6

100 18 16
                                    

aradan haftalar geçmişti.wooyoung'la san birbirlerine alışmaya başlamışlardı daha doğrusu wooyoung san'a alışıyordu.okula birlikte gidiyorlar,okuldan birlikte çıkıp köşede yunho'yla vedalaşıp yürümeye devam ediyorlardı.hatta birbirlerinin evinde geçirdikleri vakit bile artmıştı.

bazen aralarında olan ufak temaslar sonucu uzunca bakışıyorlar sonrasında hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorlardı.wooyoung san'la yaşadığı bu temasların hoşuna gittiğine emindi fakat san'ın genel davranışlarından,herkese güler yüzlü tavır sergileyip temas kurmaktan çekinmeyişinden dolayı bunun kendisine özel bir durum olmadığını düşünüyordu.

san ise wooyoung'dan hoşlandığına gün geçtikçe,onunla vakit geçirdikçe daha da emin oluyordu.ancak wooyoung'un genel tutumlu tavrı yüzünden bunu yüzüne söylemeye cesaret edemiyordu,reddetmesinden korkuyordu,sevdiği çocuğu kaybetmek istemiyordu...

...

"eveet yine ben kazandım." elindeki oyun kolunu bağdaş kurduğu bacakları arasına bırakarak inanamıyormuş gibi ekrana dümdüz bakan wooyoung'un yanağından makas aldı san.

"ya san hile yapıyorsun değil mi?beni geçmen mümkün değil." şikayet edercesine söylendiğinde san ellerini kalbine koyarak acı çekiyormuş gibi gözlerini kırpıştırdı.

"ahhh işte bu çok ağırdı wooyoung,nasıl böyle bir şeyle suçlarsın beni."

wooyoung karşısındaki oğlanın tepkisine gülümseyerek omzuna vurdu.san bu kez gerçekten canı acıdığından omzunu tutarak bağırmıştı.

"ahh ama bu gerçekten acıttı ya."

umursamadığını belirtircesine omuz silkti wooyoung ve san'ın önünde duran kolu aldı.

"ben bu işe yıllarımı verdim,günlerce uykusuz kaldım kaybedemem kesin hile yapıyorsun."

san çocuğun sinirle söylenişine kısa bir kahkaha atmıştı.

"gülme bu tur ben bu kolla oynayacağım." dedi wooyoung,gerçekten ciddi bir hali vardı.

"al tamam sen kazan bu sefer." ortalarındaki oyun kolunu almıştı saçlarını eliyle geriye tarayıp uzun kollusunun kollarını geriye sıvazlarken konuştu san sesinde alaycı bir gülüşle.

wooyoung da hırslanmış ve yerinde rahat oturmak için hafifçe kıpırdanmıştı.oyun başlayınca wooyoung tüm dikkatiyle oyuna odaklanırken san wooyoung'u izliyordu.bir şeye gereğinden fazla odaklandığında istemsiz dudaklarının arasından çıkan minik dilini görünce gülümsedi.

birkaç saniye sonra wooyoung san'ın oynamadığını fark edip üzerindeki gözleri hissedince kafasını yavaşça çevirip san'a baktı,bir yandan da arada bir oyunu kontrol ediyordu tuşlara hızlı hızlı basarken.

"san oynasana." bakışlarıyla dikkatini çekememiş bağırmasıyla irkilmesini sağlamıştı.

"ha ah oynuyorum ya zaten." san yakalandığı hissiyatıyla heyecanla önüne dönüp rastgele tuşlara basmaya başladı,bi süre toparlayamamıştı düşüncelerini.

birkaç dakika sonra oyun bitip wooyoung kazandığında heyecanla yere bıraktı kolu.

"ohh be sonunda ya." dedi kafasını geriye atıp yatağına yaslamış birkaç saniye sonra dikleşip san'a bakmıştı.

"hile yapıyorsun demiştim beni yenemezsin oğlum sen." dedi ve heyecanla tiz bir kahkaha attı wooyoung.

san wooyoung'un kahkahasını duyduğunda gülümsedi kocaman.bi o kadar da şaşırmıştı çünkü tanıştıklarından beri ilk defa bu denli yüksek sesli ve güzel gülmüştü.

where were u? | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin