2. Bölüm: Takip

32 13 26
                                    


Şarkılar:
Dolu Kadehi Ters Tut-Sana Bakarken

İyi okumalar !!:)

Durağa doğru hızlı adımlarla ilerlemeye devam ederken o da otobüse bindi ve arkasından otobüsün kapıları kapanmaya başladı.

Adımlarımı koşuya çevirdim ve koşarken de otobüs şoförüne seslenmeye başladım, "Hayır hayır hayır ! Bekle !"

Ama sesimi duymadı. Yavaş yavaş otobüs hareket etmeye başlamıştı bile. Durakta başka otobüsün gelmesini bekleyen diğer insanlarda benim için otobüse seslenip durdurmaya çalıştı. En sonunda aralarından bir genç otobüsün camına tıklayıp şoförün dikkatini çekmeyi başardı ve otobüsü durdurdu.

Daha ne kadar rezil olabilirim diye düşünürken yine en kötüsü beni buldu. Kendi ayağıma takılıp yere kapaklandım. Şort giymek için yanlış günü seçmişim...

Dizimin kanadığını gördüm ama umursamadan yerden kalkıp seke seke otobüse doğru gitmeye devam ettim.

Birkaç saniyenin ardından yetiştikten sonra nefes nefese otobüsün ağır ağır açılan kapısının açılmasını bekledim. O da birkaç saniye sonra açıldı ve ben de otobüse binmeden önce çekingen bir şekilde duraktakilere teşekkür edip otobüse bindim.

Tam da beklediğim gibi otobüsün içinde adım atacak yer yoktu. Otobüsün direklerinden birine tutunurken bir yandan da cebimden kartımı çıkarmaya çalışıyordum. Zar zor da olsa kartımı çıkardım ve okuttum.

Otobüsün nereye gittiğini bilmediğim için şoföre sorma kararı aldım.

"Pardon, bakar mısınız ? Acaba bu otobüs nereye gidiyor ?"

Şoför, "Siz nereye gideceksiniz hanımefendi ?"

Bilsem söylerim zaten !

Adamın suratına aval aval bakarken adam sıkıntılı bir nefes verdi ve konuşmaya başladı, "Son durak Kadıköy Metro İstasyonu."

"Tamam, teşekkür ederim." Deyip geri yerime geçtim.

Zaten hangi akıl mantıkla sormuştum onu da anlamamıştım ama onun nereye gittiğini öğrenecektim.

İçerideki kalabalıkta burnumun ucunu bile göremezken gözlerim onu arıyordu. Oturmuş olamazdı çünkü koltukların hiç birinde yoktu. O da benim gibi ayakta kalmış olmalıydı.

Benim gibi ayakta duran insanlardan özür dileyip rica da bulunarak arka taraflara doğru ilerlemeye başladım. İçlerinden bana sövdüklerini biliyordum ama umurumda değildi. Dizim canımı yaksa da zor da olsa birkaç adım arkaya ilerleyebildim.

Sonunda onu gördüm. Kulaklığını takmıştı, benim gibi direğe tutunmuştu. Ama benim aksime daha sağlam duruyordu.

Aramızda sadece birkaç kişi vardı ve herkes sıkıntılı nefesler alıp veriyordu.

"Kaptan, pencereleri kapatıp klimayı mı açsan acaba ? Öldük burada." Dedi yanımda ayakta duran adam.

"Abiye katılıyorum. İçerisi cehennem sıcağı." Dedi bir başkası.

Şoför, "Tamam, açıyorum zahmet olmazsa pencereleri kapatalım." Dedi umursamaz bir tavırla. Klimayı açmak istememesi her halinden belli oluyordu.

Herkes halinden şikayetçi bir şekilde pencereleri kapattı ve klima çalışmaya başladı.

                                       ***

Geçen dakikaların ardından birkaç kişinin de inmesiyle otobüs kalabalığı da azalmaya başlamıştı. Onunla aramızda duran birkaç kişi de indi ve aramızda duran hiç kimse kalmadı. Yine yan yanaydık.

İKİ YABANCININ GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin