Saatlerce yürüyüşümün ardından bir köye ulaşmıştım, burada bir bakkal bulma ümidi ile köyün içinde dolaşmaya başladım, güneş tam tepedeydi ve hava sıcaktı, evlerin önünden geçerken teyzeler bana kınayıcı gözlerle bakıyorlardı biraz daha yürüdükten sonra satış yapılan bir tezgahın başına geldim, tezgahta ekmek ve el yapımı peynirler vardı, açlıktan ölmek üzere idim, satış yapan teyze içten bir şekilde gülümsedi ve
- Sen buraların yabancısısın herhalde yavrum, dedi samimi bir şekilde, gülümsemesi içimi ısıtmıştı,
- Evet, dedim utançla
- Ne istersen alabilirsin, dedi ve gülümsedi, küçük bir ekmek aldım ve teyzenin uzattığı poşete koydum sonra da çantamdan cüzdanımı aldım ve bir miktar para uzattım, teyze yüzüme baktı ve tekrardan gülümsedi,
- Buradaki şeyler paralı değil yavrum, dedi, şaşırmıştım,
- Neden bedava satıyorsunuz ?, dedim merakla,
- Burada durumu olmayan çok kişi var ve biz de onlar için bazı günler böyle ekmek peynir satarız, dedi, teyzenin bu düşüncesi beni gerçekten mutlu etmişti ama onların yemeğini almam biraz kabaca olmuştu, buyüzden mahcup bir şekilde poşeti tezgaha bıraktım, teyze bana baktı ve
- Sen bize misafir olarak gönderilmişsin buyüzden alabilirsin, dedi ve poşeti bana uzattı, başka bir poşete de peynir koydukan sonra onu da bana verdi,
- Karnını iyice doyur, dedi. Uzun zaman sonra ilk defa mutlu olmuştum. Elimdeki ekmek ve peynirle köyden çıktım, yolun kenarındaki bir banka oturdum ve karnımı doyurdum sonra da yoluma devam ettim. Uzun bir süre yürüdükten sonra şehire varmıştım. Biraz daha yürüdüm ve kocaman bir binanın üzerinde yazan 'Hotel' yazısını gördüm, içimdekinin huzur mu yoksa korku mu olduğunu anlayamasam da ümitle kapıdan içeriye girdim. İçerisi parlak ışıklar ve altından süslemeler ile süslenmişti. Resepsiyona doğru ilerledim, odanın parasını verdikten sonra elime verilen anahtar ile odama doğru ilerledim. Anahtarımla kapıyı açtığımda içerinin çok güzel olduğunu gördüm, sağ tarafta küçük bir tuvalet ve banyo vardı biraz ileride ise tek kişilik bir yatak, yatağın sağında ise dolaplar vardı.
Karnım iyice acıkmaya başlamıştı, odadan çıktım ve merdivenler ile üst kattaki büfeye doğru yürümeye başladım, açık büfede çeşitli yiyecekler vardı ve hepsi iştah açıcı duruyorlardı, tabağımı biraz doldurduktan sonra masaya oturdum ve karnımı doyurdum.
Otelin içini biraz dolaştıktan sonra odama giden merdivenlere yöneldim ve odama girdim, yorulmuştum ve tam yatağıma uzanacağım sırada kapı çaldı, merakla kapıya ilerledim, kapıyı açtığımda bir anda üzerime bir adam yürüdü arkama geçip koluyla beni sıkıştırdı ve ağzıma bir bez dayadı, dirseğimle adamın karnına vurduğumda adam geriye sendeledi ve düştü, eğilip boğazını sıkmaya başladığımda pek bir etki etmediğini fark ettim, adam boğazını tuttuğum elimi sertçe çekti ve ayağa kalkıp elindeki bez ile ağızımı kapattı, çırpınıyordum fakat ondan kurtulamıyordum, kafam dönmeye başladığında gözlerim karardı ve bilincini kaybettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür
Fiction généraleEvdeki baskıdan kaçan genç kız, beklenmedik bir kaçışın ardından kendini buldu. Ancak, kaçtığı yerde tanıştığı çocuğun aşkı, onu beklenmeyen bir maceraya sürükledi. İki genç, yaşadıkları zorluklarla yüzleşirken, aşkın gücüyle hayatlarını değiştirmey...