8. Bölüm: Söz-Part 2

21 2 4
                                    

Şarkılar:
Kendimden Hallice-Hatamı Dansa Kaldırdım
Yüzyüzeyken Konuşuruz-Dinle Beni Bi'
Yüzyüzeyken Konuşuruz-Sen Varsın Diye
Madrigal-Seni Dert Etmeler

PART-2

                    DURU OFELYA KARA

Kendi düşüncelerimde boğuluyordum. Herkes bir ağızdan konuşuyordu ve kendime odaklanamıyordum.

Ne yapacaktım ? Nasıl baş edecektim ?

Sakinleşmeye çalışıyordum ama olmuyordu. İçimdeki korkak çocuk geri çıkıyordu. Durduramıyordum onu. Bana nefret saçıyordu. Ölmemi istiyordu sanki. Yaşarken ölü olmamı istiyordu. Her nefes aldığımda geçmişi hatırlayıp, her seferinde ölüyormuş gibi acı çekmemi istiyordu aslında.

Gözyaşlarımı durduramıyordum. Her gözyaşım bana çocukluğumda geçirdiğim kötü anıları hatırlatıyordu. Sildikçe daha çok akıyordu. Kötü anılardan kurtulamıyordum...

"Neden ben ?" Diye sordum kendime. "Neden bunları yaşayan ben oldum ? Tanrı neden beni seçti ? Güçsüz olduğumu bilmiyor muydu ?"

Kendi aklımca Tanrı'ya da sitem etmeye başlamıştım...

Düşüncelerim ve gözyaşlarımda boğulurken omzuma dokunan bir el hissettim. Kafamı hafifçe kaldırdım ama yüzüne bakamadım. Korktum...

O mu gelmişti yoksa ? Çocukluğumu öldüren kişi miydi bu gelen ? Beni geçmişe geri götürmek için mi gelmişti ?

Korktum, daha fazla başımı kaldırıp bakamadım. Bu sefer elini, korkudan buz kesmiş elimin üstüne koydu ve okşadı. İşte o zaman anladım kim olduğunu.

Bu tahmin ettiğim kişi değildi. Beni geçmişime geri götürmek için gelen kişi değildi. Gelen kişi, beni geçmişimden kurtarmak için gelmişti. O gelmişti.

Söylediği gibi perşembe günü randevusunu atlamadan gelmişti. Yanımdaydı. Ama neden ona karşı böyleydim ? Neden ona karşı bir güvensizlik içindeydim ?

Elini bana doğru uzatıp, kulağımı kapattığım elimi indirmek istedi. Karşı gelmedim, indirmesine izin verdim. Başını eğip bana bakmaya çalışırken birkaç şey söylemeye başladı, "Benim, Demir. Senin için geldim. Söylediğim gibi, bugün perşembe. İkimizinde randevu günü bugün." Dedi.

Biliyordum. Onun olduğunu biliyordum ama neden ona inanamıyordum ? Onun da bana oyun oynayabilecek olmasından mı korkuyordum yoksa ?

Kafamı kaldırıp ona bakmak istedim ama gördüğüm şey ondan kaçmama neden oldu.

Hemşireler gelmişti. Ellerinde ilaçlar vardı ve beni götürebilmeleri için tekerlekli sandalye getirmişlerdi. İstemiyordum. Bunların hiçbirinin olmasını istemiyordum ! Hiçbir şey görmek istemiyordum. Bana yapacakları şeylere tekrar şahit olmak istemiyordum. Gözlerimi kapattım ve elimi onun elinden kurtarıp kulaklarımı geri kapattım. Tekrar yaşayacağım şeylerin ihtimallerini düşünerek daha çok ağlamaya başladım.

Anılar canlanıyordu kafamda. Kötü ve acımasız anılar...

Gözyaşlarımın arasından sayıklamaya başladım, "İstemiyorum, tekrar olsun istemiyorum."

O da mı onlarla beraberdi yoksa ? O yüzden mi geç gelmişti ? Oyunu başlatabilmek için mi ? Beni götürüp tekrar odaya kapatabilmeleri için mi ? Bunun için mi yardım etmeye çalışıyordu bana ?

Daha çok ağladım, daha çok boğuldum, daha çok kendimi kaybettim.

Elini tekrar elimin üstüne koydu ama hemen elinden kurtuldum ve ondan uzaklaştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İKİ YABANCININ GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin