7~ ''Siz çıkıyor musunuz?''

119 33 1
                                    

Telefonumla oynarken önümdeki basamağı fark etmedim ve düşerken biri beni tuttu. Tabii ki filmlerde yaşamadığımız için Destina'nın kolunu çektim. Beni tartabilir sanmıştım fakat o benden daha hafif olduğu için yere kapaklandık. Acaip dizim acıyordu fakat belli etmeden kahkaha attım. Hepimiz buna alışkınız değil mi? Canımız acıdan yansa bile kahkaha atarız. Tipik bir Türk kızıyım işte. Destina toparlanabildi. Onlar yukarı çıkınca ben halen yerdeydim. Dizim çok acıyordu. Mal bir çocuk yanımıza geldi. Tabii ki beni kaldırmak isteyecekti fakat ben izin vermeyecektim. Neden erkeklerin hepsi aynı olmak zorunda ki? Mal erkekler, hepsi salak.

Fakat ayağım bok çukurundaydı. Yardım etmesine izin verecektim. Sanki bacağımda dinozor tepiniyordu-ki bu imkansız bir şeydi-ama ben ve hayal gücüm bu örneklere elverişliydi. Çocuk bana doğru yaklaşınca yapmacık bir şekilde gülümseyip tam konuşacaktım ki

''Kalkma işi o kadar uzun sürecekse ben arka merdiveni kullanayım?'' dedi alaycı bir gülümsemeyle. Ne? Yardım etmeyecek miydi? Hahaha dalga geçiyor sanırım. Dizime odaklanıp tekrardan ona baktığımda kaşlarını cevap bekler gibi kaldırdı. Of bu mal ciddiydi. Gözlerimi devirip dizimi hafifçe tutarak ayağa kalktım. Canım yanıyordu. Ne olurdu ki şu güzel ve masum bir genç kıza yardım etseydi? Ölür müydü yani? Merdivenleri çıkarken gülümsedi.

''Ukala'' diye fısıldadım arkasından. Duymuş olacak ki durdu ve döndü.

''Bir şey mi dedin?'' dedi tek kaşını kaldırarak. Gülümsedim. Allah'ım burnu muhteşem ötesiydi. Sanki özenle yapılmış gibiy- ne diyordum ben. Kafamı sallayıp kendime geldim.

''Dizim diyorum. Ne kadar tatl- ııı şey ne kadar da acıyor. Bir centilmen gelse de beni kurtarsa diye burada bekleyeceğim. Sana karşı bir şey değil yani.'' deyip gülümsedim. Dizimi tutup basamağa oturdum. Sanırım gitmişti. Arkam ona dönüktü zaten. Bu yüksek sesli lobide onu duyamazdım da muhtemelen gitmişti. Bekleyecektim. Ne zamana kadar sürer bilmiyordum fakat bekleyecektim. Canım sıkılmıştı. Bikinim elbiseme baskı yaparak ıslatmıştı. Utanmasa belli olacaktı. Etrafımdaki adamlara bakınıyordum. Birinin 'BÖÖ!' diye bağırmasıyla çığlık attım. Herkes bana bakıyordu. Kalbim sanki 'Yeter sıkıldım çıkacağım şuradan öl artık!' diye söyleniyordu. Arkama baktığımda bu kişinin bizim 'Ukala' olduğunu fark ettim. Kahkaha atıyordu. Ona sinirli sinirli baktım. Sustuğunda ellerini belime doladı ve kalkmama yardım etti. Acıyla inledim.

''Üstüne basamıyorum dedim.'' diyerek fısıldadım. Canım çok yanıyordu. Tabii ki her wattpad hikayesindeki gibi beni kucağına alacaktı. Ama sanırım bu o tür 'Ukala'lardan değildi. Beni tekrar otutturdu.

''Ben gidiyorum.'' dedi. Ah ciddi misin? Ya ne kadar üzüldüm şimdi bak. Zaten 18 dakika boyunca beklemişim daha beklerim canım sen şey yapma. Ciddi ciddi gitmişti UKALA. Gitmeyeceğini sanmıştım ama gitmişti. Arkadaşlar bakın bu dramdır.

5 dakika kadar sonra elinde tekerlekli sandalyeyle geldi. Tabii ne filmlerde yaşıyorum ne de wattpad hikayelerinde. Kaderim bu kaderim.

''Ciddi misin?'' dedim tekerlekli sandalyeye bakarak. Hiç cevap vermeden güldü ve gitti. Ay geri gelmesin n'olur? Tekerlekli sandalyeyle bakışıyordum. Sonunda bunu kabullenip yavaşça kalktım ve oturdum. Sanıldığı kadar kötü değilmiş. Hatta acaip rahatmış. Ben artık işlerimi bunla halletmeyi düşünüyorum. Tekerleklere elimi koydum ve kendimi var gücümle ittirdim. Ben buna her gün 1 saat kadar binsem kol kası yaparım. Asansöre geldiğimde düğmey bastım ve beklemeye başladım. Geldiğinde bindim ve kaçıncı katta olduğumu hesapladım. 9. düğmeye bastım ve beklemeye başladım. Bu asansörde neden klima yok? Biri bana açıklasın. Ter kokmamı mı istiyorsunuz yoksa terden erimemi mi?

Sonunda gelmiştim. Odaya girdiğimde Sıla çığlık attı ve bana dikkatlice baktı. Gülümsedim. Anlamadığım bir şekilde beni asansöre sürükleyip revir gibi bir yere getirdi. Kadın dizime soğuk bişey sıkıp uyuşturdu. Sardı ve hemen kalkabileceğimi söyledi. Kalktım ve tekerlekli sandalyeyi katladım. Üstüne basmak zordu fakat dayanacaktım. Şimdi o 'Ukala'yı nereden bulacaktım? En iyisi tekerlekli sandalyeyi resepsiyondaki görevliye teslim etmekti.

Herşey SenleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin