MULTİMEDİA SILA VE ELİF ARKADAŞLAR. KIVIRCIK OLAN ELİF. DİĞERİDE SEVDİCEĞİM KSKSKSKS.
"Bunu yaptığına inanamıyorum!" diye bir bağırışma duydum. Arkamı döndüğümde o kişinin Utku olduğunu ve bana söylediğini fark ettim. Kıkırdadım. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Utku cevap bekliyordu. Etrafıma bir göz gezdirdikten sonra herkesin bize dikkatlice baktığını gördüm. Kolundan tutup onu yalnız konuşabileceğimiz yere sürükledim. Geldiğimizde elimi ittirdi. Ya sana çok meraklıyım ya ondan tutuyorum. Geri zekalı.
Ben: Senin yüzünden zaten rezil olduk.
Utku: Ben zaten oda arkadaşıma senin yüzünden rezil oldum. Sen herkese rezil olmuşsun çok mu?
Utku: Ne? O kadar büyük bir şey yapmadım.
Utku: O yüzden mi kız benden soğudu?
AY NE SENDEN SOĞUDU MU? AY ÇOK MUTLU OLDUM. AY HEYECANLANDIM. İÇİMDEKİ AYILAR HALAY ÇEKİYORLAR ŞUAN.
Ben: senden soğudu mu? Eveett. İşte bu.' dedim istemsizce. Sonra söylediklerimi gözden geçirip ellerimle ağzımı kapadım. Kısa bir kahkaha attı. Sonra önümde yürümeye başladı. Yanına gittiğimde kulaklığı takılıydı. Sanki benim yanımdayken kulaklık takmak zorundaydı. O kadar güneşleneceksin o zaman tak kulaklığını. Çok trip atasım vardı şuan ona. Yemekhaneye gitmeden önce elimi tuttu. Anlamsızca ellerine bakıyordum.
AY NE? ELİMİ Mİ TUTMUŞTU? AY ÖLÜYORUM GALİBA. AMBULANSI ARAYIN ACİL. YETİŞİN GOMŞULAR ÖLÜYOM BURDAA.
Utku: Elif?
Ben: He şey... Dalmışım... Ne diyordun?
Utku: Biz diyorum çok yakışıyoruz.
Gözlerimin önünden tüm yaşantım geçti... Kesin ölüyorum. Kafama bir yük binince öldüğümü fark ettim. Hakkınızı helal edin dostlar....
Yok lan basket topuymuş. Hayvanlar ne biçim oynuyorlar. Gidin başka yerde oynayın topunuzu kesmeyeyim. İçimdeki anneanneyi susturduktan sonra Utku kahkaha atıyordu. Ona ölümcül bakışlar atmıştım.Sadık -bizim okuldaki çocuk- "Çok pardon kardeşim." Deyip gitti. Özürlü spastik. Utku kafamı ovuşturduktan sonra yine elimi tutup yemekhaneye daldık. Kimse olmadığından beraber kahvaltı yapacaktık. Ayy ne romantik değil mi? Kahvaltılarımızı bitirdiğimizde onun çikolatasıyla bakışıyorduk. Ama daha fazla kilo almamak için kendimi zor tutuyordum. Telefonumu cebimden çıkardım. Snapchat'e girdim. Utku 3-4 snap atmıştı. Ona anlamsız bir bakış attım. Bir tanesi bizim ellerimizdi. Bir tanesi benim çikolataya bakıştığım videoydu. Bir tanesi de hayvan gibi yemek yerken ki videomdu.
Ben: YA ÇOK GICIKSIN! ' dediğimde çok bağırmış olacağım ki görevliler bize bakıyordu. Al işte yine rezil olmuştum. Onlara gülümsedikten sonra ayağa fırladım.
Ben: Hadi kalkalım.' diyip elimi uzattım. Utkubir elime bir bana bakıyordu. Elimi tutu.
Ben: Sahile mi yoksa başka bir şeyler mi?
Utku: Hâlâ o kıza ne dediğini merak ediyorum.
Ben: Of söyleyeceğim ama dalga geçmek yok anlaştık mı?
Utku: Ya ben ne zaman seninle dalga geçtim?
Ben: Iı bir düşünelim... Kursa gideceğim için bana imam demiştin salak... Iıı... Başka hatırlamıyorum.
Utku: Yaa of yine aynı konulara başlamayalım.
Ben: of iyi tamam.
Utku: Hadi söyle bakalım kıvırcık.
Ben: Ya şey... Ben sadece ona senin sevgilin olduğumu söyledim.
Utku: Hayır bence bu değil.
Ben: Evet tam olarak bu.
Utku: Hayır değil.
Ben: Gel gidip soralım.' Diyip koşa koşa Kumsal'ın yanına gittim.
Ben: Kumsal bir şey soracağım. 'Diyince Kumsal bana döner dönmez Utku'yu gördü ve kıkırdadı.
Kumsal: Evet dinliyorum.
Ben: Ben bugün sana ne dedim?
Kumsal: Utku'nun sevgilisi olduğunu ve yanında görürsen kafamı sökeceğini söyledin.' Diyip kıkırdadı. Bende kıkırdadım. İkimizde Utku'ya bakıyorduk.Utku elimi tuttu ve beni sürüklemeye başladı.
Ben: Utkudur!
Utku: Ne oldu?
Ben: Nereye gidiyoruz?
Utku: Sahile salak görmüyor musun?
Ben: Utkubikinim yok mayom yok nereye götürüyorsun yavrum?
Utku: Aa evet lan.' Deyince beraber kahkaha attık. Odalarıma çekildiğimizde mavi bikinimi giyindim ve üstüne de şortumu ve yarım tişörtümü geçirip plaj çantamı hazırlamaya başladım.
Kitap her zaman gereklidir. Kulaklığımı da alayım. Şey de lazım... Iıı şey... Şarj aletim... Şarj aletimi ne yapacaksam? Kuma mı takayım? Şezlonga mı takayım? Denize mi sokayım? Priz yok priz. Aman neyse belki modern bir yerdeyiz? Ben hazılıklara devam edeyim. Mavi havlumu alayım. Plaj terliklerimi çıkarmam lazım. Nerede bu lanet terlik?? Aferin bana valizin en derinlerine sokmakla çok iyi akıl etmişim. Kim bilir ne hale gelmiştir canım terliğim. Bir de ona 45 lira verdim boru değil. Çıkardığımda hâlâ sapasağlamdılar. Güneş kremimi almam lazım. Ben zaten sürmeyecektim. Ama olur da biri ister diye götürüyordum. Ne kadar sevap kasan bir kızım! Çantamın fermuarını çektim. Banyoya girip vücudumu -her ne kadar kokmasa da- hindistan cevizi losyonumla losyonladım. Sanırım hazırdım. Sırt çantamdan güneş gözlüğümü ve bir toka alıp çıktım. Utkukapının önünde artık yılmış bir şekilde bekliyordu.
Ben: Sen benim oda numaramı nereden biliyorsun?
Utku: Görevliler söyledi.
Ben: hm. Peki. Çok beklettim mi?
Utku: Ah. Hayır. Saçmalama. Sadece geleli.... 42 dakika olmuş. Yani çok beklemedim.
Omzuna hafifçe vurup güldüm. Aklıma türlü türlü sorular geliyordu. Ama yüz yüze soramazdım. Bir cesaret geldi.
Ben: Bir şey soracağım
Utku: Ah senin şu soruların bitmiyor mu?
Ben: Ay tamam be. Salak.
Utku: Ya tamam sor sor.
Ben: Git be. Mal.
Utku: Hadi yaa.
Ben: Biz şuan neyiz?
Utku: Bacımsın.
Ben: Eyvallah Bro.
Napıyorduk biz ya? İyice mallaştık şu zamanlar. Bana 'Bacım' deyince alınacağımı düşünmüştü. Fakat alınmadığımı görüp ona 'Bro' dediğim için bozulmuştu. Ama bende bana 'Bacım' demesine bozulmuştum. Herşey karşılıklı yavrum.
Utku: Şu sıla'nın yanındaki çocuk kim?
Ben: Hiç bilmiyorum ki. Gidip tanışmaya ne dersin?
Utku: Olur.
Sıla'ların yanına gittiğimizde onu çok özlediğimi belirten ufacık sarıldım. Hemen konuya geçtim.
Ben: Sen hâlâ beni yanındakiyle tanıştırmadın. Ne zaman tanıştırmayı düşünüyorsun?
Sıla: Aaa eveet. Tam olarak 1 haftadır çıkıyoruz. Bu Deniz Elif, Elif Deniz.
Çocuk elini uzattığında sadece gülümsedim. Kabalık mı etmiştim ya? Aman bana ne tanımadığım çocukla bir de el mi sıkışacaktım? Ya sapıksa? Ya psikolojisi bozuk bir manyaksa? Her şey olabilir. Devir kötü arkadaşlar. Kanmayın kimseye.
Düşüncelere dalmışken Utku ile Deniz çoktan ortak yönlerini konuşuyorlardı. Sıla bize de ikili şezlong tuttuğu için en güneşli kısmı ben aldım. Tabii ki de düşünceli bir sevgili olduğum için Utku'ya da Mat getirmiştim. Onun Mat'i siyahtı çünkü o siyahı severdi. Benimki maviydi Mat'ımı maviyi severken almıştım. Sonra herkes mavi rengine -Tumblr yüzünden- dönünce ben griyi seçtim. Ama Mat'ımı değişemezdim. Utku'nun Mat'ı üzerine havlusunu serdim. Çünkü Mat'lar güneşte kalınca aşırı sıcak oluyorlar. Kendi havlumu serdikten sonra tişörtümü ve şortumu çıkardım. Suyun nasıl olduğunu merak ettiğim için ayağımı sokmaya gittim. Bir çift el beni suya itti. Ben arkama bakamadan çoktan suya batmıştım. Nefes almaya zamanım kalmadığı için bolca su yutmuştum. Beni iten kişi Pelin'di. Aramızda çok bir mesafe olmadığı için onlar bana gülerken yaklaşıp elinden onu da denize çektim. Herkes birbirine aynı şeyi yaptığında gülmekten ölecek derecedeydik. Suyun içi aşırı soğuktu. Üşüdüğüm için aceleyle çıktım. Havluma sarıldım. Utku bana bakıp hâlâ gülebiliyordu. Ona bakıp gülümsedim. Havlumu şezlongun mantarına asıp Mat'ıma yattım. Telefonumu çıkarıp kulaklığımı taktım. Tam uykuya dalmıştım ki hunharca uyandırıldım.
LAN BU NE?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşey Senle
ChickLit"Unutma!" dedi. Kısa bir kahkaha sonrasında hışımla yaklaştı. "Sadece nesnelere sahip olabilirsin, insanlara değil." Sinirli olduğu belliydi. Biraz geriye çekildim. Söyleyecek bir şey bulamıyordum. Benden bir şey söylememi bekler gibi bir ifadesi va...