Birisi üstüme su sıkıyordu. İşi bitince kafamı kaldırdım. İçimden ettiğim küfürlerin haddi hesabı yoktu. Kafamı kaldırdığımda bu kişinin Utku olduğunu fark ettim.. Arkasındaki çocukta su tabancasına bakarak ağlıyordu. Babası geldiğinde Utku çocuğu susturmaya çalışıyordu. Hafifçe kıkırdadım. Bu çocuk daha büyüyecekte baba olacakta çocuğunu susturacakta. Adam neyse ki hiç bir şey söylememişti. İyi niyetli çıktı çok şükür. Utkuyanımdaki şezlonga oturup bana baktı.
Utku: Uzay böyle olursa yandık.
Uzay? Böyle? Olursa? YanDIK? Beraber?******************
Ben: Aşkım?
Utku: Efendim?
Ben: Eğer kızımız olursa ilerde adını Ilgın koysak olur mu?
Utku: Olur da neden?
Ben: Çok sevdiğim bir isim. Anlamı da güzel.
Utku: Olur tabii ki.
Ben: Oğlumuzun ismini de sen seç.
Utku: Daha çok var düşünürüz.
Ben: Yaa hadii.
Utku: Bilmiyorum daha önce hiç düşünmemiştim.
Ben: Evren, Uzay, Dünya, Egemen. Hadi seç.
Utku: Uzay olsun!
Ben: hahaha peki.
Utku: Seni seviyorum.
Ben: Seni seviyorum.*****************
Utku'ya bakarak sırıttığımı fark ettim. Yüzümü düzeltip şezlonga uzandım. Önümden geçen Köprücük Kemiği uzun süre gölge yapmıştı. Ay pardon erkekmiş. Telefonumu çıkarıp Tumblr'da bir kaç dakika takıldıktan sonra Snap'e girdim. Snapleri izlediğimde telefonumu kitleyip yanıma koydum. Gözlüğümü indirip ayağa kalktım. Tekrardan kıyafetlerimi giyindim. Eşyalarımı topladım. Keyfim kaçmıştı. Bir şey beni rahatsız ediyordu fakat ne olduğunu bilmiyordum.
"Ben odaya çıkıyorum." Demiştim. El sallamıştı. Sıla'ya da el salladıktan sonra alev gibi yanan kumlarda çıplak ayaklarla yürüdüm. Ayaklarım gıdıklanıyordu. Her adımda değişik dans figürleri icat ediyordum resmen. Daha fazla rezil olmadan terliklerimi giyindim. Odaya çıkmak için merdivenlere yöneldim. Ama inanın hiç 4 kat çıkasım yoktu. Dizlerimden aşağısını hissetmiyordum diyebilirim. Asansöre yöneldim. Geldiğinde etrafıma dikkat etmeden binmiştim. İçeride bir kaç tane nefes sesi duyunca arkamdakileri incelemeye başladım.
Patronlar asansörüne mi binmiştim? Bu da neydi böyle? Ben neredeydim? Etrafımda bu kadar takım elbiseli adam olması, erkek giyim mağazasının vitrininde dikiliyormuşum gibi hissettiriyordu.
Mükemmel gözlüğüm elimde sıktıkça suyu çıkmış gibi, terden vücudum ıslanmıştı. İlk inen ben olmuştum. Odaya girdiğimde çantamı özenle yere fırlattım. Banyoya girmeden önce serinlemeye ihtiyacım vardı. Etrafıma bakındım.
Klimayı icat eden kişiye öyle dualar edesim vardı ki, odada klima arıyordum. Hadi ama ciddi misin? Klima yok muydu? Menepozlu kadınlar gibi yelpaze mi taşıyayım yanımda?
En sonunda kıyafetlerimi aldım ve banyoya girdim. Duş lifinin her değdiği yer resmen yanıyordu. İlk günden bu kadar yanmam normal değildi. Gerçi uyumuştum ama canım çok acıyordu. Zar zor yıkanarak çıktım. Kolsuz bir şey giyinecektim. Omuzlarım, sırtım, kollarım, bacaklarım, göbeğim her yerim yanıyordu. Üstümü giyindikten sonra banyodan çıkıp televizyona göz attım. Kimse daha gelmemişti. Bensiz eğlendikleri belliydi. Belki Utku gelmiştir diye odamdan çıkıp kapısını çaldım. Kapıyı Kumsal açtı. Ona gülümsedim. İyi bir kız olabilirdi. Arkadaş çevresi bizimki kadar kuvvetli değildi. Bence bizimkilerle konuşup onu bizim gruba almamız gerekirdi. Ama öncelikle kankalık kuralı sözleşmesini imzalaması gerekiyordu. Yaz Öküzü'ndeki gibi bir kız değildi. Çok sessiz sakindi. Yeri gelince konuşmasını biliyordu. Çok sık boğaz etmiyordu. Hem görünüşü de fena değildi. Saçları beline kadardı. Sırtına kadar olan yeri her zaman düz, alt kısımları kıvır kıvırdı. Gözleri elaydı. Fiziği çok muhteşemdi.
Utku'nun gelmediğini fark etmiştim. Kumsal banyo yapacağını söyleyip girdi. Bende Utku'nun yatağına uzanıp telefonumla oynamaya başladım.*************
Gözlerimi açtığımda birinin omzunda uyuduğumu fark ettim. Kokusuna bakılırsa bu kişi Utku'ydu Benim için cennet gibi kokuyordu. Kafamı kaldırdığımda onun uyuduğunu fark ettim. Gülümseyip kafamı tekrar koydum. Bekledim bekledim. Uyanmamıştı. Kafamı kaldırdım ve ne zamandır hayal ettiğim şeyi yaptım. Öptüm ve gözlerini açtı. Uykusu gerçekten bu kadar hafif miydi? Yoksa uyumuyor muydu? Gözlerimi kırpıştırdım. Gülümsedi ve saate baktı.
Ben: Acıktım.
Utku: Bu saatte yemekhane açık değildir.
Ben: Ama açım.
Utku: Aşkım uyumasaydın. Uykucu Elif geri döndü!
Ben: Ya seni beklerken uyumuşum napayım?
Utku: Denizde de uyudun salak.' Dediğinde ona dil çıkardım.
Ben: Acıktım kalk hadi.
Utku: Ya ne yiyeceksin merak ediyorum.
Ben: Ya çiğ köfte, hamburger, patates, dürüm, gözleme falan bulurum ben bir şeyler. Hem sen acıkmadın mı?
Utku: Ben akşam yemeğine indim.
Ben: Hadi ya.
Ya ben açım aç! Benim bir ayı olduğumu bilmesi gerekirdi. Utku yerinden kıpırdamadı. Aksine gözlerini kapadı. Bu huyuna gıcık olmuştum. Benim için her şeyi yapan Utku gitmişti yerine tam aksisi gelmişti. Ben yatağın köşesine oturuyordum. Kapı çaldı. Kumsal gelmiştir diye kapıyı açtım. Karşımda Burger King motorcusu duruyordu.
Motorcu: Siparişleriniz...
Ben: Aa yok... Şey onlar bizim değ-
Utku: Ne kadar?' Deyince mal mal ona baktım. Utku ödeyince de ona mal mal bakıyordum.
Ben: Utku saçmalama bizim değil o!
Utku: Of kes.
Ben: Ya başka birininse ve şirketi davalık ederse?
Utku: Ben istedim aşkım ben.
Ben: Nasıl? Hani yemiştin sen?
Utku: Sürpriz yapmak istedim belki?
Ben: Oyy senin sürprizini yerim.' Diyip yanağını sıktım.
Utku: Aman aşkım sakin. Bak yemek getirdiler.
Ben: Of iyi be!Yemeğimiz bitince ben aceleyle toparladım. Kumsal gelirse kızmasın. Sonra tekrar Utku'nun yatağına yattım. O da yanıma uzandı.
Ben: Ya benim bir düşüncem var?
Utku: Neymiş o?
Ben: Ya biz Kumsal'ı da grubumuza mı alsak?
Utku: Niyeymiş o?
Ben: Ya kız tek başına onun için üzülüyorum.
Utku: Ya sen o kıza gıcık olurdun ne ara duyguların kabardı?
Ben: Ya dalga geçme!
Utku: Tamam tamam.
Ben: He bir de şey... Buraya geldiğimde Destina adında bir kızla tanıştım. Sıla'da beğendi kızı... Bence bi artık 6'lı bir grup olabiliriz?
Utku: Heh bak o olur. Ama Sıla'lar nasıl karşılayacaklar bu durumu?
Ben: Hiç bilmiyorum. Fakat fark ettin mi bilmiyorum ama buraya geleli Sıla bizimle hiç takılmıyor. Biz bilmeden bir şey mi yaptık acaba?
Utku: Hiç sanmıyorum. Her zamanki Sıla işte.
Ben: Bu arada bakıyorum da Deniz'le iyi kaynaştınız.
Utku: Gibi bir şey. Komik çocuk.
Ben: Hm. Peki. Saat kaç?
Utku: 06:23
Ben: OHA!!
Utku: Ya zaten kalkınca saat 4 gibi bir şeydi.
Ben: Kumsal nerede acaba?
Utku kıkırdadı. Ben ona anlamsızca baktım. Kıkırdamaya devam etti. Kıkırdamalarını seviyordum. Hoşuma gidiyordu.
Ben: Ne oldu?
Utku: Ya sen tabii bilmiyorsun... Ben onu senin odaya gönderdim.
Ben: NE YAPTIM DEDİN?!
Utku: Şştt! Bağırma.
Ben: Neden böyle bir şey yaptın? Ben nerede kalacağım?
Utku: Kumsal'ın yatağı boş.
Ben: Omuzunuz dolu galiba beyefendi.
Utku: uhm. Omuzum Elif Hanım'a rezerve güzelim.
Ben kıkırdadım. Uzun uzun birbirimizin suratını inceledik. Bütün suratının her ince detayına kadar her şeyi ezbere biliyordum. Yeni yerler keşfedince kalbim göğüs kafesimle halay çekiyordu. Hoşlanmak değildi bu, sevgi değil, aşk değildi bu. Daha ilerisiydi belkide. Daha deriniydi.
Her hücresiyle beni mutlu ediyordu. Her hücremle onu mutlu etmeye çalışıyordum. Elini sarılmak için omzuma götürdüğünde hafifçe çığlık attım. Ne olduğunu anlamaz bakışlarla bana bakıyordu."Oraya dokunma acıyor." Dememle kahkaha atmaya başladı. Gülünecek bir şey bulamıyordum. Hem nasıl olurda güneşin ortasında ben yanardım da o yanmazdı? Saç-ma-lık. Ben bunları düşünürken o kahkahalarına devam ediyordu. Bittiğini sandığım sırada konuşmak için nefes aldım ama konuşamadan geri verdim. Artık cidden sinirlenmiştim. Bu kadar komik ne vardı sahi? Ayağa fırladım ve ellerimi göğüsümde birleştirdiğimde özür bekliyordum. Beklediğim tepkiyi alamayınca kapıya yöneldim.
Utku: öz ahahahah özü ahahaha özür ahahahahaha dil ahahahah diler ahahahah dileri ahahahahaha dilerim.
Ona döndüm.
Ben: iz ihihihih izi ihihih izir ihihihihihi dil ihihihih dilir ihihihih diliri ihihihihihi dilirim.
Utku: ya ne var güzelim ya? Eğleniyorduk şurada.
Ben: yi ni vir gizilim yi? İğliniyirdik şiridi. Bir de utanmadan konuşuyor. Cık cık cık. Ayıp. Ben doğuştan haklıyım ama yinede tartışmak istersen tartışalım.
Utku: Aman yok. Buraya ne senle tartışmaya ne de triplerini yemeye geldim. Kafa dinlemeye geldim kafa.
Gözlerimi devirerek Kumsal'ın yatağına oturdum.Utku bana bakıyordu ben halıya. Yine kavuştuk halı ve saçma desenler.
Ben: Kalk ve bana pijama ver.
Utku: ne?
Ben: Kalk ve bana pijama ver dedim. Pantolonla yatacağımı düşünmüyordun herhalde?
Utku kalkıp bir şeyler verdi. Muhteşem derecede Utku kokuyorlardı. Resmen pijamalara aşık olmuştum. Banyoda değiştikten sonra geri döndüm. Eşortmanı saymazsak tam olmuştu. Mert bana gülümsedi sonra telefonuna döndü."Kiminle konuşuyorsun?" Diye atılınca heyecandan telefonu geri çekti. Elinden tutup alınca konuştuğu kişinin 'Eski Kız Arkadaş'ı olduğunu farkettim. Telefonu hızlıca yüzüne fırlatıp Kumsal'ın yatağına yattım. Şuan aklımdan onu geçirmek istemiyordum. Sadece bana ihanet etmiş gibi hissediyordum. Bok gibiydim. Gözlerimden bir kaç damla yastığa damlamıştı. Gözlerimi sildim. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım.
~~~~~~~Utku'nun Anlatımı~~~~~~~~~~
Elif banyoya girince telefonumu hatırlayıp mesajlara baktım. Çoğu annemdendi. Bir kaçı da Selin' den -Eski Kız Arkadaşım- Snaplerimi görmüş. Bu otele her sene geldiği ve bir haftaya burada olacağı yazıyordu. Mesajlara geçiştirici yanıtlar veriyordum. Ama buraya gelmesi ne Elif için ne benim için ne de ilişkimiz için iyi olmayacaktı. Elif çıktığında kiminle konuştuğumu merak edip telefonu elimden aldı ve okudu. Almaya çalıştım fakat olmadı. Zaten ben hep geçiştirdiğim için anlayışla karşılayacağını düşündüm. Fakat öyle olmadı. Telefonu yüzüme atıp yattı. Ağladığı nefeslerinden anlaşılıyordu. Ona şuan sarılmak istiyordum. Uyumasını bekleyecektim.Nihayet tam anlamıyla uykuya dalmıştı. Yanına gittim. Ona sarıldım. Yanağını öptüm. Kulağına "Seni seviyorum prensesim." Dedim. Uyanmayacağını bildiğim için rahattım. Kalktım ve yerime yattım. Onun yanına yatmak istiyordum ama şu anlık yerim burasıydı.
'İyi geceler bir tanem.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşey Senle
Genç Kız Edebiyatı"Unutma!" dedi. Kısa bir kahkaha sonrasında hışımla yaklaştı. "Sadece nesnelere sahip olabilirsin, insanlara değil." Sinirli olduğu belliydi. Biraz geriye çekildim. Söyleyecek bir şey bulamıyordum. Benden bir şey söylememi bekler gibi bir ifadesi va...