3

584 70 10
                                    


İyi okumalar 💕

📖📖📖📖

"Elinize Sağlık"

Karşımda kahvaltı eden esmer adam sesimi duyduğunda yüzüme kısaca bakıp kafasını salladı.

Pek fazla konuşmayı sevmiyordu. Belki de hep yalnız olduğu için konuşmamaya, kendi sessizliğine alışmıştı..

Sabah aşağı indiğimde masaya kahvaltı için bir şeyler dizerken yakalamıştım onu. Kitapta oldukça sert ve korkutucu olduğunu yazsam da içten içe merhametli ve iyi bir insan olduğunu biliyordum.
Bu karakteri bizzat ben yaratmıştım çünkü..

Ve.. Kovulmamıştım..
(Varlığım pek umurunda değildi açıkçası, öyleyse de yansıtmıyordu.)

Hava geldiğim zamana oranla oldukça aydınlıktı, bu yüzden gönül rahatlığıyla sabah olduğunu söyleyebilirdik.
Pencereden göründüğü kadarıyla sisler halen yerinde saysa da tuhaf bir biçimde gökyüzü oldukça açık duruyordu.

Kuzgun yemeğini bitirdiğinde tabağıyla beraber ayağa kalkıp mutfağa girerek gözden kayboldu.
Oldukça düzenli ve tertipli bir adamdı sanırım.
Hakkında yazdığım her şey ana hatlarıyla belirgindi, fakat derinlemesine bir karakter analizi yapmamıştım. Bu yüzden de bilmediğim noktalarını böyle yavaş yavaş keşfedecektim.

Beni evinde istemeyene kadar yani..

Onun kalkmasıyla daha fazla oyalanmayıp önümdeki etli yemeği hızlıca bitirmeye çalıştım.
Kahvaltı için biraz ağır olsa da oldukça lezzetliydi, bu sebeple bitirmekte zorlanmadan diğer garnitürlerle birlikte hepsini mideye indirdim.

Evde çıt çıkmıyordu.. (Girdiği mutfakta bile ses yoktu.)

Kendi evimde sırf ses olsun diye televizyonu açık tutan birisi olarak tuhaf bir boşluk hissediyordum.
Tabiki sessiz geçmesini istediğim vakitler olurdu.
Genellikle kitap okuduğumda veya yazdığımda  salonda bulunan televizyonu kapatır, odama geçip bir kaç saatlik sessizliğin tadını çıkarırdım.(Bazen televizyon kendi kendine açık bile kalıyordu.)
Ama bu zamanlarda dahi gürültü çıkaran bir şeyler olurdu.
Sokakta oynayan çocuklar, evin önünden geçen ergen kafilesi, seyyar satıcılar, pencereden pencereye konuşan teyzeler...
Bu liste uzar giderdi.

Kuzgun ise bu konuda benim tam tersim şekilde yaşıyordu. Bunu kahvaltı yaptığımız yarım saatte bile anlamıştım.

Ev yerleşim yerinin oldukça dışında olduğu için insanların kendine özgü gürültüleri yoktu. Gece bir kaç kere  uyandığımda duyduğum uluma sesleri dışında hayvan sesi bile yoktu.
Sadece pencereye vurarak ıslık çalan rüzgar ara ara suskun evde yankılanıyor, birazcık da ürkütücü bir hava veriyordu.

Yediğim tabakla beraber elime alabileceğim kadar malzeme alıp mutfağa doğru adımladım.
İçeriye girdiğim anda tuhaf bir sigara kokusu burnuma dolmuştu.

Kuzgun elindeki sigarayı açık mutfak penceresinin kenarına  yaslanarak içse de ters esen rüzgar dumanın dışarıya çıkmasına müsaade etmiyordu. O da bunu sorun ediyormuş gibi değildi zaten.

Elimdeki tabakları rastgele bir şekilde tezgaha bırakıp salona dönerek kalan tabakları taşımaya başladım.

İşim bittiğinde de arta kalan yemekleri bir araya toplayıp tabakları Sudan geçirerek kenarda bulduğum sabunla kırçıllı kumaşı köpürttüm.

Evinde konakladığım adama yük olmamak adına en azından bir kaç işin ucundan tutmak beni daha çok rahat hissettireceği gibi fazlalık hissetmemi de biraz olsun engellerdi belki.

Hikaye B×B (Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin