mayıs 2013
wooyoung dersin başlamasına birkaç dakika kala sinirle sınıfa girdi ve tahtanın önünde toplanan sınıf arkadaşlarının bazılarına çarparak sırasına yöneldi.çantasını hızla masaya fırlatarak sırasına oturduğunda yunho yanındaki hareketlilikle irkilmiş takılı kulaklığının tekini çıkararak wooyoung'a dönmüştü.
"günaydın öncelikle bugün de baya mutlusun hayırdır?"arkadaşının yüzünden ve sinirle bacağını sallayışından belli oluyordu bir şeyler olduğu.
wooyoung sanki bunu demesini bekliyormuş gibi yerinde dikleşti.
"sorma olum ya gece oyuna dalmışım geç yattım bir de yandaki eve birileri taşınıyormuş sabahın köründe sokağı inlettiler gram uyuyamadım."
"e kaç yıldır boştu o ev komşularınız oluyor fena mı?"
wooyoung bıkkınlıkla ofladı gerçekten uykusuzdu ve uyumak istiyordu.
"o kadar gürültü yaptıkları için soğuttular şimdiden umarım küçük çocuk falan yoktur." ağlar gibi küçük mırıltılar çıkardıktan sonra kafasını az önce masaya fırlattığı çantasına gömdü.
yunho arkadaşına gülerek kafasını salladı ardından kulaklığını takıp 2 ders sonraya yetiştirmesi gereken ödevine geri döndü.
...
"eve gidince ne yapacaksın?"okul kapısından çıkarken yunho wooyoung'un omzuna kolunu atarak kendine çekti.
"ölü gibi uyuyacağım."
"lan hayatında ilk defa mı bu kadar az uyuyorsun abarttın iyice." kolunu indirip pantolonunun cebine soktu uzun olan.
"hiç uyumasaydım böyle olmazdım zaten."
"anlıyorum hadi git uyu da yarın böyle suratsız olma çok canımı sıktın."yollarının ayrıldığı köşede durdu yunho.
"görüşürüz." gözlerini devirmeyi ihmal etmeyip arkadaşına yorgunlukla el sallayarak yürümeye devam etti wooyoung.
evinin bulunduğu sokağa girdiğinde kulaklığını çıkarıp cebine koydu ve adımlarını yavaşlatarak sabah önünde kocaman kamyonun bulunduğu evin önünde durdu,açıkçası evin yeni sahiplerini bir tık merak ediyordu.birkaç saniye düşündü ama dayanamayıp hafifçe parmak uçlarına yükselerek kafasını boyundan biraz uzun olan bahçe kapısına doğru uzattı.
camları ve tüm kapıları açık olan evde büyük eşyalar içeri taşınmış gibi gözüküyordu.daha fazla gürültü olmayacak demekti bu,gülümsedi.tam merakını gidermiş kafasını indirecekti ki bahçenin köşesinde kucağında kediyle oturan çocuğu fark etti.
siyah uzun saçları önüne düşmüştü üzerinde simsiyah bol bir eşofman takımı vardı.kucağındaki kediye sanki bir şeyler anlatıyor gibi sürekli dudakları kıpırdanıyor ve anlattıklarına uygun olarak jestler yaparak tüyleriyle oynuyordu.ne kadar olduğunu bilmediği bir süre farkında olmadan çocuğu izledi wooyoung.
odağını bozan şey kucağından aniden kaçan kedi oldu ve kafasını kaldırarak aniden bağırdı çocuk.
"hey byeol daha yeni uyardım seni!"
kafasını kaldırdığıyla göz göze gelmeleri bir olmuştu.wooyoung kısa bir bakışmanın sonunda ne yaptığını fark edince utançla çekti kafasını.bir süre ne yapmasını gerektiğini bilemediğinden yerinde bekledi ve eve gitmek için adımlayacağı sırada aniden açılan bahçenin kapısıyla yerine çivilenmiş gibi kaskatı kesildi.
"selam." kapıyı açan çocuk neşeyle gülümsüyordu karşısındakine.
wooyoung gülümsemesine karşılık verdi fakat onun kadar samimi gülümsemediğine emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where were u? | woosan
Fanfictionchoi san arkadaşlarıyla oynadığı oyunda cesaretini göstermek isterken en korkak tarafını ortaya çıkaran kişiyle karşılaşmayı beklemiyordu.