Cumhuriyet 100 Yaşında!
Cumhuriyetimizin 100.yılı kutlu ve daim olsun.
Bize bu özgürlüğü tanıyan Atatürk'e teşekkür ederiz.
1 Asır öncesinde ilan edilen bu güzel karar, şuan içimizde 100.yılının mutluluğunu yaşıyor.
Türk olmak, en büyük gururdur.
"Türk'ü Türk Yapan Bayrağında ki Kandır."
Teşekkürler Mustafa Kemal..
Nice 100 Yıllara..
***
Büyük bir kalabalık bizi beklerken pankartları arkamız aldık ve sağ da askerler, solda biz durduk. Arından insanlar ile tek tek fotoğraf çekiyorduk..
x: Bende senin gibi bir voleybol oyuncusu olmak istiyorum.
Derin: Vayy, ne mutlu bana. Birazdan voleybol oynayacağız. Sende oyna bizimle istersen..
x: Olur..
***
Karşımızda geleceğin Milli Voleybol Takımı oyuncuları, onların karşısında biz duruyorduk. Koçun düdük sesi ile maça başlamıştık..
Yaşlarına göre gayet iyi oynuyorlardı, hepsi çok yetenekli birer kadındı..
Maçın sonunda biz yensek de, puan olarak bize çok yaklaşmışlardı.
***
Artık buluşmanın sonunda olmamıza rağmen hala büyük bir kalabalık vardı.
İmza atmaktan ellerim, gülümsemekten yanaklarım artık sızlıyordu. Ama beni seven insanların mutlu olması için bu değerdi.
Askerler de aynı şekilde ellerinde silahla saatlerce fotoğraf çekinmişlerdi..
Sonunda son kişiler ile fotoğraflar çekindikten sonra yemek yemek adına büyük ve güzel bir restorana gelmiştik.
Karşımızda askerler bereketini çıkarmıştı.
Benim karşımda oturan askeri nerdeyse süzmüştüm. Hafif dolgun dudakları, kahve irisleri, sert çene hatları ile çok dikkat çeken birisiydi. Buluşma sırasında hepimize boynunuza takmamiz adına birer kart verilmişti.
İsmimiz ve görevimiz yazıyordu.
Gözlerim onunkine kaydığında, neden bu kadar çekici yüz hatlarına ve yapılı bir vücuda sahip olduğunu anladım.
Yarbay Barış Sancak
İrislerimi yakasından çekip irislerine baktığımda, onunda bana baktığını fark ettim. Gözlerimiz birbirimizin yüzlerini tararken, telefonuma gelen bildirim sesi ile gözlerim aniden telefonuma çevrildi.
Ebrar🏐: Güzel süzdün adamı he
Hızlıc Ebrar'a baktığım da sırıtıyordu. Kaşlarımı çattım ve önüme gelen yemeğimi yedim.
***
Artık hepimiz yemeklerimizi yemiştik. Üstüne tatlılardan da yemiştik. Şimdi ise sohbet ediyorduk. Saat epey geç olmuştu. Birazdan kalkacaktık muhtemelen..
Cem: Derin hanım, nasıl voleybol oynamaya karar verdiniz?
Derin: Öncelikle hanım demene gerek yok. Resmiyet sevmem. Ayrıca bu çok uzun bir hikaye..
Barış: Dinleriz, siz anlatın.
Kalın sesi ile kalbimi hızlandıran adama döndüm. Pür dikkat beni izliyordu. Gözlerimi ondan çekip Cem'e döndüm. İsimlerini yaka kartından anlıyordum.
Üstteğmen Cem Dağlı
Derin: Ben küçükken öğretmen olmak isterdim aslında. Fakat benim zamanımda kadınlar hep ezilirdi. Aynı şekilde benim zamanımda erkekler voleybol oynardı ve her seferinde kadınları ezerdi. Bir gün buna merak saldım ve gün geçtikçe ilgi ile odaklandım. Daha sonra 16 yaşımda Voleybol kursuna yazıldım. O zamanlar bile hala kadinlar eziklenirdi bu konuda. Buna rağmen ben yılmayıp, ailemin de desteği ile kursa yazıldım. Daha sonra bir gün maçta bir yanlışım olmuştu. Koç yanıma gelip bana "bir işi de becer, bundan sonra bu takımda yerin yok. O çok istediğin milli voleybol takımına da seni bu gidişle asla almazlar. Beceriksiz." demişti. Kalbim çok kırılmıştı. Çok istiyordum Milli takımda oynamayı, bunu hocama söylediğim de gözlerini devirmişti. O maçta yanlışım olunca da bana ağzına geleni saymıştı. O gece çok ağlamıştım. Haklıydı diye düşünüyordum ama yanılıyordum. O da klasik zamanın erkekleri gibi kadınları eziyordu. Daha sonradan tacizci bir sapık çıktı. Ah.. Neyse.. Bende ona inat daha çok çalıştım ve Milli takım seçmelerine yazıldım. Yaklaşık 2 sene sonra yani 1 sene önce kabul edildim. 1 yıldır Milli takımda oynuyorum ve bununla gurur duyuyorum. Daha sonradan duyduğuma göre bana bağıran koç da Milli takıma girdiğimi duyduğunda "benim öğrencimdi" laflar söylemiş etrafta..
Barış: İnsan ş#refsiz olunca bu kadar oluyor demek ki..
Cem: Vay be.. Hiç tahmin etmezdim böyle bir hikâye olacağını..
Ona gülümsemiştim.. Haklıydı. Çoğu zaman insanlar bizim hayatımızın 10/10 olduğunu düşünüyordu fakat biz bu zamanlara kolay gelmedik. Hepimizin çok farklı yaşam hikayeleri var..
Herkes ayağa kalktığında gideceğimizi anladım ve çantamda duran biletleri onlara verdim.
Derin: Finaldeyiz biliyorsunuz. Müsait olursanız beklerim. Türkiye'nin şampiyon oluşunu görmenizi çok isterim..
Barış: Görevde olmazsak emin olun geleceğiz.
Yarbay'a gülümsedim ve ardından hepimiz tek tek takım otobüsüne bindik. Hepimiz yorgun olduğumuz için müzik açmadık. Aynı koltuğu geçtim ve gözlerimi kapatıp dinlenmeye bıraktım kendimi..
***
Otobüs durduğunda gözlerimi açtım. Ebrar başımda beni uyandırmaya çalışıyordu..
Ebrar: Derin hadi ya! Geldik!
Ayağa kalktım ve otobüsten Ebrar ile birlikte indik. Berbaer yaşıyorduk zaten..
Eda: Dikkat edin kızlar.İyi akşamlar!
Ebrar: İyi akşamlar abla!
Takım otobüsü ilerlediğinde apartmana girdik ve asansör ile yukarıya çıktık..
Evin önünde geldiğimizde kapıyı açtım ve hızlıca odama gittim. Ebrar da benim gibi odaya gitmişti. Kıyafetlerimi bile değiştirmeden yatağa bıraktım kendimi. Çok yorgundum. Yorgunluğumu uykum ile atmam gerekiyordu. Yarın çekimlerim vardı..
Düşüncelerim ile uykuya daldım..
***
Merhabaa
Tekrardan Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsunn🇹🇷🤍
Beğendiniz mi?
Oylamayı unutmayınn🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarbay Aşkı Farklı Olur [ Texting ]
Cerita PendekFilenin Sultanları'ndan Derin Öztürk, takım arkadaşlarından birine yazarken, görevde olan Yarbay Barış Sancak'a yazmıştı.. Özürünü dileyip yazışmayı bitirdiğini sanarken, Yarbay Barış onu çoktan araştırmış ve kim olduğunu öğrenmişti. Yarbay Barış'ın...