ediyorlardı öyle öyle ilerliyorduk,onlarla karşılaştığım için bir an kendimi şanslı hissettim ne yalan söyleyeyim.En azından hayatta kalabilirim.Onlarla gitmenin tek çare olduğunu düşünüyordum çünkü başka yapacağım bir şey yoktu ne gidebileceğim bir yer,ne yiyecek hiç bir şey yoktu.Tek umut onlardı
Nihayetinde vardığımızı Rick'in "İşte burası" demesiyle anlamıştım,duvarlar ve çitler ve bir kaç ev vardı uzaktan gayet güvenli ve dayanıklı bir yere benziyordu.Bizi gören kapıdaki nöbetçi kadın kapıyı yavaşça açtı önce bana sonra rick'e anlamsızca baktı,Rick sakin olması gerektiğini belirterek "anlatıcam" diyip içeri girdi ardından bende peşinden içeri girdim.Rick bana dönüp "Seni oğlum Carl ile tanıştırayım o burayı tanıtır ve seni diğerleriyle tanıştırır ama ondan önce sana bir su vereyim bir saniye."dedi ve çantasından su alıp bana uzattı,gülümseyip teşekkür ettim ve suyu aldım cidden deli gibi susamıştım."Şuan benim küçük bir işim var tamam mı" dedi rick.Kafamla onayladım ama biraz endişeliydim rick bunu anlayıp,"Korkma,burada sana zarar verecek hiçbir kimse yok." dedi gülümseyerek.Ardından uzaktaki çocuğa yanına gelmesi için seslendi galiba bu oğluydu.Çocuk yanınıza doğru geliyordu.
Rick"Carl bu diana,oda artık bizimle yaşayacak tanışın sonra burayı tanıt gezdir enid ile jacobla falan tanıştır benim küçük bir işim var" dedi,isimin Carl olduğunu öğrendiğim çocuk kafasıyla onayladı,rick gülümseyip oradan ayrıldı.
Hafif uzun saçlı mavi gözleri,gözlerimle buluştuğunda "ben Carl,Carl Grimes diyerek elini uzattı,gülümseyerek "Diana Dean " dedim ve bana uzatmış olduğu elini sıktım.Carl mavi gözlerinin önüne gelen saçlarını eliyle biraz kenara çekip "aylaklarla nasıl savaşman gerektiğini biliyor musun? yani tecrüben var mı ?"dedi.Sayılır diyerek karşılık verdim,ardından "kaç yaşındasın" diye sordu "15 yaşındayım." dedim oda aynı şekilde "bende"dedi.Kendim ile yaşıt biriyle tanışınca içten içe sevinmiştim.Daha sonra etrafı tanıtmaya başladı oldukça güzel bir yerdi.Carl"Gel seni enid ve jacobla tanıştırayım" dedi ardından onların yanına doğru yürümeye başladık,yanlarına geldiğimizde galiba benim yaşlarımda uzun saçlı bir kız ve benden herhalde biraz büyük bir erkek vardı,kız olan "bu kız kim carl" diye sordu.Carl da "yeni arkadaşımız,oda artık burada yaşayacak" kız "hmm anladım" dedi ve bana gülümseyerek elini uzattı "ben enid",elini sıkıp "diana" dedim.Sarı kıvırcık saçlı çocuk elini uzattı ve "jacob" dedi elini sıkıp "diana,memnun oldum." dedim. "bende memnun oldum Diana,bende 17 yaşındayım" dedi.Daha sonra yanımıza kucağında bir bebek olan siyahi bir kadının bize doğru yürüdüğünü gördüm,kadın enerjik bir şekilde "Selam çocuklar,"ah diana sen olmalısın" dedi eliyle beni göstererek.Evet diyerek yanıt verdim bu kadın ilgimi çekmişti çok güzel görünüyordu aynı zamanda havalı.Sonrasında bakışlarımı bebeğe çevirdim çok şirindi daha çok az sarı yeni yeni çıkmış saçları vardı,kadın"ben Michonne " dedi,ardından gülümseyerek "Tanıştığıma memnun oldum." dedim Michonne bebeğe baktığımı fark ederek, "sevmek ister misin" dedi.Sevinçle kabul ettim ve narince saçlarına dokundum sonra minik ellerine."ismi ne?" diye sordum,Carl "judith" dedi.Daha sonra michonne'a birisinin seslenmesiyle gitmek zorunda kaldı bebeği birisine vermesi gerektiğini söyledi belli ki önemli bir işi vardı,bana "Tutmak ister misin?" dermişcesine baktı bende gülümseyerek kafamla onayladım.Michonne yavaşça bebeği kucağıma verdi narince kucağıma aldım sonrasında michonne,"Hemen dönerim tatlım."dedi ve yanlarından ayrıldı.Açıkçası kafamda soru işaretleri bulunmuyor da değil,ben buraya henüz yeni gelmiştim ve Michonne denen kadın hiç tereddüt etmeyerek bebeği sevememe onu geçtim bana emanet etmişti,garipti.Belkide güvenmişti.Kafamı kaldırdım ve diğerlerine baktım,Enid memnunsuz bir suratla "bebeği düşürme dikkatli ol" dedi,garipsedim neden böyle birşey demişti ki? zaten olabildiğince dikkatli tutuyordum,kafamla onayladım ve Judith ile konuşmaya başladım,birisinin beni izlediğini hissetmiştim tam kafamı kaldırdım ki gözlerim Carlın mavi gözleriyle buluştu.Carl hemen ardından carl gözlerini judith'e kaçırdı ve tekrar bana bakıp "kardeşim" dedi.
Nasıl buldunuz?? 💗💗Beğendiyseniz oylamayi unutmayinn 😽😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm all yours • Carl Grimes
Genç KurguDÜZENLENİYOR ‼️ (Bölümlerin yarısının farklı anlatımla yazıldığına bakmayin değiştiriyorum 😔😔)