2

674 67 5
                                    


İyi okumalar 💕

📖📖📖

Etrafımı çepeçevre sarmış dondurucu soğuğun altında, titreyen vücudum ve yine çenem de titrediği için birbirine vuran dişlerimle gözlerimi korkarak açtım bu sefer.

Bir süre bulunduğum yeri algılayamayıp görüş açımdaki ağaçların gövdesini süzdüm boş boş.

Titreyen vücudumu zorlayarak oturur pozisyona geçtiğimde ellerimle bedenimi sarıp aşağı yukarı oynatarak az da olsa ısınmaya çalıştım ama nafileydi.

Rüyada mıydım?..
Rüyada olmalıydım, ama vücuduma giren keskin soğuk hiç de rüya gibi hissettirmiyordu..

Etraf kalın gövdeli büyük ağaçlarla çevriliydi ve arada tek tük ince ve uzun olanları da vardı. Çevreyi sarmış sisler yüzünden görüş açım dar olduğu için etrafta açık bir alan veyahut bir ev varsa bile göremiyordum.

Üzerimdeki gömleğe baktığımda kahverengi, keten tarzdaki bu ince kumaş, bulunduğumuz hava şartlarında ancak aptal birinin giyeceği kadar alakasızdı.
Benim giydiğim Polarlı pijamam ile alakası yoktu yani..

Her ne kadar üşümekten ve şoktan fırsat kalmasa bile içime düşen korku titrememi daha da arttırmıştı.

Bedenime sardığım kollarımdan birini çözüp bacağımı sıktırdım. Rüyada (daha doğrusu kabusta) mıyım yoksa kafayı mı yedim anlamaya çalışıyordum kendimce.

Hoyratça sıktığım bacağımda hafiften bir acı oluşsa da soğuktan donan bedenime çok da bir etkisi olmamıştı.
Aslında sıkmama bile gerek yoktu, tenime işleyen soğuk rüya olmadığını yeterince kanıtlıyordu zaten.

Fakat.. Ben buraya nasıl gelmiştim!..

En son sıcak yatağıma uzanmış yorganımı üzerime çekmiş ve tatlı bir uykuya dalmıştım.
Burada uyanmam imkansızdı..

Hâla bulunduğum duruma anlam veremesem de etrafı süzerek ayağa kalktım. Ben anlam verene kadar donmamak için sığınacak bir yer bulmam lazımdı fakat nereye doğru gideceğimi bile bilmiyordum ki..

Korkudan oldukça hızlı atan nabzım panik duygusunu da beraberinde getiriyordu.

Başımı yere çevirip küçük bir patika ya da herhangi bir insanın geçtiğine dair izler aradım ama ağaç yaprakları ve kırılmış dallar dışında görebileceğim bir şey yoktu.
Yol varsa bile yerde birikmiş sarı turuncu yaprakların kapatması işten bile değildi.

Yaprakları ayağımla sağa sola iterek bir yol arasam da faydasız bir çabaydı bu..

Bir o yana bir bu yana ittiğim yaprakların hışırtılarının arasında hırlama benzeri bir ses duyduğumda olduğum yerde dikleştim.

Halihazırda hızlı atan kalbim daha da hızlanmış, korkudan bayılacak duruma gelmiştim.
Kafamı yavaşça arkaya çevirip sesin olduğu tarafa döndüğümde bakışlarım sislerin arasında parlayan bir çift sarı göz ile birleşti.

Eğer vücuduma sızan adrenalin olmasa kendimi oracığa bırakıp, bu ne olduğunu bilmediğim hayvana teslim olurdum.
Neyse ki adrenalinin verdiği güç ile beraber ayaklarımı oynatıp rastgele bir yöne doğru koşmaya başlamıştım bile.

Arkamdan gelen uluma-inleme benzeri sesle bacaklarımı daha da hızlandırıp son gücümü kullanarak limitleri zorluyordum.
Kalbimin sesi kulaklarımda ve beynimde atıyor, koşarken suratıma vuran soğuk değdiği yeri uyuşturuyordu.
Bu kan donduran soğuğa rağmen vücudumun bazı yerlerinin terlediğini bile hissetmiştim.

Arkamdan gelip gelmediğini bilmediğim hayvanı dönüp kontrol etmek bile zaman kabettireceğinden, iflas etmek üzere olan bacaklarıma daha da yüklendim.

Hikaye B×B (Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin