1. Bölüm: Kimsin Sen ?

93 18 29
                                    

ŞARKILAR
Sufle-Kendimi Buldum
M Lisa-Ellerim Boş

İki Yabancının Günlüğü'nün ilk bölümüne hoş geldiniz !🥳🥳🥳

Şarkılar eşliğinde bölümü okuyabilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz !😄😄



21/08/2023

İkimiz de yine aynı saatte aynı yerdeydik.
Kadıköy Hastanesi. Saat 09.40'tı. Psikolog polikliniğinin önündeki sandalyelerin birinde oturuyordu. Bir yanında benden haylice yaş büyük biri, diğer yanında da on on beş yaşlarında bir kız çocuğu annesiyle beraber oturuyordu.

O ise her zamanki gibi kafasına beresini, onun üstüne de her zaman yaptığı gibi kazağının kapüşonunu geçirmişti. Ağustos ayının sıcağına rağmen her zaman tenini ve başını kapatan bol kazaklar ve bereler tercih ediyordu.

Dirseklerini dizlerine dayamış, ellerini kafasına koymuş görüş alanını kapatmıştı. Yere bakıyordu sadece. Her zaman yaptığı gibi...

Duruşu geçen haftalara göre bugün daha durgun ve güçsüz gözüküyordu. Omuzları düşmüştü. Gözlemlerime göre hiçbir zaman onu omuzları düşük bir halde görmemiştim. Bugün bir ilkti.

Acaba onun sorunu neydi, buraya gelmeden önce ne yaşamıştı da omuzlarını düşürmüştü ?

Onu her gördüğümde neden onu daha önceden fark edemediğim için kendime kızıyordum. Ama o daha sonradan da terapiye başlamış da olabilirdi bilemiyorum.

Ya da ben onu fark edemeyecek kadar etrafa dikkatli bakmıyordum. Oysaki fark edilmeyecek hiçbir tarafı yoktu. Her noktasıyla ben buradayım diye haykırıyordu. Ve belki de onun haykırışlarını duyduktan sonra ona daha fazla dikkat kesilmiştim.

Randevulu olduğum doktorumun kapısından birkaç adım uzaktan onu seyre dalmışken kapı açıldı ve doktorumun yardımcısı sıradaki hastaya seslendi. Onun bağırmasıyla olduğum yerde irkilip kendime geldim.

"Sıradaki Yunus Parça, Yunus Parça burada mı ?" Doktor yardımcısının birkaç seslenişinden sonra benden haylice yaş büyük olan çocuğun kendine gelip ayaklanmasıyla sıradaki kişinin o olduğunu anladım.

Hasta, yardımcıyla beraber doktorun odasına geçtikten sonra onun yanı boş kalmıştı. Etrafta başka boş sandalye olmasına rağmen onun yanına oturma fikri kalbime bir ateşin düşme hissini vermişti. 

Oturup oturmamak arasında gidip geliyordum. Ayaklarım ileri gitmek istese de vücudumu hareket ettiremiyordum. Bana hissettirdiği bu şey duygularımı karmaşıklaştırıyordu. Ne hissettiğimi, ne istediğimi bile doğru düzgün bilemeyecek hale getiriyordu beni. Beynimi durduruyordu...

Cebinden telefonumu çıkarıp saate baktım. 09.50. On dakika boyunca öylece ayakta durup onu izlediğimi fark ettim. Onu göremememe son otuz dakika kalmıştı. İkimiz de haftada sadece iki gün terapiye geliyorduk ve onun her zaman ki gibi saat 10.30'da randevusu vardı. Ve o yine erken gelmişti. Tıpkı benim onu görebilmek için erken geldiğim gibi...

Her zaman yaptığım gibi kaçamak bakışlarla onu izlerken benim yaşlarımda bir kızın oturmak için onun yanına doğru yürüdüğünü gördüm.

Bir tarafım kızı engellemek isterken diğer tarafımda onun yanına oturmaktan çekiniyordu. Ama bugün risk alıp ikinci sesimi dinledim ve hızlı adımlar atıp kızın önünü kesip hemen onun yanına oturdum.

Kız anlamsız bakışlarla birkaç saniye bana baktıktan sonra adımlarını başka yöne çevirdi ve başka sandalyeye oturdu.

Sağ elimin tırnaklarını, sol elime geçirirken kalbimdeki heyecan ve utancımı gizlemeye çalışıyordum. Ama başarısız olduğumu biliyordum. Deminki ani hareketlenmeye bile başını kaldırıp bakmamıştı. Aynı pozisyonda, aynı hareketsizlikle oturuyordu.

İKİ YABANCININ GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin