Filenin Sultanları'ndan Derin Öztürk, takım arkadaşlarından birine yazarken, görevde olan Yarbay Barış Sancak'a yazmıştı..
Özürünü dileyip yazışmayı bitirdiğini sanarken, Yarbay Barış onu çoktan araştırmış ve kim olduğunu öğrenmişti.
Yarbay Barış'ın...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ayyy teşekkür ederim 🤍
Benim için böyle ufak şeyler bile çok güzel hissettiriyor.
Okurlarıma çok teşekkür ederim, keyifli okumalar🤍
***
"Kalkmadınız mı hala?" Duyduğum sesin kime ait olduğunu anlamak zor değildi. Ebrar gelmişti.
Ben biraz dinlendikten sonra sahilden dönmüştük. Kızlarda bizim gibi geri döndüklerinde hepimiz bahçede dinleniyorduk. Ben ve Barış istisna tabii..
Uzandığım yerden doğrulup Ebrar'a baktım.
"Kalktık, kalktık" demiştim uykulu bir sesle.
Başı ile onaylayıp ilerideki semaverin dibine gitmişti. Vargas ile çay demleyip sohbet ediyorlardı. Farklı bir ikiliydi bunlar.
Eda abla, Güneş, Ayça, Hande, Gizem ve diğerleri Barış'ın timi ile sohbet ediyordu. Sohbetleri de baya bir koyu gözüküyordu.
Ben ve Barış ise hamakta uzanıyorduk. Hamaklar yan yana idi bu yüzden yakındık.
"Barış hadi kalk." Sesimi duyan Barış gözlerini açmıştı hızla. Ardından yavaşça uzandığı hamaktam kalkmaya çalıştı. Tabii sadece çalıştı. Sonuç olarak kim hamak gibi bir şeyden hızla ve kolaylıkla kalkabiliyor ki?
Açıkçası ben asla kolaylık ile kalkamam. Küçükken de kalkamazdım. Her zaman düşerim.
Tabi benim aksime Barış, uyku sersemliği ile kalkamamıştı. Daha sonra "uyuz" olup hızlı bir şekilde hamaktamn kalmıştı. Düşmemişdi de.
Bana kalkmamı işaret ettiğinde hala hamakta olduğumu fark ederekten gülümsedim. Şimdi bittik işte.
Buraya neden yattıysam zaten?
Şimdi her an düşebilirdim ve bu Barış'a rezil olmam demekti.
Yavaşça çaktırmadan kalkmaya çalıştım. Bir ayağımı hamağın üstünden geçirip diğerini de geçireceğim sırada olan oldu yine. Hamak bir anda ters döndü. Yere kapaklanmam yine saniyesini buldu.
Acıyan ellerimi göz ardı ederek kafamı kaldırdım. Barış endişeli bir şekilde bana bakıyordu.
"İyi misin? Canın acıyor mu?" Dedi telaşlı bir sesle.
"Biraz popom ve ellerim acıyor ama önemli değil, ben sana rezil oldum onu bunu bırak da.." mahçup sesimi ben bile zar zor duyarken kurmuştum bu cümleleri..
"Sorun değil, ayrıca elin için krem vereceğim de diğeri için evlendikten sonra bakarız." Ettiği imayi anlamamak mümkün değildi. Anlamayan saftır sanırım.
"Pis sapık." Diyiverdim ani bir şekilde. Sesli bir şekilde histerik bir gülüş sergiledi.
Daha sonra bana elini uzattı. Uzattığı eli tuttum. Ardından elini belime sardı ve timinin yanına ilerledik..
***
Nabersinizz
Ben neden sürekli kısa bölüm yazıyorum ya?
Bir türlü uzun bölüm yazamıyorum, geliyorlar uzun yazınca hsushsuzhzh