3. Bölüm: Sırlı Yolculuk

28 8 38
                                    

Şarkılar:
Beethoven-Moonlight Sonata 1st Movement
Sufle-Hissettin mi

İyi okumalarrr<3

Benim tam karşımdaydı ve gözlerimin içine bakıyordu. Birkaç saniye öylece durdu.

Bu kadar yakın durmasıyla onu daha yakından inceleme fırsatını vermişti. Teni bembeyazdı ama gözlerinin altı mosmordu. Bu, geceleri iyi uyuyamadığına işaret ediyordu. Kaşları çatık, gözleri hafif kısılmıştı. Bana bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Beresinin içinden çıkan, birkaç tutam hafif nemli saçlarını gördüm, tahmin ettiğim gibi kumraldı. İnce ve düzenli kaşlara sahipti. Siyah gözleri güneşin altında parlak, açık bir renk alıyordu. Dudağının kenarında ve burnunun kemerinde yeni duran bir yara izi vardı. Acaba ne olmuştu ? Dudakları solgun ve kuruydu. Sakalları düzensiz bir şekilde yeni yeni uzuyordu.

(Zihnimde canlandırdığım Demir Oflaz🤭Oyuncu: Demirhan Demircioğlu)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Zihnimde canlandırdığım Demir Oflaz🤭
Oyuncu: Demirhan Demircioğlu)

Gözleri yüzümün her noktasına değdikten sonra kulaklıklarını çıkarttı ve daha yakından gördüğüm kurumuş olan dudaklarını diliyle ıslattıktan sonra bir şey söylemek için dudaklarını araladı.

Bu hareketi yapması dudaklarına bakılı kalmama sebep olmuştu.

İki üç saniye öylece durdu ve sonra konuşmaya başladı.

"Neden beni takip ediyorsun ?" Sesi, ah sesi dünyadanın en güzel melodisi gibiydi.

İlk defa onun senini duymuştum. Çok sert erkeksi bir tonu yoktu aksine yumuşak bir erkeksi tona sahipti. Ve oma dışarıdan bakıldığı zaman zaten bu ses tonu ona muhteşem bir şekilde uyuyordu.

Aradan geçen saniyelerin ardından elini havaya kaldırıp yüzüme doğru salladı ve kendime gelmemi sağladı. Dudaklarında takılı kalan gözlerimi ağır ağır kaldırdım ve büyük bir istekle cevap bekleyen gözlerine baktım.

"Ben, ben." Kendi kendime ağzımda bir şeyler geveledim. Konuşamadım çünkü onun karşısında dilim tutulmuştu. Kelimeleri ağzımda tutsak etmiştim.

"Evet, sen ?" Tekrar konuştu ve ben tekrar onun sesiyle kendimden geçtim.

"Ben şey. Sen, otobüs, geldim." Devamı gelmeyen cümlelerin sadece kelimelerini söyleyip sustum. Saçmalamaya başlamıştım. Basit bir cümle bile kuramıyordum. Sadece gözlerinin içine bakıyordum.

Konuşamamam hoşuna gitmiş olacak ki dudakları hafif kıvrıldı. Onun karşısında hazırlıksız olmam onu eğlendirmişti. Çünkü bu sırıtışı alaycı bir şekildeydi.

Bu duruma sinirlenmem gerekiyordu çünkü beni aşağılayıcı bir hisse itmişti ama şu anki durumda onun karşısında sinirlenemiyordum bile.

İKİ YABANCININ GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin